Kağıt Üzerinde Milli Park
Nereden çıktı bu milli park meselesi tam da anlaşılmış değil. Doğubayazıt?ta turizm alanında bunca sorun ve sıkıntı yaşanırken, Ağrı Dağına kısıtlama getirilmesi ve dağın milli park olarak ilan edilmesi mantığı anlaşılmış değil.
Ağrı Dağı bu unvanı alalı yanılmıyorsam tam 8 yıl oldu. Bundan da anlaşılıyor ki Ağrı Dağının Milli Park olarak ilan edilmesi, daha çok siyasi ve sembolik bir tasarruf. Çünkü, Ağrı Dağı Milli Park ilan edilmeyip özel teşebbüse açık kalsaydı bölge turizm için çok daha iyi olurdu.
Dediğim gibi değişen bir şey yok. Değişen tek şey Bakanlar Kurulu bir kararname ile Ağrı Dağını 2004 yılında milli park olarak ilan etti. Hepsi o kadar. Milli park olayı da, tıpkı Doğubayazıt Yüksekokulu gibi kaldı. Bakanlar Kurulu ona da karar verdi lakin kağıt üzerinde kalmaktan öteye gidemedi. Hatırlarsanız bir keresinde de Bakanlar Kurulu Ağrı?da bir kabine toplantısı da yapmıştı.
Nasıl ki o toplantıda da Ağrı ile alakalı bir karar çıkmadıysa, Ağrı Dağının Milli Park olarak ilan edilmesi de öyle oldu. Geçen 8 yıl içinde Ağrı Dağının Doğubayazıt yakasında hiçbir çalışma yok.
Oysaki Ağrı Dağının ortaya çıkarılacak o kadar özellikleri var ki saymakla bitmez. Dünyanın en büyük buzullu dağı Ağrı Dağıdır. Ağrı Dağının buzul kalınlığı yaklaşık yüz metre dolayındadır. Ayrıca aşağılara doğru inildikçe lav akıntılarının oluşturduğu korkunç kayalıklar, Ağrı Dağını geçilmez biri duruma getirmiştir.
Bir de Ağrı Dağında çok değişik bitkiler ve hayvanlar yaşamaktadır. Dünyadaki bütün keklik türleri, akbaba, kartal, şahin, doğan, engerek yılanı, yaban koyunu, dağ keçisi, tilki, kurt, tavşan, vaşak, yaban domuzu gibi hayvan türleri mevcuttur.
Nuh?un Çiçekleri olarak da adlandırılan ve bir başka yerde bulunmayan Onosma,Süsen,Sahlep, Korunga gibi çiçekler de Ağrı Dağına özgü bitkilerdir. Bu bitkileri ilk olarak Iğdır Valiliği ve Iğdır Üniversitesi tespit etmiştir. Çünkü Ağrı Dağının Iğdır yakasında devam eden bir çalışma vardır ve bu çalışma her geçen gün de devam ediyor.
Ağrı Dağının Doğubayazıt yakasında ise bırakınız bitki tespiti ya da yabani hayvan envanterini çıkarmak burada yol bile yok. Başka bir ifade ile yerli ve yabancı dağcılar, tırmanış yapılacak yere kadar yürüyerek gidiyorlar. Dağcılar ta aşağılardan itibaren yüklerini tırmanış noktasına kadar sırtlarında götürdükleri için daha tırmanışa başlamadan enerjilerini kaybediyorlar ve yoruluyorlar
Tırmanış yolu ise tam ibretlik ve görülmeye değer. Fakat ne yazık ki Ağrı?daki yetkililer bu güne kadar o yolu görmüş bile değil. Ağızlarına pelesenk ettikleri ise şu ? bölge güvenli değil onun için iş makinesi gönderemiyoruz ? diyorlar. Oysaki aynı tehlike Iğdır tarafında vardır. Fakat Iğdır valiliği Korhan yaylasına kadar hem yol götürmüş hem de bir takım sosyal tesisler yaptırmıştır.
Doğubayazıt tarafındaki tırmanış güzergâhında çevre kirliliği ise had safhada. Kamp yerlerinin hiç birinde WC yok. Dağcılar ihtiyaçlarını kayalıklar dibinde gideriyorlar. Çevreye atılan çöpler, naylon poşetler ve pet şişeleri görenleri utandırıyor.
Buranın sorumlusu kim ise mutlaka ortaya çıkmalı ve hesap vermelidir. Dağcılık Federasyonu mu, Ağrı Valiliği mi, Çevre ve şehircilik mi her kimse, bu görevini layıkıyla yapmalı, Türkiye?yi yabancı misafirlerin gözünde küçük düşürmemelidir.
Her beceriksizlik ?güvenlik nedeniyle gidemiyoruz? mantığı ile geçiştirilemez. Asgari ücretle çalıştırılacak birkaç köylü marifetiyle bile bu ayıptan kurtulmak mümkündür.
9549,89%1,94
34,47% -0,02
36,21% 0,61
2956,62% -1,61
5031,94% 0,00
Ağrı
25.11.2024