KUZULAR MERA´YA YAYILIYOR?

KUZULAR MERA´YA YAYILIYOR?

.

Türkiye´nin en önemli büyükbaş hayvan yetiştiriciliği merkezlerinden Doğu Anadolu´da, ilkbaharın gelmesiyle inek, koyun ve kuzuların mera hasreti sona erdi.

Ülkede kışın en sert geçtiği ve yılın büyük bir bölümünde soğuk hava ve kar yağışının etkili olduğu bölgede, ilkbaharın gelmesi ve meralardaki karların erimesiyle otlar büyümeye başladı.

Meraların yeşermeye başlaması üzerine bölgenin besicileri, hem yem maliyetlerini düşürmek hem de inek, koyun ve kuzularının daha sağlıklı olup iyi beslenmesi için hayvanlarını meralara saldı.

Aylardır kaldıkları ağıllardan açık havadaki meralara çıkan inek ve koyunların yanı sıra besili kuzular, bol bol otlayıp karnını doyuruyor.

Bölgede özellikle kış boyunca ağılda beslenen annelerinin meralara çıkmasını ağıllarda bekleyen küçük kuzuların otlaklardan dönen anneleriyle buluşması ise renkli görüntüler oluşturuyor.

Küçükbaş ve büyükbaş hayvanların meralara çıkması yem maliyetlerini düşüren besicileri de mutlu ediyor.

Erzurum Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Osman Akar, yaptığı açıklamada, Erzurum´un tarımsal ve hayvancılık potansiyelinin yüksek olduğunu söyledi.

Akar, kentte yaklaşık 730 bin büyükbaş ve 714 bin küçükbaş hayvan olduğu ifade ederek, şehrin, hayvan sayısı bakımından ülkedeki en büyük ikinci kent olduğunu aktardı.

Bu hayvan sayısına rağmen arzu edilen katma değere ulaşamadıklarını dile getiren Akar, "Burada her yıl yetiştirdiğimiz yaklaşık 108 bin büyükbaş ve 370 bin küçükbaşı diğer illere sevk ediyoruz. Bu potansiyelin daha iyi değerlendirilmesi için projelerimiz var." diye konuştu.

Akar, Erzurum´da büyük mera potansiyelinin de olduğunu vurgulayarak, "Türkiye´deki meraların yüzde 11´i Erzurum´da, bu meraların en verimli şekilde kullanılması önem arz etmektedir. Mera ıslahına yönelik çalışmaları komisyonumuz vasıtasıyla yürütüyoruz. 2018 yılı otlatma mevsiminde ilk etapta ilimizde olan hayvanların ihtiyacını karşılayacak şekilde mera planlaması yapıyoruz. İhtiyaç fazlası meraları ise öncelikle il içindeki daha sonra il dışından gelen göçerlere, kiralama yöntemiyle veriyoruz."

- Meralara sahip çıkılmalı

/resimler/2018-4/4/1019580013816.jpg

Meralara sahip çıkılması gerektiğini söyleyen Akar, şunları aktardı:

"Meralar geleceğimizdir, bir metrekare alanda, toprağa faydalı böcek ve onlarca çeşit bitki var ve ilimizdeki meralar bitki bakımından çok zengin. Bu meralar, buradaki otlardan beslenen hayvanlardan elde edilen süt ve et ürünlerine lezzet ve aroma veriyor. Hayvanlar ağılda beslenince maliyet yükseliyor, 5 ay boyunca meralarında otlayınca maliyet düşüyor."

- Kışın hayvanın bakım ve yem maliyeti ağır

Erzurumlu besici Muammer Tekiner ise kentin Yolgeçti Mahallesi´nde yaşadığını ve 23 yıldır büyükbaş hayvan yetiştirdiğini söyledi.

Tekiner, ekim ayından itibaren hayvanlarını ahırlarda beslediğini belirterek, "Havaların ısınması ve ilkbaharın gelmesiyle hayvanları meraya çıkarıp bir süre alıştırma faslı yapıyoruz. Kış boyunca ahırlarda kalan hayvanlar ve bizler bu durumdan bıktık. İlkbaharın gelmesiyle hayvanlarımızın da bizim de mera hasretimiz sona erdi." dedi.

Hayvanlarını kışın ahırda beslemenin zorluğuna işaret eden Tekiner, "Kışın hayvanın bakımı ve yemlenmesi ağır maliyet getiriyor, 20 büyükbaşın yaklaşık 20 bin lira masrafı oluyor ama baharda maliyetler yüzde 50 düşüyor, süt verimi artıyor. Merada otlayan hayvanın sütü de lezzetli oluyor." ifadesini kullandı.

Tunceli´nin Çemişgezek ilçesi Payamdüzü köyünde hayvancılık yapan Nihat Yıldırım da hayvancılığın bölgede baba dede mesleği olduğunu söyledi. 

Köylerindeki 140 ailenin yaklaşık 21 bin koyunu bulunduğunu vurgulayan Yıldırım, köylerinde oldukça fazla büyükbaş hayvan varlığı olduğunu da aktardı.

Yıldırım, hayvanlarını meralara çıkarmaktan mutlu olduklarını anlatarak, "Geçim zor, şartlar ağır. Ürünlerimizin para etmesini, emeğimizin karşılığını almayı istiyoruz. Hayvancılıktan kazanıp, hayvancılığa yatırıyoruz. Arpasına, samanına, çobanına, ilacına, yaylasına, arabasına para verirken bize bir şey kalmıyor." dedi.

- Besicilerin çoban sıkıntısı

/resimler/2018-4/4/1021040327795.jpg

Hayvancılığın yörede işsizliği önleyebileceğini anlatan Yıldırım, çoban sıkıntısından yakınarak şunları dile getirdi:

"Türkiye´de fakir var, iş sorunu var diyorlar ya da işimiz yok diyorlar. İş var, iş imkanı var ama parayla çalıştıracak bulamıyoruz. Madem fakir var, işe ihtiyacın var gel çalış, para kazan. Çobanlara 6 bin lira aylık veriyoruz, az para mıdır, bir memurdan daha fazla kazanıyor. Üstelik yatması, yemesi, içmesi, her türlü masrafı bize ait, ama bulamıyoruz." 

İlçedeki sürü sahibi Ağa Yıldırım da hayvancılığın zorluğunun yanında en önemli sorunlarının çoban bulamamak olduğunu belirtti.

Tunceli´de hayvancılığın en önemli geçim kaynağı olduğunu ve geliştirilmesi gerektiğini dile getiren Yıldırım, "Bir çobanın aylığı 7-8 bin lira, validen generaldan fazla para istiyorlar. Çoban bulamıyoruz." diye konuştu.

Köy sakinlerinden Eyüp Demir ise 1990´lı yıllarda Tunceli´de 900 binin üzerinde küçükbaş hayvan bulunduğunu ve yaşanan güvenlik sorunları nedeniyle pek çok ailenin hayvanlarını satarak kentten göç ettiğini belirtti. 

Demir, kentte küçükbaş hayvancılığın desteklenmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.(aa)

/resimler/2018-4/4/1021564234981.jpg

/resimler/2018-4/4/1022445173294.jpg

/resimler/2018-4/4/1023510799614.jpg

/resimler/2018-4/4/1024422206867.jpg



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor