KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ VEYA NESLİ TÜKENEN MESLEKLER

Doğubayazıt Gazetesi

Kültür-Sanat 14.04.2025 16:00:00 0
KAYBOLMAYA YÜZ TUTMUŞ VEYA NESLİ TÜKENEN MESLEKLER

Teknolojideki sürekli ve hızlı değişimin hayatımıza yansımalarıyla beraber; gerek sosyal gerekse iş hayatlarımızda ve aslında tüm Dünya’da her şey çok hızlı değişmeye başladı, değil mi? Dijital dünya neredeyse bizi kuşatmış durumda.. Pandemi döneminin sert etkisiyle de, yıllardır yaşadığımız, soluk alıp verdiğimiz ‘normal’ Dünya neredeyse hiç yokmuş ve olmamış gibi tamamen dijital bir Dünya’da yaşıyoruz.

Dünya Değişiyor, İş Hayatı Hızla Dijitalleşiyor!

Tamam ‘z’ kuşağı bu dijital dünyanın içerisine doğmuş olabilir! Peki önceki kuşaklara ne demeli? Sanki sosyal medya ve dijital platformlarla tanışıklıkları yeni değilmiş gibi adeta sokaktayken bile etraflarına bakmayı ve neredeyse nefes alıp vermeyi unutup, ellerindeki ekranlara kilitlendiler. Ve bu değişimle beraber, doğal olarak yaşam içerisinde ihtiyaç duyulan ‘meslekler’ de değişmeye başladı. Artık neredeyse baktığınız her iş ilanında, aranan pozisyonun isminde ‘dijital’ kelimesini muhakkak görüyorsunuz. Sosyal medya platformları, dijital kanallar, on-line satış yapan e-ticaret siteleri vb. için ‘dijital’ kelimesiyle başlayan pek çok iş ilanı var. Bu tarz ilanların çokluğuna baktığımda, sanki doğduğumuzdan beri yaşadığımız hayat tamamen bitmiş, sihirli bir değneğin dokunuşuyla zamanda yüzyıllar ilerisine sıçramış, yakın zamanda da seyrettiğimiz bazı bilim-kurgu filmlerindeki gibi eve benzeyen kapsüllerimizde, yerimizden hiç kalkmadan, bir ekran karşısında sadece gösterilenleri izleyen, hareket etmediği için de yağ tulumlarına dönüşmüş, insanlar olacağımızı düşünüyorum. Ve doğal olarak da pek çok mesleğin dijitalleşeceğini ve hatta geçmişten bu güne gelirken de olduğu gibi başka birçok mesleğin de yok olacağını görebiliyoruz.

Ülkemizde ve Dünya Ülkelerinde Unutulmaya Yüz Tutmuş Meslekler

Peki ya daha da öncelerine ne demeli! Geçen yüzyıllar, değişen toplumsal alışkanlıklar, her yüzyılda gelişen sanayiler, yeni icatlar vb. modern yaşamın inşası sırasında pek çok farklı meslekten para kazanıldı. Dünya değiştikçe, meslekler de değişti ve sadece yaşları yetenlerin bile artık anılarında hatırladığı pek çok ‘ekmek kapısı’ tarihin geçmiş sayfaları arasına gömülmüş oldu. Bugünkü yazımızda geçmişte kalan bu ‘emek yoğun’ meslekleri inceleyelim. Sizleri çocukluğunuza, hatta anne ve babalarınızın, dede ve nineleriniz yaşamlarına ve neredeyse daha da geriye tarihin tozlu sayfalarına doğru götürelim istedik. Bakın bakalım geçmişte hangi meslekler varmış, bugünlerde yeni veya ikinci bir iş arayanlar için de fikir verebilir belki ;) Neden olmasın !?

1. Çığırtkanlık

Televizyon ve radyo gibi iletişim araçlarının henüz icat edilmediği zamanlarda; halk bilgilendirilmek veya halka bir duyuruda bulunmak istendiğinde, insanları bir araya toplamak için ‘çığırtkanlar’ şehrin sokaklarını dolaşır, bağırarak konuyu anlatır ve halkın istenilen yer ve zamanda toplanmalarını sağlarmış. Bu yüzyıldan kendisine bir akıllı telefon gönderip, kuracağı what’s up gruplarıyla işini kolaylaştırsak mı? Ne dersiniz?

