Tarih: 23.10.2015 11:51

HÜZÜN ADIN NEREDEN GELDİ YÜREĞİMİZE OTURDU...

Facebook Twitter Linked-in

Yalnızlığın bir diğer adı belki de, yani insanların bedenen olmasalar da ruhen yalnız olduklarında yoğun bir şekilde hissedebilmeleri mümkün olan bir duygudur hüzün... 
ve ya her zaman bahaneleri hazır olan bir duygudur hüzün... 
Eylül gibi, nisan yağmuru gibi, bir türkü gibi, bir şiir gibi, bir fotoğraf gibi, izinsiz gelip beynimize çöreklenmiş bir anıdır hüzün...
Ne kötü ne de iyi bir duygu... velhasıl zeytinin güzel tabiri ile evet bence de ekşi bir duygu... sevilen ama fazlasına tahammül edilemeyendir...
"Hüzün" denince akla "gam" gelir, hüzün değildir. Gam ağırdır, koyudur. Hüzün ince ve narin yanını temsil edemez. "Üzüntü" gelir, geçicidir, ucuzdur; hüznün asil ve paha biçilmez oluşuna yakışmaz? 
Hüzün biraz isyandır, biraz rıza; biraz gözlerini kaçırmaktır, biraz yüreğini sunmak... 
Hüzün mübarektir ve verimli olmayan gam, keder, tasa ve üzüntü, hüzünden değildir. 
Hüzün vakurdur, onurlu ve dürüst? Kaypak ve tamahkâr duygular, hüznü duyumsayamaz. Hüzün evet, duyumsanır. O denli narin, o denli zarif?
Büyülü bir güzelliği vardır hüznün. 
Biraz mum ışığıdır hüzün, biraz akşam alacasıdır. Biraz gazete satan çocuk elleri, biraz bebek ağlamasıdır. 
Hüzün zordur.
Hüzün sızıdır. İnce, keskin, sivri? Varla yok arası? Parlak ve göz alıcı, anlık ve güçlüdür...
Hüzün melezdir. kendisi esmer, bahtını beyazdan almıştır.
Hüzün su gibidir. Azizdir. Şerefli ve nadir... Hem her şeye yeter, hem yeri asla doldurulamaz. 
Tüy gibidir hüzün. Hafif ve yumuşak, canlı ve ölü... Hayattan ve ölüme dair?
Hüzün güzeldir.
Hüzün nedir bilir misiniz?
Bir çocuğa son paranızla alıp verdiğiniz çikolatanın yere düşmesidir... 
Bir pazar günü bir aileyi uzaktan izlerken aile reisinin gelip sizden fotoğraf çekmenizi istemesidir...
Dünyada insanlar açlıktan ölürken yediğiniz yemekten utanmanızdır... 
Kimsenin gelmediği bir adada, kimsenin gelmeyeceğini bile bile beklemektir...
Gecenin en güzel saatlerinde ayın yansımasını demir parmaklıklar arasında izlemenizdir...
Çöp kutusundan bulduğunuz atıl bir oyuncak arabayı akşam çocuğunuza getirmektir... 
Hüzün; bir kaybedişe gülümseyiştir, hüzün; hayatın güzelliğini görmektir en büyük acılar içinde, hüzün; peş parasız sokaklarda gezerken cebindeki son parayla aldığı ekmek arası döneri bir kediyle paylaşmaktır... 
Hüzün nedir biliyormusunuz; 16. kattan aşağıya atladığınızda yüzünüzdeki gülümsemenin çıkmasıdır..
Hüzün 
Hüzün uzaklara ait olup 
Yakınlara hapsolmaktır... 
Hüzün yoksa, insanı içten içe yakan, yaktığı gibi bir o kadar da olgunlaştıran bir derttir. Yıllarca duvarda asılı kalan o hüzünlü çocuğun yüzüdür hüzün...
 



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —