Tarih: 03.10.2016 12:21

KAĞNI ARABASI ARTIK POZ VERME ARACI OLDU?

Facebook Twitter Linked-in

Derleme: NEZİR ÇELİK

İnsanlık tarihinde, insanoğlu kadar kültürel varlıkların da geçmişi vardır. Geçmişte yaşayanları, geriye bıraktıkları kültürleriyle tanıma fırsatı buluyoruz.
Geçmiş dönemlerimizde camileri, hanları, hamamları, kervansarayları, köprüleri; yine Anadolu´da yıllarca yaşamış kavimlerin antik şehirleri, abideleri, kaleleri bu toplumların yaşama şartları, gelişmişliği ve sanatlarını günümüze yansıtır.

Bu eserler, tarihten günümüze ışık tutan birer vesika belgesi niteliğindedirler. Kültürde, sanatta ileri gidemeyen toplumlar, başkalarına yem olmuş ve tarih sahnesinden silinip gitmişler.

Kültür, zenginlik kaynağıdır. İnsanlığın, geleceğe en büyük mirasıdır.

Şimdi sizlere, yıllarca her ihtiyacımızı taşıdığımız; kırılınca üzüldüğümüz; devrilince sitem ettiğimiz kağnı (Öküz) arabasını tanıtmaya gayret edeceğim.

Kağnı arabaları daha düne kadar çiftçilik yapan her ailenin kamyonu, otomobili, pikabı, traktörü... hasılı her şeyi idi.

Sabahtan kalkan çiftçi, arabasını koşar; tarlaya, çayıra, oduna, ekine, gübreye, taşa, toprağa vs. onunla gider; yükünü yükler, köye dönerdi.

Arabasını yükleyen çiftçi, ses çıkarması için mazıya yağ sürer ve çivilerdi. Yol boyunca arabasından çıkan sesle neşelenir; başındaki şapkasını yan yatırır; sigarasını da yakar, duman atarak köye doğru ilerlerdi.

Bu hareket onun için gurur vericiydi. Başı sigaranın dumanı ile dumanlanınca kendisini etrafındaki dumanlı dağlara benzetir; vakarlı vakarlı o günün işini bitirmiş olarak köye dönerdi.

Arabanın sesinden, kimin arabası olduğu belli olurdu. Her çiftçinin arabasından aynı ses çıkmazdı. Her çiftçinin arabasına koştuğu öküz de arabayı bu denli götüremezdi.

İşte bu KAĞNI ARACI´nın da böyle bir meselesi vardır?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —