Tarih: 05.07.2022 10:11

KAZA NEDİR? KADER NEDİR?

Facebook Twitter Linked-in

KAZA, İNSAN İRADESİ DIŞINDA KENDİ PROGRAMI ÇERÇEVESİNDE CEREYAN EDEN OLAYLARIN ADI'DIR. Bu olaylar, vüvudumuzda dahil her yerdedirler. Bugün gelinen noktada kaza kavramı, genel olarak insan iradesi dışında insanın başına gelen olumsuz olayları ifade etmekte kullanılmaktadır. Aynı şekilde olumlu olaylara maruz kalmakda kaza aleminin programına maruz kalmaktır.

Kaza alemindeki işleyişatların bir matematiği vardır. Bir damla suyun yere düşmesinden de bir çok matematiksel hesap vardır. Hacim, ağırlık, hız, çarpma ve dağılma gibi hesaplar vardır.

BİR DAMLA SU KOPUP YERE DOĞRU İNERKEN, MATEMATİK O SUYUN AKIBETİNİ ÇOK İYİ BİLMEKTEDİR. Aynı şekilde bir rüzgarın şiddet derecesininde ne gibi sonuçlar doğuracağını matematik çok iyi bilmektedir. Bu iki örnek, bütün olaylara örnektir.

MATEMATİK, OLAYLARIN CEREYAN EDİŞİNDE KUSURSUZ BİLİNCE SAHİPTİR. İnsanın olayları bilmesi için, matematiği bilmesi gerekiyor. Matematik, fiziksel olayların kanunu'nu insana söyler.

Bir makina tasarlayacak olan insan, matematikten fizik kanunlarına dair bilgi edinmelidir. Makina tasarımı için, bu fiziksel kanuna dayalı olarak ince hesaplarla gereken dizayn bulunur.

Bitkiden hariç olarak topraktan kopuk canlılar, kaza aleminin kanunları üzerinde tasarufa sahiptirler. Bu canlılar, yaşamak için kaza aleminin kanunlarından istifade ederler. Çünkü vücutlarıda bu kaza aleminin bir parçasıdır. BİR TAŞ FIRLATTIĞIMIZDA, MESAFESİNE GÖRE GEREKEN HIZ MİKTARINI REFLEKS OLARAK ANINDA AYARLIYORUZ. Buna benzer vaziyetlerimiz, kaza aleminin matematiksel kununuyla olan bağımızdan ibarettir. Vücut refleksi, kanundan edindiği ezberlerle beyin muhasebesine gerek dumadan kanuna uygun hareket eder.

Çekirdeğin topraktan ağaç olarak çıkması bir kaza kanunudur. Canlı bir elin çekirdeği toprağa vermesi, kanuna kanunca müdahale edip onu kanunca harekete geçirmektir. Bu kanuni hareketle çekirdek, kanunca ağaca dönüşecektir. Yada kanunun başka maddelerine göre çürüyüp toprak olacaktır. Madde 1-  çekirdek uygun, toprak uygun iklim vb. Uygunluklarla yetişecektir. Madde 2- uygunluklar içinde bir yada bir kaçının eksik olması, çekirdeğin çıkmamasına yada sadece belli bir şekil ve ölçüye göre çıkmasına sebep olacaktır. Her ne olursa olsun hepsi, kanun çerçevesi içinde cereyan etmektedir. FİZİK KANUNUNUN DIŞINDA OLABİLECEK TEK ŞEY, BİR NESNEYE FİZİKSEL TEMASTA BULUNMADAN ONUN YERDEN KALKMASINI SAĞLAMAKTIR.

Böyle bir şey olabilecekse, onun adına sihir deriz. Fiziğe metafiziksel müdahale mümkün mü değilmi bu ayrı bir konu başlığıdır. Bu makale bölümündeki tezimizin konusu kazayı anlamaktır.

Kanun işleyişatına müdahale ile ona yön vermekle kanun değişmiş değil, verilen yönde yine kendi maddelerine göre icraya devam etmektedir.

Akan sudan bir bardak su alırsak, alınan suyun bardakta kanunen durması gerekir ve duruyor.

Su durmuş fakat yine kununen durduğu için kanun işleyişatı devam etmektedir. Kanunen yaşlanıyoruz. Yaşlanmamız kanunu değiştirmiyor. Kanun yaşlandırmakla bizi değiştiriyor.