2. Niyetçilik

Şansınız yaver giderse; bazı şehirlerimizde, özellikle sahillerde ve büyük meydanlarda, çok seyrek de olsa halen görebilirsiniz onları! Tavşanları veya kuşlarıyla beraber, sizlere niyet kağıtları çektirerek, bu küçük kağıtlardaki güzel mesajları okumanızı ve tebessüm etmenizi sağlayarak para kazanıyorlar. Genellikle hayvanların sevimliliğinin büyüsüne kapılıp, tek niyet çekmekle kalmıyor kendinizi durduramadan çekmeye devam ediyorsunuz! Ta ki yanınızdaki eşiniz veya arkadaşınız sizi kolunuzdan çekiştirene kadar Hele çocuğunuz yanınızdaysa, niyet çekmeye bayılıyor ve oradan ayrılmak istemiyor!

3. Hasırcılık ve Sepetçilik

Bugünlerde Koçtaş , İkea vb. Mobilya ve yapı marketlerde mağazada ve on-line satılan hasır, sepet, sandık gibi dekoratif ürünler, geçmişte sazlıklardan, sorgun ağacı, kamış, kestane ağacı gibi bitkilerin- el emeğiyle birleştirilen – sazlar ve dallarından yapılırdı. Günümüzde bu malzeme daha çok dekoratif hasır sepet, puf, raf, sandalye, plaj şemsiyesi, çantaların yapımında halen kullanılıyor, tabi üretimleri çok daha gelişmiş ve teknoloji desteğiyle kolaylaşmış durumda! Günümüzde ‘küfecilik’ kalmamış olsa da bazı illerimizde ‘sepetçilik’ az da olsa yapılmaktadır.

4. Zerzevatçılık

Bugünkü manavların - ki marketlerin sebze reyonları açıldıktan sonra onların da sayısı giderek azalmış olsa da -  araçsız, gezici halleri olarak düşünebilirsiniz. Zerzavatçılar, sebze ve meyveleri doldurdukları hasır sepetleri sırtlarında askılarla taşıyarak, sokak sokak dolaşırlardı. Bugün zerzevatçıların yerini şimdiki pazarlar almış olsa da, halen sepet yerine el arabası veya küçük kamyonetlerle yine sokak sokak dolaşıp sebze- meyve satan esnaflar da bulunmaktadır. Özellikle pandemi dönemi sebebiyle; sokak aralarında dolaşıp ürün ve hizmet satma işi tekrar yoğunlaşarak gündeme geldi.

5. Sepet Hamalcılığı

Geçmiş zamanlarda pazarlarda, sırtlarında büyük sepetten küfeleriyle çalışır, pazarda alış veriş yapan kişilerin, tüm sebze, meyve ve diğer alışverişlerini taşıyarak evlerine kadar götürürlerdi. Bugün ise; ‘sepet hamalları’ kendi taşıdığımız, elle çekilerek götürülen, tekerlekli ‘pazar arabaları’ yerlerini aldı. Pazar arabalarının yanı sıra, arabalarıyla bizi pazara götüren değerli kocalarımızı da sayabiliriz .

6. Esansçılık

Bayan veya erkek hepimizin kullanmaktan çok hoşlandığı, kendine yakışan çeşitlerini denediği ve bazen – çılgınlık denebilecek kadar – marka parfümlere deli paralar ödendiği bir çağdayız. Bunların yanı sıra markasız, şişelere doldurma yöntemiyle daha uygun fiyatlı parfümler satan dükkanlar da son yıllarda sıkça görülüyor. İşte bu vazgeçilmez tutkumuzun geçmişteki satıcıları ‘esansçı’ lardı. Omuzlarına asarak taşıdıkları, dikdörtgen şeklindeki, camlı esans sandıkları ile pazar yerleri gibi insanların toplu halde bulunduğu meydanlar, çarşılar ve köy kahveleri vb. sosyalleşme mekanlarında gezen esansçılar, sandıkları içerisindeki küçük şişelere hapsettikleri esansların satışını yaparlardı, meraklısı olanlara..

