Toplumun yaralarını sarmak, kader mahkumlarına ikinci bir hayat hakkı ve yaklaşık sayıları 8 milyon olan adli sicil kaydı olan vatandaşlarımıza temiz bir sayfa için iktidara, Hemen Şimdi Genel Af çağrısı yaptı.
‘Pandemi izninde olan 120 bin mahkum için Hemen şimdi Genel AF’
Pandemi nedeniyle açık cezaevlerindeki izne gönderilen yaklaşık 120 bin mahkum için kalıcı bir düzenlemenin hayata geçmesi gerektiğini belirten Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir, ‘Bilindiği üzere Açık cezaevlerinde kalan yaklaşık 120 bin mahkum Covid-19 süresince izne gönderildi. İzin süresi bittiğinde yeniden izinler uzatıldı. En son kabine toplantısında alınan kararla açık cezaevlerinde kalan mahkumların izin süresi 31 Temmuz 2023 tarihine kadar uzatılmıştı. Açık cezaevinden izne giden mahkumların büyük bir bölümü yeniden işini ve düzenini, yuvasını kurdu. Bu insanlarımız 3 yıl boyunca herhangi bir suça bulaşmamış ve topluma adapte olmuşken asrın en büyük felaketi olan depremlerden dolayı da 11 ilimizde bulunan depremzede mahkumların durumları da göz önüne alındığında kalıcı bir çözüm için seçimden sonra değil, hemen şimdi genel af veya başka adla çözüm bulunmalıdır. ’dedi.
‘Kader mahkumları için Hemen şimdi Genel AF’
Asrın felaketini yaşadığımız bir süreçte, bu süreçten etkilenen 11 ilimizde 14 milyon vatandaşımızın arasında, mahkumlar ve mahkum yakınlarının olduğunu vurgulayan Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir, ’Gerçekten de çok büyük açılara neden olan asrın felaketi ile karşı karşıya kalmış durumdayız. Toplumsal yaraları çözmenin çok önemli olduğu bir zaman diliminden geçerken ve siyasilerin sürekli umut verdiği kader mahkumlarına bir çözüm yolu bulmak toplumsal dayanışmayı güçlendirmesi bakımından çok önemli noktaya taşınmıştır. Tamamen insani temelde toplumunda infial uyandıran vakalar haricinde seçimden sonra değil, Kader mahkumları için Hemen şimdi Genel AF çalışması mecliste, gündeme alınmalıdır.’ dedi.
‘Adli sicili bulunan 8 milyon vatandaşımız için Hemen şimdi Genel AF’
Bazı suçların 80 yıl arşivde kaldığı, kimisinin 30 yıl arşivden silinmediği bir adli sicil yasası neticesinde sayıları 8 milyonu bulan, halk arasında sabıkalı olarak damgalanan adli sicili bulunan vatandaşa temiz bir sayfa açmanın önemine değinen Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir,’ 11 ilimizi etkileyen depremin neticesinde sayısız insanımız vefat etti, milyonlarca vatandaşımız evinden oldu, milyonlarca vatandaşımız yerini, yurdunu terk ettiği asrın en büyük felaketini yaşadığımız bir gerçek. Bu zamanda adli sicili bulunan vatandaşlarımızın yeni bir hayat kurmaları normal insanlardan hayli zorlu iken içinden geçtiğimiz bu süreç bu durumu daha da zorlu hale taşımıştır. Normal insanlar gibi hayatlarını devam ettiremeyen insanların sapacağı yollar, toplumsal sorunların oluşmasına neden olabilecek yollardır. İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte vatandaşımıza temiz bir sayfa açmak için seçimden sonra değil, seçim öncesi hemen şimdi genel af meclis gündemine gelmelidir. ’dedi.
Çıkarılacak yasa, derde deva olmalı, vergi düzenlemesi gibi olmamalıdır.
En son hayata geçirilen vergi düzenlemesinde, ekstra vergiler eklemeyi akıl edenlerin, borçlarını ödeyecek tüm vatandaş için yargıya taşınmış davaların düşmesini içermemesinin büyük bir hayal kırıklığı yarattığının altını çizen Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir, ’İçinden geçtiğimiz bu zor süreçte deprem bölgesine yardım için ekstra %10’luk bir vergi getirilmesine kimse karşı değildir. Sorun matrah artırımı veya diğer vergilerden dolayı, borcunu ödemek isteyenlerin yükünün %33’lere ulaştığı bir durumda, yargıya taşınmış davaların düşmemesi insanları, yargı yoluyla çözüme itecektir. Bu durum insanların hem parasını alıp hem yargılamanın devam etmesi anlamı taşıdığı için kimsenin bu düzenlemeden fayda görmemesine neden olmaktadır. Çıkarılan düzenlemenin amacına ulaştırmak için Yasaya, borcunu ödeyenlerin devam eden davalarının düşeceği maddesi eklenmesi, hem yasanın amacına ulaşmasını sağlanabilecek hem de vatandaşın yargı yerine işine odaklanmasının sağlanmasına olanak sağlayacaktır. Bu madde Çözüm için ivedilikle hayata geçirilmelidir. Aksi durumda düzenlemenin ne devlete nede vatandaşa bir faydasının olmayacağı aşikârdır. ’dedi.