KAZA'NIN  FİZİKSEL KANUNU DEĞİŞMEZDİR FAKAT, DEĞİŞTİRİCİDİR. Bu kanunun en mühim malzemesi zamandır. Kanun işlerini zaman ile yürütmektedir. Yaşamı ve adaleti zamamla temin eder ve zamanla bozar. Kanunu düzenleyip yürürlüğe koyan ALLAH kanun üzerindeki değişim ve takdir hakkını kendinde saklı tutar. Yani tabiata verdiği programa müdahale ile tadilat ve dizayn işleri yapar.

KADER NEDİR?

KADER, KAZA ALEMİ İÇİNDEKİ İRADELİ YAŞAMIN TERCİHİ İÇİN BİR BİRİ ARDINA DİZİLMİŞ SEÇENEKLER TOPLULUĞUDUR. Bir iş, bir hareket, bir karar, bir düşünce vs. hepsi tercih için birer seçenektir. Tercih edilen her bir seçenek, ardındaki çoklu seçenekleri doğurup ortaya çıkarır.

Bu seçenekler topluluğuna dair bir örnek: elimizi yumruk yapıp baş parmağımızı çıkaralım. Bu parmağın kaç çeşit dış etkene maruz kalma ihtimali ve kaç çeşit hareket olanağı varsa, o kadar çeşit olabilirlik, birer seçenek olarak o parmağın kaderidir. Parmak, ömrü boyunca kendisine tayin edilmiş tüm seçenekleri tercihen birer kapı olarak geçecek değildir. Parmak, sayısız seçenekler içinde zamanın el verdiği oranda ancak bazı tercihlerde bulunabilir. TERCİHTE BULUNULAN VE BULUNULMAYAN MÜMKÜNATLI TÜM SEÇENEKLERİN TOPLAM OLARAK ORTAK ADI KADERDİR. Bir insan, ömrü itibarı ile kaderindeki tüm seçenekleri değil, sadece tercih ettiklerini yaşar. TERCİH EDİLMEYEN SEÇENEKLER DE KADERDE YAZILI OLANLARDIR. Bu yüzden kişi, tercih etmediklerinden değil, tercih ettiklerinden sorumludur.

NOT: BURAYA KADAR ANLAYANLAR, DEVAMI OKUMAYABİLİRLER.

KİŞİ, YAŞADIĞI BİR OLAYA DAİR "KADERİM BÖYLEYDİ" DER. DOĞRUDUR... KADERİN BÖYLEYDİ FAKAT, AYNI ZAMANDA KADERİN HEM BÖYLE, HEM ÖYLE, HEM ŞÖYLEYDİ. Böyle noktası, önceki tercihlerin getirdiği noktadır. o yüzden, tercih edilecek bir seçeneğin ardında ortaya çıkacak seçenekleri, önceden iyice bilmek gerekir.

Bir parmak, illeri geri, sağa sola, aşağı yukarı ve bükülme gibi hareketler yapabilmektedir. Bu hareketlerle bir yöne doğru ilerlerken, bu yöndeki her bir milim'in milyonda bir yada atom mesafesi birer seçenektir. Çünkü parmak ilerlerken, belli bir mesafede durma ve yön değiştirme olanığına sahiptir. Bir santimlik bir ilerleyişte kaç tane durma ve biçim değiştirme olabilirliği varsa, bunların her biri bir seçenektir.

Milim bazında bakarsak, parmağın bir santimlik ilerlerleyişinde on tane durma ve şekil değiştirme seçeneği vardır. Ayrıca milim kaç parçaya bölünebiliyorsa, her bir parça birer seçenek sayısı olarak bu on seçeneğe dahildir. Santim olarak bakarsak, en makro seçeneği olarak bir seçeneğe sahiptir.

Parmağın sadece bir santimlik ileri ve geri hareket olanağı olduğu hesabıyla baktığımızda, bu santim ve santim içindeki tüm mesafe ölçüleri toplam olarak onun kaderidir. Peki parmak bu mesafede ve bu şekil hareketten kaç tane seçeneğe sahiptir? Atom bazında kaç tane varsa... Her bir seçenek bir tercihe karşılıktır. Kaç tane olanaklı seçenek varsa, o kadar tercih imkanı var demektir. Bir bebek, bir fidan, bir ot vs. Bunlarında saniye, dakika, saat, gün ay, yıl bazında belli bir büyüme hızları vardır. Her bir zaman biriminde olanağa dahil ne varsa, tercih için birer seçenektir. Parmağın bir santimlik hareket alanında, fidanın büyüme hızıyla aynı hızda ilerlediğini hesab edersek, her selisedeki mesafesi birer durma imkanı olarak tercih için birer seçenektir.

