Kadın her şeyden önce insandır. Diğer bütün canlılar gibi doğar, büyür ve ölür. Doğunca evlat olur, büyür evlenir eş olur, doğurur anne olur.
Kadın dünyadaki en değerli varlıktır. İnsanlığın devamını sağlar , kutsaldır. Kadın şefkattir, değerdir. Dünyadaki bütün sıkıntılara direne bilen tek varlıktır.
Kadın emektir ekmektir yaşama sevincidir.
Eğer bir kadın seninle gülüyorsa, tamam.
Eğer sana gülüyorsa, kork…"
Hayatının son mevsimine gelmiş insanların yaşam hikayelerini dinlerken akıllarında kalan hep çektiği zorluklar ve acılardır.
Anlata anlata bitiremedikleri olayların özünde hep hüzün vardır. İşte aniden karşınıza çıkan bir filmin ufacık bir satırındaki anlam koskoca bir yazıya vesile oluyorsa küçük hüzünlerin de hayata kocaman anlamlar yüklediğini düşünmeliyiz. Her şeyi ile tuhaf gibi görünen ve sıkı sıkıya sarılmamız gereken ciddi ve yalnız bir evren boşluğu içinde yol alıyoruz. Yaşadıkça öğreniyor, öğrendikçe anlıyoruz. Hayatın kısa özeti bu olsa gerek diye düşünüyorum.
Kadınlar, kadınlarımız, analarımız, bacılarımız, sevdalarımız, dostlarımız en çok da hasbihalımız.. Kadın, dünya da dokunmadan, koklamadan kokusunu duyabileceğimiz tek çiçektir. ondört Şubatta sevip sekiz Mart'da özgürlüklerini takvim yaprakları ile mevsimlere dağıtabileceğiniz bir yaprak değil. Kadın dediğinde ; Dağın en mihram derinliğinde bir yaprak oynar, mevsimler yer değiştirir… Doğduğu mevsimin kokusu sana bulaşır, Çocuğuna baba yapar seni, Boynu ile dünyanın en güzel manzarası olur…
Bu kara tablonun devam etmesini istemiyorsak, kadınlar olarak haksızlıklara boyun eğmemeli, yanan yüreklere son vermek için erkek egemen terörün son bulması için mücadele etmeliyiz.
Ben isterim ki buz tutmuş yüreklerden…
Süzülmesin artık.
Hüzünlere değil,
Sevinçlere,
Sevgilere aksın gözyaşlarımız...
8 mart dünya kadınlar gününüz kutlu olsun...