7. El Süpürgeciliği

Geçmiş yıllarda; kapalı çarşıların turistik eşya satan dükkanlarında, hediyelik eşya olarak, allı pullu süslenmiş, küçük boyutta olanları da satılırdı bu süpürgelerin. Gerçek boyutta olanları da halen geleneksel çarşılardaki dükkanlarda ve pazarlarda da bulunamıyor. X ve Y kuşağı çocukları da anne ve büyük anne evlerinde yakın geçmiş kadar kullanılan bu sarı süpürgeleri muhakkak hatırlayacaklardır. Elektrikli süpürgelerin her eve girmediği, sadece sahip olan az sayıda evde – ev telefonları gibi -  bir zenginlik göstergesi tadında sergilendiği  yeterince yaygınlaşmadığı dönemlerde el süpürgeleri kullanılırdı. Çeşitli boyları olan bu süpürgeler ‘el süpürgecileri’ tarafından yapılır ve  satılırdı.

8. Arzuhalci

Bilgisayarlar hayatımızın içine bu kadar işlemeden önce, daktilosu olan, düzgün yazı yazan kişiler tarafından, adliye binaları, evlendirme daireleri gibi resmi kurumların önündeki açık havadaki yerlerinde, her türlü resmi yazı, dilekçe ve mektuplar yazılırdı. Yasaları iyi bilen, okuma – yazması olan bu insanlara ‘arzuhalci’ denilirdi. Şimdilerde ise; bu tarz resmi makamlarda yazılacak yazıların kopyaları bulunuyor ve bilgisayardan anında çıktı alınabiliyor. Hatta bu tarz belgelerin örneklerini internet ortamında da rahatlıkla bulabiliyoruz.

9. Sütçülük ve Yoğurtçuluk

Sütçüler yakın zamana kadar güğümlere doldurdukları sütleri, kapı kapı dolaşarak satarlardı. Fabrikalarda seri üretimin devreye girmesiyle, sokak sütçülerinin sayısı oldukça azalmıştır. Sağlık ve hijyen standartlarının önemsenmesi sebebiyle de tüketiciler marketlerden ambalajlı sütler almayı daha fazla tercih etmektedir. Yoğurtçular da aynı sütçüler gibi sokaklarda dolaşır, omuzlarının iki yanından astıkları yoğurt tepsilerinden taze yoğurt satarlardı. Günümüzde halen az sayıda da sütçüler olmasına rağmen artık ‘yoğurtçuluk’ diye bir meslek kalmamıştır.

10. Yorgancılık

Eski zamanlarda neredeyse her mahallede var olan yorgancılar,  şimdilerde sadece daha çok, eski semtlerin bazı mahallerinde tek tük bulunmaktadır. Diktiği rengârenk yorganları dükkânlarının duvarlarında sergileyen ‘yorgancılar’, bir neslin çocukluk anılarında ‘kendilerinden ağır annene ve babane yorganları’  yapan kişiler olarak yerlerini almışlardır. 

11. Bileyicilik

Malzemelerini ve bileyleme makinelerini sırtlarında taşıyan bileyiciler, gittikleri mahallelerde tezgâh açar, mahallenin bütün körelmiş bıçaklarını bileyler ve yeniden kullanışlı hale getirirlerdi.

12. Macunculuk

Bir dönem, sokakta keyifle oynayan çocukların dört gözle bekledikleri satıcılardıMacuncular’. Rengarenk yaptıkları macunları küçük sopaların etrafına sarar ve uygun fiyatlara sokakta oynayan çocuklara satarlardı. Ne yazık ki günümüzde sokakta oynayan çocuklar da azaldı, tatlı macunlar satan ‘macuncular’ da! Sadece Ramazan etkinliklerinde ve özel aktivitelerde görev alan, etkinlik firmaları tarafından pazarlanan şov çeşitlerinden biri haline geldiler.