KULLANILAN HER BİR TERCİH SEÇENEĞİ, KULLANICIYI KENDİ ARDINDAKİ DİĞER SEÇENEKLERLE KARŞILAŞTIRIR.

Bir seçeneğin ardında kaç seçenek olabilir? Cevap: Bir kalem noktasında kaç atom varsa, bir atom kaç parçaya bölünebiliyorsa, bir seçeneğin ardında o kadar seçenek vardır. Bu seçenekler bütünü ve bu bütünün birleşik olduğu kaza programıyla olan bütünleşiğin adı kaderdir.

Seçenekleri kapı olarak ele alırsak, her kapı ardında kapılar dizilimi olarak öne çıkar. Bir kapıdan giriş yaplıdığında öne yine kapılar çıkar. Bu kapılardan birinde giriş yapıldığında yine öne kapılar çıkar. Her kapı bir seçenek, her giriş bir tercihtir.

Her hareketin ardından öne çıkan harekeler... her sözün ardından öne çıkan sözler... her düşüncenin ardından öne çıkan düşünceler... her arzunun ardından öne çıkan arzular.. her duygunun ardından öne çıkan duygular şeklinde seçenekler dizilimi vardır.

Her kapının bir irade dışı kazayi yönüde vardır. Yani tercih edilecek bir kapının kaza kısmına istemeden bilinçli yada bilinçsiz maruz kalma olasılığıda vardır. Bir yola girerken, o yolun alasılıklarına dair yapılan hesaplar bu yüzdendir.

Bir saniyede kaç tercih kullanırız? Bir dakikada... bir günde... bir haftada... bir ayda vs...? MAKRO VE MİKRO TERCİHLER VARDIR. Yani, sayılan ve sayılamayan tercihler vardır. Her bir tercih başka tercihlere sebeptir.

İmkan dahilinde bir çeşit araba almak bir tercihtir. Bu sayılır. Bu tercihe kadar gelinen yoldaki milimetrik tercihler ise sayılmayan tercihlerdir. Dakikadaki saniyeler, saatteki dakikalar gibi, her bir bir'in içinde birler vardır. Yani bir tercihe sebep olan tercihler vardır. Varılan bir kapıdan önce geçilmiş kapılar vardır. Başka bir kapıya varmak için yine geçilmesi gereken kapılar vardır. Hedeflenen kapı için kapılar bolluğunda daima o hedef kapıya götürücü olan kapılaları doğru tutturmak gerekir. Aksi halde yol "evdeki hesap çarşıya uymadı" şeklindeki kapıya çıkar.

Yol hangi kapıya çıkarsa çıksın, bütün yol ve kapılar kaderin yol ve kapılarıdırlar.

TERCİH HANGİ KAPIYI/SEÇENEĞİ SEÇERSE SEÇSİN, KADERİN DIŞINA ÇIKMIŞ DEĞİLDİR.

HER BİR İŞ YADA MESLEK ÇEŞİDİ BİRER KAPIDIR. HER BİR İŞ VE MESLEĞİN GEREKLERİ BİRER KAPIDIR. HER BİR GEREĞİN GEREKLERİ BİRER KAPIDIR.

Marangozluk bir kapıdır/seçenektir. Buraya kadar getirici kapılar vardı. Burdan itibadaren götürücü kapılar vardır. Yani, tercihi sepelerinden dolayı marangozlukta karar kılacak kişinin önüne, kabiliyet, mekan ve imkan olarak ne kadar lazımat varsa, hepsi birer kapı olarak öne çıkacaktır. Geçebileceği ne kadar kapı varsa, hepsi birer tercih olarak öne çıkar.

KADER YOLU, KAPILAR ORMANINDAN İBARETTİR.

KADER SAHİBİ BİRİ ÖMRÜ İTİBARI İLE KADERİNDE MEVCUT OLAN TÜM KAPILARI KULLANAMAZ. Çünkü ömür yetmez. Bir yolda adım başı viraj, bir virajda adım başı viraj vardır.

Kader yolunda afrikanın yoksul bir köyünde dünya'ya gelen bir çocuğun dünya'nın en zengini olma yolu varmı...? Var. Önüne çıkacak kapılardan seçeceği kapılara göre belki onlarca belkide binlerce yıl zaman gerekebilir. Önünde bin yıllık bir seçenekler dizilimi varsa, o seçeneklerin ilk kapısını aklına bile getirmez.

Bir parmağa bir santimlik hareket mesafesi verdiğimiz gibi, çocuğada dünya çaplı hareket mesafesi verilmiştir. Bu kader çapı içinde ne kadar olabilirlik varsa, hepsi kaderin tercihe sunduğu birer seçenektir. Neyi tercih edersek edelim, kaderde var olanı tercih ederiz. Adına kader odası diyeceğimiz bir oda'da, milyon çeşit eşya olsun. Bu eşyalar o kader odasının içindeki eşyalardır. Bir çocuk bu oda'da doğsun ve orada yaşasın. Ordaki tüm eşyalar çocuğundur. Yani çocuğun kader odasına aittir. Hangi eşyayı ne şekilde kullanırsa kullansın, kaderin eşyasını kaza kanunları ile kullanmış olur. Yani kişinin hareket alanı, imkan ve istifade edebileceği ne kadar çeşit seçenek varsa hiç biri kaza ve kader dışı değildir. Tabiat kanunları/olasılıkları içinde tercih edebileceğimiz her şey ve her durum. Kader odamızdaki eşyalarımızdır.

DOLU BİR ÇAY BARDAĞINA YÖNELİK KAÇ TANE TERCİH SEÇENEĞİ VARDIR? İçmek, içmemek, dökmek, kırmak, yarı içmek. Üstüne dökmek, vs. say say say... ne kadar yapabilirlik ve ne kadar olabilirlik çeşit varsa, hepsi kaza'nın tercihe sunduğu kaderi seçeneklerdir. Yani her yapabilirlik bir kader seçeneği, her olabilirlik ise bir kaza'dır. Bütün yapılabilen seçeneklerin ortak adı kaderdir.

Çay içilirse, vücüt gerekleri/kazaları olacak ve içme sonrasının verdiği gerekler/kapılar/seçenekler ortaya çıkar. Çay, vücüt içindeki işleyişatlardan idrar'a kadar çeşitli kazayi kapılardan geçer. Kazayi yada tercihi olarak üstüne dökerse, dökme sonrası olacaklar ve yapılacaklar öne çıkar. Her bir eylem ve her bir eylemin doğurabileceği eylemlerin tümü kaza ve kaderin içinde mevcuttur. Bir çekirdek tamamen kaza alemine aittir. Çekirdeğin kazai kaderinde bir ormana dönüşme yolu vardır. Çürüyüp toprak olma yoluda vardır. Çekirdek tercih sahibi olmadığı için, maruz kalacağı kazaya göre kazanın içindekilerini yaşar.

Kaza alemi, kendi matematiki programıyla her zaman tercihe sunum halindedir. Merdivenin her bir basamağının yer ile olan mesafesinde birer ölçü vadır. Tercih, buna benzer kazanın ölçü ve derecelerinin ona sunduğu seçenekler içindedir. Kişi basamaktan yere atlamayı tercih ederse, hangi basamaktan atlamayı tercih etmesine göre, o basamağın ölçü olarak sunduğu çarpım derecesine varacaktır. Bu çarpım derecesi, vücudun düşme şekline göre vücuda vereceği hasar yada etki derecesi vardır. Bir hasar derecesinin his ettireceği acı derecesi vardır. Bu acı derecesinin düşünceye ve psikolojiye etki derecesi vardır. Bu vardırlar, sabit vardılardır eğitim öğretim bu vardırlar olduğu için vardır. Sadece görünmezdirler. Onları ortaya çıkarıp görünür kılacak tercilerimiz vardır.

Bir taşın, hacim ve hız olarak kafayı kırma ölçü ve derecesi vardır. Bu vardır, kaza aleminin matematiksel bir kanunu olarak vardır. Bu kanuni vardır'ın ortaya çıkıp görünür olması için, tercihin kafaya doğru o hacim ve hızda taşı atma seçeneğini tercih etmesi gerekir.

TERCİHİMİZ KAZA ALEMİNDEKİ KANUNLARA DAİR BİLİNÇ İLE İŞ YAPAR. Taşın kafayı kırabileceğini öğrendiyse, bu kanunu biliyordur. Bilince aşina olmamış bir tabiat kanunu'nun doğuracağı eksi yada artı bir durum, tercihe dayalı olmasına rağmen tercihten sorumlu iradenin sorumlu olmadığı seçeneklerdendir. "Öyle yaptım ama böyle olacağını bilmiyordum" meselesi...

