İNSANI HAYVANDAN AYIRAN BİRİNCİ ÖZELLİK MERAKTIR.

İNSANI HAYVANDAN AYIRAN BİRİNCİ ÖZELLİK MERAKTIR.

DİNİMİZİN İLK İSTEĞİNİN "OKU" OLMASI, ASLEN "MERAK ET" DEMEKTİR.

Merak, okuma'nın temelidir, okumak demek, sadece yazı yada, öğrencinin sınav için okuması demek değildir. Duyularla alınanların beyinde değerlendirilmesi en öz okumadır. Merakla okumak ile bazı nedenlerden dolayı okumak arasında öğrenim farkı vardır.

Yani ALLAH merak et derken, "seni insan olarak yarattım insan ol" anlamını da içerir. Buna göre insanın insan oluş derecesi, merakı ölçüsüncedir.

Herhangi bir merakı olmayan kişi anlık düşünce tarzıyla topluma tutunarak yaşar. Ne sorunlara karşı nede yarına dair kafa yormazlar. Başkası çözer-yapar güveni içindeler. Bu tarz kişilik yapıların çoğalması, toplumu sorunsallaştırır.

DOĞUBAYAZT'I BİRAZ MERAK EDELİM.

Edelim çünkü, içinde yaşıyorsak, evimizin evi'dir doğubayazıt. Evimize karşı sorumluluğumuz ne ise, evimizin evine karşı da sorumluluğumuz aynıdır. Doğubayazıt giderek daha fazla şehir kokusu vermeye başlıyor. İyi mi? İyi. Çağ'a  ve sahip olduğu avantajlara göre ise geride mi? Geride.

Kişi doğarken, Ahmet-Mehmet-Mustafa diye isim alır. Daha sonra ehmo-Memo-mısto diye anılır. Bunun sebebini hiç merak ettik mi? Bu konu önemlidir. Şehirleşen doğubayazıt'tın dünya'ya örnek bir medeniyet kenti olabilmesi için ne kadar eksiğimiz varsa hepsini merceğe tutup düzeltmeliyiz.

Cahil kişi, derecesini biraz görünür kılmak için karşıdakini aşağılama yoluna gider. 

Ahmet'e Ahmet demek, onu olduğu gibi tanıma ve sayma olduğu için, hitap ettiği kişiyi kendisinden üstün görme algısına bürünür. Bu algı, toplumsal maneviyatın sağlığını düşünmekten ve umursamaktan aciz olan cahilliğin yanlış algısıdır. Kişi karşıdakine değer verdiğinde o kişi de o değeri koruma çabasına girer.

Birbirini aşağılayan toplumdan, birbirini sayan topluma geçiş, öncelikli ihtiyaçlardandır. Şimdilik, cep telefonu yardımıyla konuşmalarda sayma ve saygı tiyatromuzu iyi oynuyoruz. Oyun derken, ağız alışkanlığının hal hatır sorması durumu yani... iyi bir alışkanlıktır. Bununla beraber, taziye evlerininde buluşma ve selamlaşma özeliğinden dolayı, saygıyı beslemede ve aşılamada büyük katkısı vardır.

Onun dışında eğerki iş verenler de ucuz çalışanı değilde, daha çok sağlam ve dürüst olanları tercih ederlerse, çalışan kesim de tutulmak için sağlam ve dürüst olmaya çalışacaklardır. İşlere sadece ekonomi gözüyle değilde, iş'i aynı zamanda toplumsal insani çıtayı yükseltmek için bir araç gözüyle de bakarsak iş, ekonomik gelir ile beraber aynı zamanda bir eğitim mekanı olmuş olur.

Mehmet'e Memo diyen anlayışın dönemi yavaş yavaş kapanmaktadır. Peki uygar bir doğubayazıt için yeni nesil umut vaad ediyor mu? Bu soru'nun cevabı için sokakta misket oynayan çocuk grubunun yanından geçerken, birbirleri ile konuşmalarını duymak için adımlarımı yavaşlatıyordum. 20 yıl önceki vaziyetimdi. Maksat, yarınki toplumun medeniyet durumunu çocukların konuşma biçimlerinden kestirebilmek idi. Hayalinde güzel dünya inşa edenlerin huyları böyledir. Mutluluk anlayışları paradan çok uygarlıktadır.

Bugün'nün yarını için ise, yeni nesil'e baktığımızda, çoğunlukla iç karartıcı bir görüntü görmek mümkündür.

Teknoloji'nin zaralı yönlerinden çok, eğitim ve terbiye konusuna olan duyarsızlık ve ilgisizlik, zararların en temelini oluşturuyor.  30 yaşını çoktan aşmış ve haalen evlenmeye uygun kız bulamayan erkeklerin sayısında artış vardır.

Evlenenlerin yaşadıkları sorunlar göz korkuttuğu için durum böyle oluyor. Durum neden böyle? Böylesi daha mı uygun? Böyle devam ederse toplum nasıl bir hal alacak? Doğubayazıt'ı düşüneceksek, bu durumları da BİRAZ MERAK ETMELİYİZ.

Not: sayın okur, evlenme konusuna da girersek yazı uzayacak. Konuları daha iyi anlamak için evlenme konusunu sonraya bırakalım. Şimdilik merakın önemini kavramaya çalıştık. Çocuk ve gençleri fayda sağlayacak şeylere yönelik dürtüp meraklanmalarını sağlayalım.



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor