KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDIR

SEYİTHAN KAYA

Güncel 24.03.2025 12:09:00 1
KOMŞUSU AÇKEN TOK  YATAN BİZDEN DEĞİLDIR

“İman edip Salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılıp zekâtı verenler yok mu, işte onların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir.” (Bakara,277)

Gufran ve bereket ayı olan Ramazanı Şerifin yarısını geride bırakarak bayrama yaklaşıyoruz. 

Ancak bu Ramazanı da buruk ve hüzünle geçiriyoruz. Çünkü İslam âleminde zülüm,  kan ve gözyaşı dinmedi.

Filistin başta olmak üzere, Suriye, yemen ve Lübnan zülüm, soykırım ve filli işgal altında. 

Filistin soykırıma tabi tutuldu on binlerce çoluk çocuk, yaşlı ve kadın, varıl bombaları ve kimyasal silahlarla katıl edildi. Yüz binlercesi yaralandı on binlerce kayıp. Şehirler, köyler tam bir enkaz. 

Bu vahşet tüm şiddetiyle devam ediyor. 

Zalim, gaddar cellâtlar bununla da yetinmiyorlar zorla topraklarından çıkarmak istiyorlar. Ümmet ise sus pus. Bir birlerini yemekle kırmakla meşguldürler. Sanki Sıranın kendilerine gelmesini dört gözle bekliyorlar gibiyiler. 

Filistin gibi soykırıma tabi tutulma ve topraklarından zorla çıkarma Yâda Çinli kuzenlerin evlerine gelip yerleştiklerinde toplama kaplarına gönderildiklerinde, edep namus hayâ elden gittikten sonra uyanırlar. 

Diğer tarafta Çin de Uygur bölgesi Müslümanları başta olmak üzere Çin yaşayan Müslümanlar Çin’in ağır baskı ve züllümü altında inlemekte. 

Bu zalimlerde akla hayale gelmeyen işkence ve metotlarla Müslümanları dini inançlarından vazgeçirmeye çalışmaktadırlar. 

O kadar alçakça metodular uyguluyor ki hayvanları bile tiksindirecek yollar başvuruyor. 

O alçak metotlardan biri;

Müslümanların ailelerin son mahremiyet alanı olan evleri de gözetim altına almak için, ayda bir hafta boyunca gece gündüz kalmak üzere Müslümanların evlerinde zorlar misafir olan 'kuzenler' adlı memurlarını görevlendiriyor.

Bu kuzenler olarak adlandırılan bir milyonu aşkın din istihbaratı çisi casusları;

Ev sahibi Uygurların, namaz kılıp kılmadığını, Ramazan ayında oruç tutup tutmadığını, kadınların giyim kuşamlarını ve İslami kelime ve kavramları kullanıp kullanmadığını kayıt altına alıyorlar. 

Uzatılan sigarayı veya alkolü almamak, karşı cinsle el sıkışmamak gibi davranışlar da not alınan hususlar.

Ev halkında birisi gayrı ihtiyarı bile olsa dini bir kavramı ağzında kaçırırsa öreğin Allah dese o artık bir suçlu ve gidecek yer toplama kamplarıdır.

Herhangi bir yargı kararı olmaksızın tutulduğu bu kamplardaki mahkûm sayısının 3 milyonun üzerinde dır.

Bu kamplarda kalanlar domuz eti yemeye, alkol almaya ve İslam dinini kınamaya zorlanmaktadırlar.

İslam coğrafyasında Bu kadar gaddarca zulümler, katliamlar ve soykırım yaşanırken hiçbir Müslüman’ın hatta insanım diye bilen bir kimsenin vicdanı rahat ve huzur içinde olması düşünülmez.

Ancak diğer taraf tan da hayatın gerçekleri vardır yanı istemesek de hayat devam edecektir ve devam ediyor. Yani şartlar ne olursa olsun hayatın böyle bir gerçeği de vardır.

Bundan dolayı Ramazanı Şerifi, buruk ve hüzünlü geçirerek bayrama yaklaşıyoruz.

Tüm olumsuzluklara rağmen, Ramazanı Şerifi ve bayramın hayırlara ve zulüm altında inleyen İslam âleminin kurtuluşuna vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ve temenni ediyoruz. 

Bayramlar, sevinç ve sürur günleridir. Ulvi duyguların coştuğu, hürmet ve muhabbet gibi hislerin fertler arasında alabildiğine hareketlendiği güzel günlerdir. 

O günlerde, yardımlaşma ve kaynaşma son haddine varır. 

Yardım konusunda, Ramazanın ve ramazan bayramının kendine has bazı özelikleri vardır. Bunlar da biri belki en önemlisi Fitre sadakası. 

Ramazan bayramından önce, varlığın şükrü yaradılışın sadakası olan bu fitre sadakasını asgarisi belirlen miktarı ihtiyaç sahiplerine vermek.