BİLİNÇLİ TERCİHE DAYANMAYAN HER EYLEM, KAZA ALEMİNE AİTTİR. Beyin'nen özürlü bir insan kaza aleminin tam olarak tümden bir parçasıdır. Kaza aleminin matematiksel programıyla geçinir. Teşbihen rüzgarın savurmasıyla... su içmesi bilince dayalı değil, kaza'nın güdüsel refleksine dayalıdır. O yüzden su içilirmi değilmi bilmez. Belli bir sosyal kurala göre içmesi gerektiğini bilmez. Susadıysa içecek. Hepsi bu. Kapılar ardındaki kapılar farkındalığıyla belli bir tercihe göre içme iradesi yoktur. Düşündürtmeden içiren dürtüsel güdü vardır. Bu güdü, kaza'ya bağlı olan can'ın/nefis'in güdüsüdür. Tamamen kaza'nın/tabiatın kanunlarına tabidir.

Kaza aleminin kanunlarından hesap sorma olanağı yoktur. Akan sudan yada kırılan bardaktan hesap sorulmaz. Sorumluluk, suya yön veren ve bardağı kırmayı tercih eden iradeden hesap sorulur. Ceza ve mükafat, kaza aleminin kanunlarını iyiye yada kötüye kullanmakla olur. Bir fidan dikmek, kaza alemindeki fidanı yetiştiren kanunu kullanmaktır. Tercih sadece başlangıç verir ve bundan dolayı fidanı ağaca dönüştürmeye doğru kazai kanun, işlemeye devam eder. Ayrıca, önceden var olan kanuna dayalı olarak ormanı yakmak üzere çıkarılan ateş de, kaza aleminin yangın kanunu'nu işlemek için verilen başlangıçtır. Yangının ormanı küle dönüştürmek üzere kanunun bu yöndeki düğmesine basılmıştır.

Yapmak ve yıkmak... her ikiside tercih için yazılmış kaderin içindeki sayılmayacak kadar bulunan seçenekler bolluğunda başlık konumunda olan iki seçenektir.

Kaza alemi, ard arda dizili bütün olabilecekleri/kanunları ile sunum olarak tercihin önünde durmaktadır. Tercih, bu sunumlardan ne kadarını ve ne şekilde kullanma olanağına sahipse, bu olanakların hepsi de, kaderin tercihe sunduğu seçeneklerdir.

TERCİH, BİR OLACAĞI OLDURTMA BAŞLANGICI VERMESİNDEN SONRAKİ ÖNÜNE ÇIKACAK OLAN OLACAKLAR ARASINDA YİNE BİRİNDE BAŞLANGIÇ VERME KARARI KILAR. Bu başlangıç kapılarının bolluğu, kötüye ve iyiye götürücü kapılardır.

Birine yanlış yapmak bir kapıdır/seçenektir/olanaktır. Bu kapı tercih edildikten sonra, önüne çıkacak olan kapılar bolluğunda özür dileyip durumu düzeltme kapısıda vardır, yanlışa yanlış ekleme kapısıda vardır. Her bir kapı, tercihi kendine uyumlu yöne çekim halindedir. Kötülüğe doğru derinleşirken, iyiye çıkarıcı kapılar da vardır. İyiye doğru derinleşirken, kötüye çıkarıcı kapılar da vardır. Bu durum, YOLUN NERESİNDEN DÖNERSEK KÂRDIR deyimini doğurmuştur.

Bilincin devre dışı olduğu her an'da kaza'i kanunlar devrededir. Yani, kazai kanunların işlekliği, bilincin seçeneklere yönelik karar tercihinin yerine geçer. Yani yönlendiriş, kaza aleminim kanunlarına geçer. İşlemde durma yok.

Kazai kanunların vücudumuzdan, doğadan ve evrene kadar her yerde daimi bir işlekliği vardır. Bilinçli/ruhlu nefis, Bu daimi işlek içinde kararlarını verebildiği olanaklar ve kullanabildiği her kazai kanunlar, ilahi yazılımlardır.

Kazai kanunların işlekliği içindeki maruz kalışlarımıza "kazaran" diyoruz. Kazara'nın başka bir adı'da şanstır. Birkaç olumlu maruz kalışa şanslılık, olumsuzluğa da şansızlık diyoruz.

