Kelimeler, ihtyaçlardan doğma sesli ifadelerdir.
Bebeğin kulakları duymaya, gözleri görmeye başladığında beyin, sadece kayıt yapar. Hafıza belli bir miktar dolduğunda, işlemci kısım devreye girer ve kaydedilenleri anlamaya ve yorumlamaya başlar.
Vücut, daha önce ihtiyaç içerikli etkileşimlerin tepkilerini eksi ve artı şeklinde ağlama ve gülme olarak dışa vururken, daha sonra bu tepkiler, hafızanın kayd ettikleriyle daha detaylı ifadelerle devam eder. Bu şekilde devam ederken, bir süre daha ağlama ve gülme geleneğini kısmen sürdürür.
İFADE DE VÜCUT VE SÖZ ORTAKLIĞI
Doğuşla başlayan vücutsal ifade, sözlü ifade döneminde varlığını yardımcı olarak sürdürür. Konuşma esnasında etkileşimin derecesi, tepkileşim şeklinde konuşmayla beraber hareket olarakda kendini dışa vurur.
SORULARIN ORTAYA ÇIKIŞ BAŞLANGICI
Soru'nun vücutsal tepkisi, söze yardımcı olarak dili damağa kilitleme şeklindedir. Bunu yaparken, nnn diye çıkan ses 'ne' olarak kullanılır. Ne sesi, kilitli olanın açılması gerektiği anlamında karşı tarafa anlama isteği iletilmektedir.
İletirken, anlaşılmayanın belirtilmesi gerekir.
NE'Lİ SORULARIN OLUŞUMU.
Ne kilit, kelimeler ve kelime ek'leride anahtar olarak kullanılır.
Kilit için kelime ve ekleri anahtar olarak sunulduktan sonra, ilgili cümlenin açıklanmasını beklemeyle soru oluşur.
KİLİTLİ CÜMLELER VE ANAHTARİ EK'LER
Konuşmanın ifade biçimlerinde aniden, birden, ikiden, gitmeden, gelmeden, etmeden, vs. DEN ek'i vardır. Bunlardan bir tanesine yönelik anlamayı istemenin şekli, NEden'dir.
Ayrıca DAN ek'i olanlara yönelik de NEdan denilebilir.
Erkeği kast eden soru NEDEN şeklinde, kadını kast eden soru NEDAN şeklinde olur.
Neden geldi? Nadan geldi? Terbiye ve saygı içerikli olan bay bayan belirteçli ifadelerin özü, bey ve bay'dır. Bey wc. Bay wc. Gibi.
TEN TAN EKLERİ
Gitmekten, gelmekten, yapmaktan gibi TEN ve TAN ekleri, olması gereken ifadelere yönelik anlamayı sağlamak için NEten ve NEtan olarak soruya dönüşmeleri mümkündür. Cevabında, olasılıklar arasında yüksek ihtimalli olan ek'ler, Ne kilidine anahtar olarak eklenip açılması için soruya dönüştürülür.
Yorgunluk sebepleri arasındaki yüksek ihtimallere dayalı olarak,
Koşmaktan, yürümekten, taşımaktan, hastalıktan, gibi genel olarak ten tan ekleri olacaktır. Bunlar bilindiği için tek tek sormak yerine, NEtan veya NEten yorgunsun? Şeklinde temsili NE anahtarı ile Ek'ler, karşı tarafa asıl anahtarla açması için verilir. Bu şekil veriş alışa soru cevap denir.
Ek'ler, tek başlarına bir ifade olmadıkları ve ifadelerin durum ve şekillerini belirten parçaları oldukları için NE ile EK birleşirken, arasında ek'in parçası olduğu kelime eksiği vardır. Doldurulması için verilen ... boş yer misali.
NE'nin tek başına da soru olabilmesi için duyulan eksikli cümlenin hemen ardında olması gerekir ki o cümlenin bütünü istendiği anlaşılsın. Bir çağrıya karşılık, "duyuldu devamını söyle" demek yerine 'NE' diye açması için sadece anahtar verilir.
ASIL
'ASIL' diye ayıraçlı bir tanıtım kelimesi vardır. Çoklunun içinde ona ulaşmak için 'NE asıl' denir. Aşınmış hali 'Nasıl'dır.
İÇİN
Ayrıca sözlü ifadelerde 'için' diye sebep ve kaynak belirten bir bağlaç var. Bağlantıyı anlamak üzere 'NE için' denir. Aşınmışı Nİçin'dir.
DİYE
Yine sesli ifadelerde DİYE şeklinde amaç ve sebep belirteci vardır. Amacı anlama isteği 'NE diye' dir. Aşınmışı Niye'dir.
ADRES
Adres belirtmede temel ve ortak kullanım ifadesi 'yer' dir. 'ne'yerde' nerde diye kısalıma uğramıştır.
KİLİT EK'LER İLE NE ANAHTAR EK'İNİN BİRLEŞİMİ
Ne, neden, nedan, nasıl, niçin, niye, nerde, neten, netan, neler, nelar netür, neymiş, nemiş, nemuş, nedir, neydi, nekadar, nezaman, nedemek, nemez, nemaz, nedi, neti vs. Kilit ile anahtar ek'ler arasında olması gereken ifadeyi belirtme isteği vardır.
Örnek: özNEsi duyulmayan yada söylenmeyen 'gelmez' cümlesinin anlaşımadığını iletmek için 'nemez' denilebilir. Yapmaz, olmuş, bitmiş, gibi eksikli olabilecek beyanlar için, nemaz? Nemuş? Nemiş? Şekillerinde oluşabilirler.
