Tarih: 10.10.2021 12:00

İTHAL DİLENCİLER DE CABASI

Facebook Twitter Linked-in

                 Gerek kışın ve gerekse yaz aylarında Doğubayazıt genelinde bir çok dilencinin hortladığını hep birlikte görmekteyiz.

            Ancak kendi yerli dilencilerimize daha alışmadan bu sefer ithal dilenciler türemeye başladılar, öyle türediler ki, ardı arkası kesilmiyor.

             Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu dilenciler dışarıya çıkmaya bile üşendiğimiz bu soğuk günlerde sırtlarında ki, çocuklarla hala dilenen kadınları gördükçe gerçekten son derece üzülüyor  insan.

                Benim bildiğim kadarıyla Doğubayazıt’ta Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma  Vakfı büyük bir özveri ile Doğubayazıt’ın genelinde ki, fakir ve yoksulu tesbit etmiş, ve bunlara maddi, manevi her türlü yardımlar yapmaktadır.

                    Hal böyle iken, hala yaz-kış aylarında durup dilenmeden şehrin her köşesini gezerek dilenen kadınların hala bu işi yapmalarına ben kesinlikle bir anlam vermiş değilim. Bunların tümünün duygu sömürüsü yaptıkları bir gerçektir. Üstelik yerli dilenci yetmiyormuş gibi, birde  Doğubayazıt’ı ithal dilenciler istila etmektedir..

             Özellikle kadınların ve çocukların dilenmesini sağlayanlar akşama kadar sıcak-soğuk demeden, dilenen kadın ve çocukların topladıkları paraları ceplerine indirmekte ve ne yazık ki, kadın ve çocukların sarfettiği  emeğe saygı bile göstermeden  paraları afiyetle erdemsizliğini gösteren bu kendini bilmezlere  günün birinde  hadleri bildirilmelidir, diye düşünüyorum ki, bu konuda çok ta haklıyımdır..

               Ben Doğubayazıt genelinde ki, dilenci  kadın ve çocukların bu yola itenlerin bir an evvel bulunması ve gerekeni yapmaları gerektiğini de burada vurgulamak istiyorum.

               Hayatları boyunca yan gelip yatmaktan başka hiçbir işe yaramayanlar ne yazık ki, kadın ve çocukları alet etmekte ve dilenciliğe itmektedirler. Kadın haklarından söz edenler kadının mukaddesatından dem vuranlar, neden dilenciliğe itilen bu kadınların hak ve hukukunu arama adına somut  bir adım atma gereğini duymazlar hala anlamış değilim?..

           Bu  yüzden ilçe genelinde  dilenen kadınların neden dilendiklerini, ya da başkaları tarafından mı, dilenmeye zorlandıklarının mutlaka araştırılıp, bulunması gerektiğini burada tüm sağduyulu insanlara hatırlatmakta fayda görüyorum…

               Yaz-kış demeden bu zavallı insanları dilendiren ve daha sonra da gün boyu topladığı sadakaları ceplerine indirip, afiyetle yemeyi alışkanlık haline getiren , insanlıktan nasibini almamış olanlara  hadleri bir an evvel bildirilmeli ve bu çirkin alışkanlıklardan vazgeçmeleri mutlaka, ama mutlaka sağlanmalıdır, diye düşünüyorum..

               Gencecik kadınları, kundaktaki çocuklarıyla dileniyor görmek sadece beni değil,  tüm sağduyulu insanların vicdanını sızlatıyor. Ancak vicdanı vicdanı sızlamayan bir tek onları bu soğuk günlerde dilenmeye zorlayanlardır. Onların birer anne olduklarını ve kadının hayatımızdaki değerini anlamayacak  kadar vicdan yoksunu olanlara  artık dur, demeli ve kadınların dilenmeleri için bir an evvel önlemler alınmalıdır..

         Bu yüzden Doğubayazıt’ta ki, bu çirkin ve hiç te hoş olmayan manzaraya başta mülki amirleri olmak üzere, sivil toplum örgütleri bir an evvel ortadan kaldırılması için bir an evvel harekete geçmelerini bekliyor, bu zavallı  insanları dilendirenlere  meydanın boş bırakılmamasını diliyorum..

             BU DA İSTANBUL DİLENCİSİ TAKTİĞİ

            Olay çok yakından bizzat yaşayan bir dostumdan dinledim.

            Size de aktarayım ki, yoksulluğunu sömürü haline getirenlerin oynuna gelmeyin.

            Olayı istanbul Metrobüste geçiyor. Orta yaşlı bir adamın telefonu çalıyor.  Telefondan öfkeli bir ses yükseliyor ama tabii anaşılmıyor pek. Adam dinliyor biraz, sonra da her kesin duyacağı  biçimde konuşmaya başlıyor.

         “İsmail abi, bağırma, kızma ne olursun. Haklısın. Elini ayağını öpeyim. İşten çıkarıldım. Kaç aydır iş bulamıyorum. Evde yiyecek bir lokma dahi yok. Çocuklarıma bilgisayar falan dahi alamadım. Ders çalışamıyorlar. Akşam Pazar yerine gidip artıkları topluyorlar. Her gün ağlıyoruz. En son dün karımın telefonunu sattık o da 600 lira. Senin borcunu verebilmem için 1400 lira daha bulmam lazım. Evlilik yüzüklerimizi de satıp paranı vereceğim. Ne olur abi kızma. Ne olur bağırma.”

          Derken koca adam ağlamaya başlıyor. Bir yandan da hazır mendil göz yaşlarını siliyor.

          Konuşmayı metrobüsün en arkasındakiler dahi duyuyor. Bir de ne göreyim, sağımdaki, solumdaki  insanlar cüzdanlarını çıkardılar. 100 dolar çıkaran mı, 100 lira çıkaran mı, ararsınız artık.

                  Ben başladım gülmeye, yanımda ki, adam neden güldüğümü sorunca, “Ben bu adamı dünde görmüştüm. Yine ağlıyordu ve yine her kes para veriyordu.” Dedim.

           Adamı sırada paraları cebine koydu Zincirlikuyu’da indi. Ben de indim. Uzaktan izliyorum.10-15 dakika geçince  Avcılar yönüne giden başka bir metrobüse bindi. Oysa indiği metrobüs zaten Avcılara gidiyordu..( C.A.)


100

Orjinal Habere Git
— HABER SONU —