Nezir ÇELİK
Bu konuyu daha önceleri de birkaç kez yazdım.
Aslında Ağrı’nın açlık sınırından ya da 81 il içinde en fakir olmaktan kurtulması zor değil. iddia ediyorum, sadece idarecilerin gayreti ile merkezi bütçeden hiç bir katkı olmadan, Ağrı’da ekonomik ve sosyal refah rahatlıkla sağlanabilir.
Ağrı’ya sadece deneyimli, üretken, müteşebbis, eleştiriye açık ve hoşgörülü idareciler gönderilsin gerisi kolay.
Diğer bir ifade ile Ağrı’nın kalkınması; demokrat, deneyimli ve çalışkan idarecilerin istihdamı ile mümkün olabilir.
Çünkü az da olsa Ağrı’da bunun örnekleri daha önce görüldü.
Nasıl ki ticari işletmeler istihdam edecekleri elemanları seçerken deneyimli, kaliteli ve iyi eğitim almış olmalarını istiyor ise, Ağrı gibi çok geri kalmış bölgeler için devletin de aynı yöntemler ile, idareci ya da yönetici tayın etmesi gerekir.
Esasen iş idaresi biliminin gereği de budur. O nedenle geçmiş tecrübeler de göstermiştir ki, Ağrı’da bazı idareciler görev yaptığı dönemlerde Ağrı’nın ekonomik ve sosyal göstergeleri belirgin bir şekilde yükselmiştir.
Çünkü bir kısım deneyimsiz idarecilere sorumluluktan kaçındıkları için kendi başlarına karar alamıyorlar, her zaman bir yerlerden komut bekliyorlar veya merkezden talimat almadan önemli tasarruflarda bulunmuyorlar. Dolayısıyla böyle dönemlerde halkın ekonomik ve sosyal durumunda gerilemeler yaşanıyor.
Öte yandan, deneyimsiz idarecilerin eleştiriye ya da önerilere de tahammülleri olmadığı için, doğru olan öneri ve teklifleri bile duymazdan-görmezden geliyorlar.
Hep düşünmüşümdür: Neden büyük illere deneyimli idareciler tayın ediliyor da geri kalmış yerlere daha çok yenileri gönderiliyor.
Aslında yapılacak şey, genç vali yardımcısı ve kaymakamlar uzun süre büyük kentlerde çalıştırılmalı, onlara gerekli deneyimler kazandırıldıktan sonra kalkınmada öncelikle bölgelere atanmalıdır.
Böyle bir uygulama il müdürlerini de kapsamalıdır.
Bütün bunların sonucunda Ağrı halkı devletle daha çok tanışacak-kaynaşacak ve neticeten hemşerilerimiz devlet olanaklarından daha çok yararlanacaklardır.