ŞANS, KENDİNİ KAZA'NIN VERİMLERİNE BIRAKMAK SURETİYLE HESAPSIZCA YADA EN MİNİMUM HESAPLA GİRİLEN KAPILAR DEMEKTİR. Özürlü olmayan için, hesapsızca rastgele refleksi olarak yollara girmenin kendiside bir tercihtir. O yolda mayında olsa hazinede olsa, yarı bilinçli tercih kapsamına girmiş olur. Yani kazaran rastlama seçeneği tercih edilmiştir. Buna "işi şansa bırakmak" denir. Bu durum, kazada ne varsa, onu bilmeden ona razı olma durumudur.

Bütün arabalardaki, bütün cihazlardaki, bütün makinalardaki, bütün insanlar ile bütün calıların vücutlarındaki, bütün iklimlerin, güneş sisteminin ve kainattaki her bir işleyişat, kaza aleminin kanunlarına tabidir. Bir işleyişata yönelik bozulma dediğimiz olay da, işleyişatın bir yönüdür.

Tercihin bütün yapım ve inşaları, kaza'nın işleyişatına verilen yönlerden ibarettir. Her hayal çeşidi birer kapıdır.

Tercih bir çeşit makinaya yönelik hayal kapısında karar kıldığı zaman, o makina için tüm gerekenler birer kapı olarak öne çıkacaktır. Tercih, birbirine uyumlu kapılardan geçerek tasarımı oluşturur. Bu şekilde, işleyişatın mümkünatları dahilinde olan yollardan geçmekle var olan makina ortaya çıkarılır. İcat denilen olay, bilinmeyende var olanın bilinene çıkarılan olaydır.

Yazıyı var olan harflerle ve var olan kelimelerle yazarız. Kelimelerin dizilimiyle cümle dediğimiz icadi boyut varmıydı? Vardı. Nedereydi? Duygu, düşünce ve isteklerimizdeydi. Bunlar cümleyi ortaya çıkarır, cümle bunları ortaya çıkarır.  Duygu, düşünce ve isteklerimiz daha önce varmıydı? Vardı. Neredeydiler? Yapı şeklimizde, çeşitli özelliklerimizde ve çeşitli kapasitelerimizde vardı. Onlar, ortaya çıkarılmak üzere tercihin henüz müsallat ettirmediği koşullardan dolayı, kinetiğe dönüşmeden kendi potansiyel bölümlerindeydiler. Var olan harf ve kelimeleri kullanma tercihi ile cümlelere dönüşmek suretiyle yazı ile ifade olarak ortaya çıkarlar.

Duygu ve düşüncelerin hal, tavır, ses, hareket ve işaret gibi çeşitli seçenekleri tercihen kullanma olanaklarıyla, çeşitli şekllerde ifade olarak görünme imkanları vardır.

KAPASİTELERİ FARKLI İKİ İNSAN, YAPILACAK HERHANGİ BİR İŞ İCRAATİNDE BULUNMADIKLARI SÜRECE, ARADA VAR OLAN FARKLAR GÖRÜNMEZLİKTE KALIR. Yüksek düzeyli potansiyele sahip olanla olmayan arasındaki iki farkı, yapılacak bir iş ortaya çıkarır.

Bu telefon bin yıl önce varmıydı? Vardı. Neredeydi? Henüz olgunlaşmamış koşul, imkan ve ihtiyaçlarımızdaydı. Koşul, imkan ve ihtiyaç hasıl olup telefonu bulmaya yöneldi ve buldu.

UN, YAĞ VE ŞEKERİN OLABİLECEKLERİ DAHİLİNDE HELVA VARDIR, BİSKÜVİT VARDIR, PASTA VARDIR, BÖREK VARDIR VS. her bir vardır'ı ortaya çıkarmak için gereken metodlarda vardır. Her bir metod birer kapıdır. Buna deney de diyoruz. Bir vardır'a/buluşa ulaşabilmek, tercihin karar kılacağı kapılara/seçeneklere bağlıdır. Önceden öğrenimi olmamış ve bilinmeyen bir yolda tercih, her kapıyı açmaya uygun bir vaziyette olur. Yani deneyli bir vaziyette olur. Hangi kapıların nerelere çıkacağı önceden deneyimlenmişse, aynı ve benzer kapılardan tekrar geçebilmeye deneyimli diyoruz. Buna meslek ve zanaat denir.