13. Saat Tamirciliği 

Şimdilerde daha çok şehirlerin eski semtlerinde, genelde babadan yadigar, küçük dükkanlarında, gözlerine taktıkları mercekleri öne doğru eğerek, çok ince bir ustalıkla saatleri tamir eden ustalardı. Saatin ilk defa Amerika’da seri üretimine başlanmasıyla, Dünya genelinde saat kullanımı yaygınlaşmış ve günümüzde yerini cep telefonlarıyla takım olarak satılan akıllı saatlere bırakmaktadırlar. Ayrıca günümüzde şık bir  aksesuar olarak kabul edilen saatlerin satın alındıkları mağazalarda bakım ve tamir hizmetleri de verilmektedir.

14. Lostracılık (ayakkabı) boyacılığı)

Günümüzde az da olsa devam eden bir meslektir. ayakkabı sandığıyla cadde kenarlarında ve meydanlarda, maharetli elleriyle ekmeğini kazanan boyacılara günümüzde nadiren rastlanmaktadır. Günümüzde pratik temizlik ve parlatma malzemelerinin üretilmesiyle bu mesleğin de yıldızı sönme eğilimine yönelmiştir. Ayakkabı boyacılığının yanı sıra, atölyelerinde ayakkabı yapan, ayakkabı ustalarının da sayıları giderek azalmıştır.

15. Mestçiler

Özellikle Hac vazifesini yerine getiren dedelerimiz tarafından tercih edildiği bilinen, lastik ayakkabılarının içine giyilen, yumuşak ayakkabıya verilen isimdi ‘mest’. Mestçiler;  ayak ölçülerine göre imal eder, ayrıca gerektiğinde tamir de yaparlardı. Bazı tonton dedelerimiz de ‘Hac’ca gitmeseler de’ bu ayakkabıları giymeyi tercih ederlerdi.

16. Yazmacılık

Yemeni, yorgan yüzü gibi eşyaların üzerlerindeki motifleri – ki genellikle bunlar çeşitli çiçekler olurdu-  elleriyle çizen ve boyayan, becerikli ve yetenekli kimselere ‘yazmacı’ denirdi. Yaptıkları işe baktığımızda, onları da bir çeşit sanatçı olarak görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Makinelerin çoğalması ve tarz işlerde de kullanılmasıyla, bu meslek de günümüzde yapılmamaktadır.

17. Urgancı – Kendirci 

Yazmacılar gibi onların da nesli tükenmiştir. Kendirden (sulu yerlerde yetişir ve bir sanayi bitkisidir) dokuma yaparak, halat, ince bez gibi eşyalar üretirlerdi.

18. Bacacı

Ahşap binaların yoğun olduğu bölgelerde özellikle ihtiyaç duyulan bacacılar, yangın risklerini önlemek adına kış öncesi baca temizliği yaparlardı.

19. Salepçi, Şerbetçi, Sucu ve Ciğerci

Bozacılar gibi salepçiler de özellikle kış aylarında çalışı, sokak sokak dolaşıp evlere satış yaparlardı. Şerbetçiler de yaz aylarında, sokaklarda gezerek, ellerindeki tasları birbirlerine vurarak ses çıkararak, kapıdan kapıya şerbet satışı yaparlardı. Sucular ise; içmek için uzaklardan getirilen suyu, çeşmelerden alıp, evlere  taşımakla görevliydiler. Günümüzde ise salep küçük semt dükkânlarında, sular çeşitli boylarda marketlerde satılıyor, şerbet ise nadiren de olsa bazı dükkânlarda satılıp, evlerde de yapılmaktadır. Omuzlarındaki sandıklarda, mahalleleri dolaşarak satış yapan ciğercilerin işini de bugün kasap dükkânları ve marketlerin et reyonları devralmıştır.

20. Yemenicilik  

Bir ayakkabı çeşidi olan Yemeni, Osmanlı döneminde özellikle geleneksel bir kıyafet haline gelmiş ve Yemen üzerinden Güneydoğu’ya getirildikleri için ayakkabılar bu ismi almıştır. Her üründe olduğu gibi ayakkabıda da seri üretiminin artması, yemeni üretim ve kullanımını yıllar içerisinde azaltmıştır. Günümüzde ise Gaziantep ve Kilis’te iki adet yemeni ustası kalmıştır. Folklor gösterilerinde giyilen yöresel kıyafetlerin altına da, bölgesel uygunluğuna göre ‘yemeni’ giyilmektedir.