Bir yardımlaşma biçimi olan fitre sadakası Müessesesi, muazzam ve yüksek ruh halı ile tahakkuk ediyor. 

Bu kendisine has ve göz yaşartıcı atmosfer ruhlara huzur gönüllere sürur veriyor. 

Evet. Öyle bir atmosfer ki, fitre alması gereken ihtiyaç sahipleri bile, sevabını umarak Allah’ın rızasını kazanmak için maddi olarak kendilerinden daha düşük durumda olanlara, fitre sadakasını vermeleridir.

İslam’daki yardımlaşma ve dayanışma hiçbir devlet sistemde hiçbir dini sistem de bulunmaz. 

Çünkü bu yardımlaşma hiç bir karşılık beklemeden rıza-ı bari için yapılmakta. 

Buda gösteriyor ki, Tarih küre-i arz da, böyle bir yardımlaşma örneğine şahit olmamıştır.

Dinimiz sosyal adaleti tesis etmek için, sosyal dengeleri çok iyi dizayn etmiştir. 

Yüce dinimiz bu bağlamda devamlı, fakiri güçsüzü, yoksulu korumuş, kollamış ve yanında yer almıştır.

Buna paralel olarak Maddi imkânı yerinde olana, zekât yükümlülüğünü getirmiştir. 

Bu konuyu o kadar önemsemiş ki, olmazsa olmaz, yani İslam’ın beş şartından biri olarak kabul etmiştir. 

Bu yapılmasa İslam’ın bir şartını yerine getirmemiş olur.

Kısacası, malın bir nispetini; fakire, güçsüze vermesini zorunlu kılmıştır.

İslam literatüründe sadakalar, ikiye ayrılıyor; birisi farz olan zekât, biriside vacip olan fitredir.

Sözlüğe bakıldığında “artma, çoğalma” anlamlarına gelen zekât, fıkıh olarak yani İslam hukukuna göre ise bir dinen zengin sayılan bir Müslüman’ın mallarından İslam’a göre belirlenen oranda Kur’an-ı Kerim’de belirtilen sekiz sınıftan birisine vermesidir.

İslamiyet’te en önemli ibadetlerden biri olan zekât vermek hem Müslüman’ın kulluk bilinci için hem

de Müslüman toplumlara sağladığı fayda açısından ayrı bir önem taşımaktadır

Zengin malının zekâtını vermek zorundadır. Çünkü zekât, fakirin zenginde ki hakkıdır. Zenginin ise borcudur.

Zekât bir yardım değildir. Fakirin zenginde bulunan emanet malıdır, alacağıdır:

Zengin zekâtını fakire verirken, aldığı bir borcun iadesi olduğunun idrakinde olmalıdır. Fakire bunu verirken, nefsine uyup fakiri rencide etmemelidir.

Çünkü Allah zengine bu malı verirken, fakirin hakkını o malda gizlemiş ve fakire verilmek üzere emanetine bırakmıştır. Verilen emaneti, yerine vermemek emanete hıyanettir. Emanete hıyanet de, münafığın alametlerinden bir tanesidir.

Dikkat ederseniz Camiye, mescide,  zekât verin demiyor; fakire verin diyor Yüce yaradan. Çünkü fakirin malıdır ve ayrıca sayılan sınıfların dışında kimseye verilmez.

Cebab-ı Hak Tevbe Suresi, 60. Ayet de:

‘’Sadakalar, Allah'tan bir farz olarak:

Yalnızca fakirler,

Düşkünler,

(zekât) işinde görevli olanlar,

Kalpleri ısındırılacaklar,

Köleler,

Borçlular,

Allah yolunda (olanlar) ve 

Yolda kalmış(lar) içindir. 

Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.’’ Buyurmaktadır.

Diğer taraftan, Varlığın şükrü olan fitreyi fakire vereceksin. 

Fitir kelimesi oruca son vermeyi, orucu açmayı (iftar) ifade eder. Bundan dolayı ramazan bayramına îdü’l-fıtr denildiği gibi ramazan ayını yaşamanın, onun mükâfat ve bereketinden faydalanmanın bir şükran belirtisi olarak verilen sadakaya da sadakatü’l-fıtr (sadaka-i fıtr) veya zekâtü’l-fıtr denilir.

İnsan olarak yaratılmanın ve Ramazan orucunu tutup bayrama ulaşmanın bir şükrü olarak; dinen zengin olup Ramazan ayının sonuna yetişen Müslümanların, fakir ve muhtaç kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır.

Sadaka-i fıtır, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olan her Müslüman’a vaciptir.

