Bütün şehirler öyle mi bilmem ama maalesef yaşadığımız şehir tam anlamı ile kuralsız bir şehir. Nedendir bilmem ama hiç kimse kuralara uymuyor.
Hamza SALMAN Yazıyor
Herkes bir yol tutturmuş gidiyor.
İnsanlar işine nasıl geliyorsa o şekilde hareket ediyor. En önemlisi trafikte kuralsızlığın artık çekilmez hale gelmesidir.
Trafiğin düzgün işlemesi için kuralara uymak gerekir. Aksi takdirde tıkanmalar ve kazalar olur.
Doğubayazıt?ta trafik o kadar sıkıntılı ki büyük şehirlerde dahi bu sıkıntıyı yaşayamazsınız.
Her şeyden önce Doğubayazıt?ta araç sayısı çok fazladır.
Bundan daha önemlisi insanlar kısa bir mesafeye dahi araçla gidince araç fazlalığından yollar tıkanmaktadır.
Diğer bir sorun da yollarımızın yetersiz olmasıdır. Zaten dar olan yollarımız hatalı planlamadan dolayı iyice daralmaktadır.
İşin daha da kötüsü bu dar yollara araçların park edilmesidir.
Herkes kafasına göre ve istediği yere aracını park etmektedir. Kimse kimseyi düşünmemekte dolayısıyla ne yollar yetmekte ne de araç park yerleri yetmektedir.
Yollarda seyreden araçlara bakıldığında kurallara uyan çok az araç görmektesiniz.
Dönüşlerde çok az sürücü sinyal vermektedir.
Hatalı sollamalar, sağlamalar, zikzak çizmeler yaygınlaşmıştır.
Genç yaşta araç sürenlerin çoğu hız sınırına uymamaktadır.
Araçların park edeceği yerler yok denecek kadar azdır. Tüm bunlara karşın kontroller yeterince yapılmamaktadır. Park yasağı olan yerlerde yapılacak parkların muhakkak surette engellenmesi gerekmektedir.
Gerek araç çekişleri gerekse park cezaları düzenli ve kesintisiz olmalıdır.
Hız sınırına uymayanlara anında ceza kesilmelidir.
Görüyorsunuz ya aslında insanın hem kendi hem de çevresi için kurallara uyması gerekirken maalesef kurallara uymamaktadır. Kurallara iradi olarak uymayınca bu defa yasalar devreye girmektedir.
Vicdani bir hassasiyet ile hiç kimsenin uyarısına ve zorlamasına gerek kalmadan yapılması gerekenler yapılmayınca bu defa ortaya müeyyideler girmektedir.
Aslında sadece trafik kurallarında ihlaller olmamakta hemen hemen hayatın her alanında ihlaller yaşanmaktadır.
Kaldırımlar üzerinde baraka şeklinde dükkânların yerleştiğini görüyor ve manzaraların ne kadar çirkinleştiğini fark ediyoruz.
Araçlara kapalı alanlarda araçların geçtiğini görüyoruz. Yayaların geçtiği kaldırım inişlerine araçların park ettiğini görünce neden bu araçların ikaz edilmediğini, ceza kesilmediğini veya çekilmediğini merak ediyoruz.
Merak ediyoruz ama artık bu tür sahneleri o kadar çok görüyoruz ki artık biz de kanıksar hale geldik.
