Yine bir seçimin arifesindeyiz.

Tüm partilerin adayları belli,

Kendine güvenen bağımsız adaylarda belli,

Milletvekili makamının görev ve yetkileri de belli,

Belli olan başka bir durum da adayların %50’sinin talip olduğu makamın, görev ve yetkisinden haberdar olmadığı, Nerden mi biliyorum, vaatlerine bakın görürsünüz.

Dün de, bugün de kimin ağzını açsan, millete hizmet için bu yola girdiğini söyler!

Memleketin sorunlarına bakınca bundan önceki hizmetkârlar baya tembelmişyada hizmet çal güldenmiş demek abes kaçmaz.

İyi hizmetkâr bulmak her İl’e nasip olmaz. Bulunca kıymetini bilmek lazım.

Hizmetkâr hizmet ehli anlamındadır. Koca İl’de bir hizmet ehli olabilecek insan bulamayan ya da bulmak istemeyen siyasi partiler ithalat işine girip birini, hizmetkâr diye o İl’e yutturmaya çalıştıklarını bu seçimde, yine görmekteyiz.

Hatta en iyi hizmet çal babadan oğula geçen hizmet Çal’lıktır. Yoksa babasından kurtulduk diye tam sevinecekken oğlunu hizmet çal yapanlara dur diyen çıkardı. Bu duruma işin ehli kişiler, dâhil değildir. İşin ehli babanın yanında yetişen ehil oğulların hizmetkâr olması gayet doğal.

Ehliyet ve liyakat her işte olduğu gibi milletvekili makamında daha fazla aranmalıdır.

Ehliyet ve liyakati olmayan kişilerin makamları işkal etmesi, yapılacak hizmetlerin çalınması ile eşdeğerdir.

Kapasitesinin yetmediği makamı işkal edenler, kapasiteli insanın o şehre yapabileceği hizmetleri engelledikleri için en büyük hırsızdır. Bu hırsızlara bu olanağı veren maalesef onu seçenlerdir. Bakınız;

En’âm Suresi 123. Ayet

Böylece her kentin ve ülkenin ekâbirini (zenginlerini ve idarecilerini) oranın mücrimleri (kötüleri) kıldık (ve bir müddet fırsat tanıdık) ki, orada (halka) hile yapsınlar (ve şeytani düzenler kursunlar!..) Halbuki onlar aslında kendilerinden başkasına hile yapmıyorlar, (kendi sonlarını hazırlıyorlar) ama farkında değillerdir.

Her zaman işe, makama göre insan seçilmelidir. O eleman o işe, makama layıksa o iş, o makam ona verilmeli, layık değilse, layık olanını aramalıdır.

“Şüphesiz ki Allah, size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emrediyor.”

Rasûlüllah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz: “Emanet ehil olmayan kimseye verildiği zaman kıyâmeti bekle!”  sözü her şeyin özetidir.

Rasulullah (s.a.v): İnsanların işlerini üstlenip de onlar için çalışıp çabalamayan hiçbir yönetici, onlarla birlikte cennete giremez.

Çok değerli dostların bu dönem aday adayı olduğunu gördük, biz onlar için hayırlısını istedik ve onlarında dilinde hayırlısıyla olmasını istediklerini işittik ve sonra aday olamayınca üzüldüklerini gördük. Umarım üzüntülerinin kaynağı, onlardan daha düşük profilde olanların aday gösterilmesi kaynaklıdır. Yoksa neye talip olduğunu bilen insan üzülmez, aday gösterilse de gösterilmese de şükür eder ve daha iyi yöneticilerin gelmesi için dua ve gayret göstererek, emanetin ehline verilmesi için mücadele eder. Her zaman vatandaş olarak emanetin ehline verilmesi için destek olmalıyız diyerek, selam ve hürmetlerimi sunuyorum.