Ayrıca kim, kaç, hani, hangi, gibi anahtarda kilit cümleye eklenip anşılmayan kısmın yerine konarak açıklanmasını talep eder.
Cevap için, evet yada hayır yeterlileri istenen verişlerin sonuna eklenenler ise,
Mı mi mu gibi anahtarlardır.
DİĞER BULGULAR
İLAHİ AYET
İlahiyat kavramı, 'ilahi ayet' belirtiminden oluşmadır. Ayet, insanın his duyusuyla temaslı olup nereden geldiği idrak edilemeyen hissi alımlardır. İlahi ayet demek, alınanın ALLAH tan olduğunun beyanı demektir.
Kararlarımız için işaretler, ipuçları ve olaylarla olan sunumlar, birer ayet olmakla birlikte, peygamber olarak seçilenlere söz yoluyla olan iletiler de, düşünmeye gerek bırakmayacak şekildeki açık ayetlerdir.
CİNİ AYET
Cinayet, cini ayet belirtecinden oluşmadır. Dahada aşınımı, cinnet'tir. His duyusunun cinlerden olan alımını beyan eder. Buna cini de denir.
Sadece öldürme olayı ile özdeş olarak kalmış olan cinayet kavramı, çeşitli derecede her işte de etkinmidir?
Dünya literatüründe her dönemde çeşitli işlerin cinlerle bağlantılı olduğuna dair her yerde çokça serüvene rastlamak mümkündür.
ÖLDÜRME OLAYI CİNDEN GELEN DÜRTÜ İSE, O NOKTAYA VARDIRAN SEBEPLER ZİNCİRİDE CİN ESERİDİR. Cin'i ayetler, neticesi öldürme olacak olan işleri ilk'ten başlayıp, sonuca kadar götürenlerdir. Mesela, terbiyesiz ve saygısız dediğimiz olgular, birer cin'i ayet eseri olup öldürme ve benzeri olayları gerçekleştirmeye götürücü ilk adımlarıdır.
Kişi, bir şakadan bir şey olmazlarla başlayıp o cin'i ayetlere tabi olmayı sürdürdüğünde, öldürmeye kadar vardıran sebepsel adımları cin'i ayetler muavinliğinde tek tek atmaya başlar.
İNSANIN OLMASI GEREKEN DURUŞ YAPISINI BOZAN HER ŞEY CİNİ AYETLERDEN Mİ KAYNAKLIDIR?
Cinlerin varlığı ve insan yaşamına müdahilliği söz konusu olduğunda, insanlardan ne istedikleri sorusu ortaya çıkar. İnsan varlığını kıskanan bir tür varlık iseler, insanı bozma işlerini görev edinmeleri olasıdır. Bu durumda, insanı ilahi ayetlerden kendi ayetlerine döndürmek suretiyle insana hakim olmayı amaçlayacaklardır.
CİN VARMI?
Buna cavaben belkide odalar dolusu kitaplar ve olaylar mevcuttur.
Bilimsel bakışla, kişisel görme ve duymaları halisülasyon olarak tanımlarız. Şahitliğin bu görme duyma kabulü cin değilse o kişiler, daha önce bilmediği kişi hakkındaki şeyleri nasıl biliyorlar?
Cin kabulü, cin işleri bakanlığına kadar çeşitli ihtiyaçlar doğuracak. Böyle bir bakanlık olsa ne olacak? İbadetvari çeşitli uygulamalar olur.
HALİSÜLASYON TANIMIYLA REHABİLİTE DENİLEN İBADETVARİ UYGULAMALAR YAPMAKTAYIZ. Tanımlar ve uygulamalar arasında küçük farklar olsada, sonuçta ortada inkarı olanaksız aşikari olaylar gerçekçiliği vardır.
Bu açıdan baktığımızda ibadetlerin korunma zırhı olduklarını da görebiliyoruz. Genel kabuller bu doğrultuda olduğuna göre, irademizi kontrol edebilen İLHAMİYETİ İLE CİNHAMİYET diye iki çeşit etken var demektir. Bu durumda his yada düşüncenin kaynağını bellirleyebilen özelliğe sahip olmamız gerekir. Belkide vardır.
İLHAM VE CİNHAM
Gaipten gelen iki ham sinyal.
Eğitsel alanlar, insan oluş ölçüsüne vardırmak üzere ayırdedebilme özelliğini kazandırmaya çalışırlar. Bu açıdan camiler ile rehabilitasyon merkezlerinin, ikiz misali aynı sebeplerden aynı amaca yönelik oldukları görülebilir. Denge sağlanımı için İnançsal ve şahitsel boyutlar aynı işi görürler.
CİN'İ AYETLERLE İŞ YAPAN KİŞİ, AİLE, ŞİRKET VE ÜLKE OLABİLİR.
Cinlerin temel hedefi insanı güdümü altına almak yada tamamen yok olmalarını sağlamak ise, kişiden ülkeye kadarki işlere el atıp neticede tüm dünya'yı sarıp üstünlüklerini ilan etmelerine doğru bir çalışma içinde olabilirler.
İNS VE CİNS İŞLER
Cinler, insan yaşamına müdahil oldukları için, yepılan her türlü iş, yemek, içmek giyinmek, konuşmak, diyalog, örf ve adetlere kadarki her uygulama, ya ins'tir yada cins'tir.
CİNSEL ilişki derken, çiftleşmenin İNSEL olmadığı anlamındadır. Cin eki, insani olmayan bütün işlerin belirtecidir.
CİNSELLİK VE İNSELLİK NASIL AYIRD EDİLEBİLİR? Bunun üzerine düşünelim.
Devam edecek
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
22.11.2024