Allah fakiri maddi yönde korumak için zenginlere Zekât ve fitre verme sorumluğu yüklemiştir. Cenabı hak bununla da kalmamış;

Bununla beraber, bir Müslüman, yaptığı hataların cezasını fakire yoksula fidye diye vasıflandırılan maddi yardımda bulunarak ancak kurtulabileceğini buyurmaktadır. 

Yani,  Yeminine mi sadık kalmadın, kefareti, yoksulu doyuracaksın;

Kasten oruç mu bozdun, fakire maddi yardımda bulunacaksın; 

Verdiğin sözümü yerine getirmedin, fakiri doyuracaksın, ihtiyacını karşılayacaksın.

Kısacası, yaptığın her hatanın cezasını, fakiri gözeterek, kollayarak, kurtulacaksın.

Fakir ille de fakir, yoksa başka yolu yok.

Diyanet İşleri Başkanlığı, 2025 yılı için fitrenin asgari yani en az miktarını yüz seksen TL. olarak belirledi.

Diyanetin belirlediği miktara bağlı kalmadan, iftar sofranızın zenginliği oranında fitrenizi vermelisiniz.

Cimri davranmayınız, cömert olunuz, Allah cömertleri sever.

Emin olunuz ki Allah’ın vaatleri, boşuna değildir (hâşâ). Vereceğiniz her kuruşun, misilleri ile size geri döneceği gibi, görünen ve görünmeyen kazaları ve belaları da def eder; malı da eksiltmez, aksine çoğaltır.

Şunu da unutmayalım ki, fitrenin miktarı herkes için aynı değildir. 

Zengin zenginliği oranında, maddi durumu daha düşük olanlarda durumlarına göre fitre verecektir. 

Yoksa halk arasında bilinen şekilde değil, yani zengin bu miktarı asgari fitre miktarı olan (yüz seksen) TL. yi vermeyecektir. 

Bu miktar, isminden de anlaşılacağı üzere asgari, yani en az bu kadar olacak, bundan aşağısı olamaz.

Asgarisini elbette ki, durumu düşük olanlar verecektir. Zenginler ise, asgari miktarına bağlı kalmadan, servetlerinin nispetine göre, fitre sadakalarını vereceklerdir.

Servetini milyon dolarla hesaplayacaksın amma Fitre sadakasını garibanın verdiği asgari miktarında vereceksin.  Yok, böyle bir şey, veremesin; 

Komşunun ocağı tütmüyorsa, sen bu duruma kayıtsız kalamasın.

Bu durumu ihmal edemesin ve bu duruma kayıtsız kalmasın. 

Bu durumlara karşı duyarsız davranmak Müslüman’a yakışan bir davranış değildir. ‘’Komşu açken tok yatan bizden değildir.’’ buyuran bir Peygamberin ümmetisin.

Sana yakışan, geleceksin, Cenabı hakkın sana lütuf ettiği o milyon dolarlarını hesaplayacaksın bunun üzerinde hem zekâtını hem de yalnız kuş sütü eksik olan iftar sofranın, zenginliği nispetinde de fakir ve yoksulun hakkı olan fitre sadakasını vereceksin.

Bu şekilde mübarek Ramazan da azda olsa nimetleri paylaşmış olacaksın.

Yaptığın bu ibadettin vicdanında oluşturduğu iç huzuru ile hem Ramazan'ını hem de bayramın tadına varmış olacaksın.

Bu izah atlardan sonra; Şimdiden kadir gecesinin içinde bulunmadığı bin aydan daha hayırlı olan kadir gecenizi ve Ramazan bayramınızı tebrik eder, bu gecenin ve bayramın zülüm altında inleyen İslam âleminin kurtuluşuna ve insanlığın hidayetine vesile olmasını yüce Allah tan niyaz ve temenni ediyorum. 

Selam ve duayla

SEYİTHAN KAYA

Hasan çiftçi
24.03.2025 13:56:41
yüreğine ve nefesine sağlık tamamen doğru söylüyorsunuz Allah Razı olsun sizlerin de Kadir geceniz ve yakında gelecek Ramazan bayramınızı kutlar sağlık ve huzur içinde geçirmenizi yüce Allah tan Dilerim

Anahtar Kelimeler: KOMŞUSU AÇKEN YATAN BİZDEN DEĞİLDIR
  • BIST 100

    9715,58%4,48
  • DOLAR

    37,97% 0,00
  • EURO

    41,05% 0,01
  • GRAM ALTIN

    3689,82% 0,33
  • Ç. ALTIN

    5964,06% 0,02

Egazete


  • Çarşamba 11.1 ° / -0.4 ° false
  • Perşembe 11 ° / 2.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cuma 14.9 ° / 1.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Ağrı

26.03.2025

  • İMSAK 05:25
  • GÜNEŞ 06:51
  • ÖĞLE 13:15
  • İKİNDİ 16:44
  • AKŞAM 19:29
  • YATSI 20:50