Tercih bilinçten ibarettir. ALLAH ruhuyla nefisi bilinçlendirmiştir. Sorumluluk bu bilincin varlığından dolayıdır. Kişi kaderin hangi yollarını tercih ederse etsin, hepsi ALLAH ın bilincinde mevcut olan yollardır. Yani bütün yollar ALLAH ın bilincindedir. Nefis, ALLAH ın verdiği bilinçle/ruhla yine ALLAH ın bilinci dahilinde ve ALLAH ın yazılımları içinde tercihen hareket eder. O yüzden, her bir tercihin nerelere götürücü olduğunu ALLAH bilir.

Nefis, ALLAH tan aldığı cüzi ruh ile bir kapının ardındaki bir kısım kapıları önceden bilsede, ALLAH kişi'nin tüm yaşamı boyunca tercihini kullanabileceği tüm kapıları bilir. ALLAH tüm yolların sahibi olarak nefisi bu yollarda tercih sahibi kılmıştır.

BİR ŞEYE DAİR OLAN BİLİNÇ, O ŞEYİN VARLIĞINDAN VE VARLIK ŞEKLİNDEN İBARETTİR. Sadece fizikiyat'ta değil, hayalde ve amaçta da var olan bir şey hakkında bilinç oluşabilmektedir. Olmayanı kurgusal olarak da hayalde var etmek, o şey hakkında bilgi edinmeye yol açar.

Buna binaen, insan varlığı henüz proje halindeyken, verilecek özlliklerden dolayı neler yapabileceğini önceden bilmek zor olmaz. Aynı şekilde duruşuna göre alınan bir şeklin, kader içinde hangi seçenekleri tercih edeceğini bilmekde zor olmaz. Bu bilinç, nefis'in ilk tercihi olan ALLAH a bağlılık derecesinden gelir. Buna örnek olarak iki kardeşi düşünelim: biri evine bağlılık içindeyken, diğeri dışarı özentilidir. İkiside uzun bir süre için uzak bir diyara gitsinler. Hangisinin dönüş yoluna hangisinin gidiş yoluna gireceğini bilmek zor olmaz.

Ruh nefisle buluşurken, nefis'in ruha karşı olan yaklaşım derecesinden dolayı, onun kader seçenekleri içinde hangi yolları takip edeceğini bilmek zor olmaz. Çünkü, her seçenekte bir nefsani birde ruhani olarak iki çeşit genel başlıklı tercih vardır. Örnek: lokmayı yerken sadece kendini düşünen vardır ki bu nefsani bir tercihtir. lokmayı yerken paylaşımcı, nimeti ortaya çıkaranı ve aç olanları düşünerek yiyen vardır. Buda ruhani tercihtir. Bu şekilde ALLAH ın olanak verip haberdar olduğu hayat/kader yollarında, hangisinin hangi yollara girecekleri önceden aşikar olmuş olur.

Bütün mesele, temel şekillendirici olarak ilk kazaya maruz kalış ve ilk tercihlerdedir. Bu ilk kaza ve ilk tercihler, ana karnında başlar ve vücut yapısının fiziki ile karakteri yapısına şekil verir. Vücut, kazai kanunlara ilk maruz kalış ve ilk tercihe göre şekillenir.

Bu ilkler, temel yapıyı içerdeyken şekillendirdikten sonra, bu yapı şekli dışarı çıkıp büyüdükçe, vücut yapısının karakter yapısıyla genel olarak uyumlu olduğunu görürüz. Buna bilinen söylemle, SİMA GÖNÜL AYNASIDIR diyoruz. Neden böyle? Çünkü kazai kanunların verdiği vücutsal yapı şekli, seçeneklerde tercihi kendine uyumlu olanlardan kıldırmaya baskın gelmektedir. Vücut yapısıyla uyumlu tercihler, uyumluluktan dolayı daha zorsuz ve kolay olmaktadırlar. Vücudun istemeyip tercihin istediği durumlar daha zordur.

Mülaim yada sert görünüşlülükten biri, davranışıda kendine uyumlu kılmaya dönüktür. İyilik, kötülük, zarar ve fayda gibi vaziyetler, her iki yapı şeklininde girebileceği vaziyetlerdir. Yani sert olmak demek kötü olmak demek değil, mülaim olmakda iyi olmak demek değildir. İyilik ve kötülük, yapılan işlere göre değişir. Sahip olunan vaziyete göre değil.