21. Bastonculuk

Günümüzde halen kullanılan bir ürün olan baston,  Devrek İlçesi’nde, çarşı içerisindeki 15 dükkanda ustaları tarafından yapılıp, satılmaktadır. Kullanıcıları tarafından; standart ürünlerin yanı sıra, özel motifli ve figürlü, ustalarının yeteneklerini yansıtan özel tasarımlar da kullanılmak istenilmektedir.

22. Çömlekçilik

 

Günümüzde kullanılan plastik ürünler yerine, eski zamanlarda her türlü yiyecek ve içecek çömlek kaplarda saklanırdı. Bugün ise çömlek kaplar, restaurantlar ve evlerde bazı özel yemekleri pişirmek için halen kullanılmaktadır. Çömleklerde yapılan yemeklerin daha lezzetli olduğu da bilinmektedir.

23. Edirnekari

Osmanlı zamanında ilk olarak Edirne’de yapılmaya başlayan; bizce sanatsal bir bakış açısı çizim ve tasarım yeteneği gerektiren, çeyiz sandıkları, takı kutuları, ayna kenarları vb. süslemelerin yapılması işidir. Söz konusu eşyalara farklı motifler ve desenler çizilerek, yine el işçiliğiyle yapılan bu meslek dalı, günümüzde tasarımcılara ve seri üretim yaptıran firmalar için otomatik baskı makinelerine dönüştü diyebiliriz. Ama son yıllarda ‘el emeği ve göz nuru’na verilen değerin tekrar artmasıyla, kısıtlı sayıda üretilebilen  ‘el işi ve el işçiliğiyle’ yapılan ürünler tekrar değer kazanmaya başladı.

24. Kalaycılık

Geçmiş dönemlerde özellikle mutfaklarda kullanılan ‘bakır’ araç gereçlerin, tekrar parlatılması ve düzeltilmesi için yapılan bir tür kaplamacılıktır. mutfak araç gereçlerinin üretiminde; çinko, alüminyum, çelik ve plastik vb malzemelerin kullanımım artmasıyla,  bakırcılık ve dolayısıyla  kalaycılık da gerilemiş, yok olmak üzere olan meslekler listesinde yerini almıştır. Eskiden neredeyse her semtte bakırcı ve kalaycı dükkanları yan yana bulunmaktaydı.

25. At Arabacılığı

Aslında bu mesleğin artık neredeyse yok olmuş olmasına sevindim. Eminim sizlerden de benimle aynı duyguları taşıyan okuyucularımız muhakkak vardır. Ben her türlü işte; hayvanların kullanılmalarına, zara görmelerine ve sömürülmelerine karşıyım. Taşıma ve ulaşımda kullanılan atlar ile yakın zaman kadar yapılan bir meslekti ‘At Arabacılığı’. Taksi ve nakliye aracı olarak kullanılıyorlar ve insanları gezdirmek için yapılmış, konforlu ve süslü çeşitlerine ‘fayton’ deniyordu.

26. Ayı Oynatıcılığı

Genellikle roman vatandaşlar tarafından yapılan bir meslekti. Elinde tef ve uzunca bir sopa olan ‘ayı oynatıcısı’, beline sardığı zincirin bir ucunun, burnundaki halkaya takılmış bir ayıyı söylediği şarkılar eşliğinde oynattığı sevilen bir sokak şovuydu. 1980’lerde ayı oynatmak yasaklandı.Bu amaçla kullanılan hayvanlar toplatılarak, Uludağ’daki ayı yetiştirme ve rehabilitasyon merkezine götürüldüler. Bu mesleğin bitmiş olmasına da sevindim

  • BIST 100

    9393,79%-0,32
  • DOLAR

    38,09% 0,17
  • EURO

    43,00% -0,48
  • GRAM ALTIN

    3947,74% 0,55
  • Ç. ALTIN

    6365,85% 0,65

Egazete


  • Salı 5 ° / 0.3 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Çarşamba 7.5 ° / 0.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 11.9 ° / 0.1 ° Güneşli

Ağrı

15.04.2025

  • İMSAK 04:46
  • GÜNEŞ 06:18
  • ÖĞLE 13:09
  • İKİNDİ 16:52
  • AKŞAM 19:50
  • YATSI 21:16