VÜCUT YAPISI, ADETA KENDİ MAHİYETİNİ BELİRTEN BİR YAZI OLARAK GÖRÜNÜR OLUR. Nefis ve ruh için çocuk ve yaşlı kavramı yoktur. Bu kavramları, vücut değişim aşamalarını tanımlamak için kullanırız. Vücut yapısının, kaza aleme ve ruha karşı ilk tepkisel yaklaşımından edindiği şekli, kısmen yada tamamen aktarma yoluyla şekilen varlığını sürdürür. Bunada kazai bir kanun olarak 'genetik yapı' diyoruz. O yüzden siyahiden siyah, beyaziden beyaz çıkar.

BAŞLANGIÇLARI KAZAİ KANUNLAR VERİR. TERCİHİDE İRADE KULLANIR. Acıkmak kazai kanunidir. Yiyeceği ne şekilde temin etmek ve ne şekilde yemek ise, tercihidir. Barınmaktan cinselliğe kadar tüm durumlar böyledir. Hangi durumlar? Kazai kanunlar ve bu kanunlar içinde kullanılan tercihi durumlar.

BİZLER, ŞEFTALİ ÇEKİRDEĞİNDEN ŞEFTALİ AĞACI VE ŞEFTALİ MEYVESİ OLACAĞINI BİLDİĞİMİZ GİBİ, ALLAH DA HANGİ ÇEKİRDEK OLUŞUMUZDAN HANGİ MEYVEYİ VERECEĞİMİZİ BİLİR. Bu bilinçle beraber ALLAH aynı zamanda değiştirme olanağınada sahiptir. Bu olanağınıda kaderin seçenekleri arasında bir seçenek olarak iradeye sunmuştur. İrade, ALLAH ın bu olanaklarını dua vasıtasıyla kullunabilme seçeneğine sahiptir. Dua'nın kendiside kaderin bir seçeneği olduğu için, kabul olan duadan dolayı kaderin dışına çıkılmış değil, kaderde var olan bir seçeneği kullanmakla kader içinde kalınmış olunur.

İnsan çekirdeği ile ağaç çekirdeği arasında bir fark vardır. Çekirdek oluş başlangıcı, ağaç için tümden kazai iken, insan için ise hem kazai hem tercihidir. Bu tercih farkı, iradeyi sorumlu kılan farktır.

İNSANIN HER BİR TERCİHİ, SONRAKİ TERCİHLER İÇİN BİRER ÇEKİRDEK ANLAMINDADIR. Yani ağaç çekirdeği başka bir çekirdeğe dönüşemezken, insan çekirdeği her daim başka bir çekirdeğe dönüşebilir. Vücut kazaran sakat doğmuş olsa bile, tercihler de sakat olmak zorunda değildir. Her bir tercih bir başlangıç demektir. Yani çekirdek demektir.

SEÇENEKLERE KARŞI TERCİHİ DOĞRU KULLANABİLMEK İÇİN JOKER HAKKI OLARAK KULLANDIĞIMIZ YARDIM DİLEME SEÇENEĞİMİZ VARDIR. Dua hakkımız neden vardır? Çünkü, yolun sonu cennet ve cehennem olduğu için, kaderin cehenneme götürücü tercihlerinde bulunmaya dürten şeytan var olduğu için, bu dürtülere karşı dua hakkı ile adalet ve denge sağlanmıştır.

NOT: SAYIN OKUR, GENELDE HAREKET VE KISMENDE KONUŞMALARIMIZ EZBERİ VE REFLEKSİDİR. Bu durumlarda olmak, irade dışı kazai kanunlara tabi olmaktır. İRADEMİZ OLAN KARAR MERCİMİZİ SABIRLA DÜŞÜNCEYE TABİ TUTTUĞUMUZDA, DAHA DOĞRU TERCİLERDE KARAR KILABİLİRİZ. Buna zaman ve imkan kısıtlılığını mazeret olarak gösterirsek eğer, o zaman iyileri ezbere dönüştürelimki, işi otomatiğe bıraktığımızda hayat zorluklarla değil kolaylıklarla ilerlesin. Özür dilerim, pardon, ALLAH razı olsun, teşekkürler, hayırlı uğurlu olsun, kolay gelsin, selamlar, saygılar vb. Ezberlerimiz, yaşamı kolaylaştırıcı ezberlerimizdirler. Farkında olmazsak bile bunların sağladığı kolaylıklardan faydalanıyoruz.

BU MAKALENİN, KAZA VE KADER İÇİNDEKİ PAYIMIZI HATIRDA TUTMAYA VESİLE OLMASI DİLEĞİYLE, SELAMLAR VE SAYGILAR.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —