Gazetemiz Yazı İşleri Müdürlüğünü ve Yazarlığını yapan Mimar Dr. HÜSEYİN DEMİR´i bilen bilir, Yıllar önce ilçeden ayrılıp birçok cenderelerden geçip şimdi İstanbulda çalışma hayatını sürdüren ve  çok kişiye ekmek verip, Ağrı´lının sofrasına aş ve ekmek olmuştur ve halen de devam etmektedir.

KISACA HÜSEYİN DEMİR´İ ŞÖYLE PORTRELERDEN TANIYALIM.

İşte cevabı:

1987 yılında uygulanmaya başlanan OHAL 1990 yılına gelindiğinde 10 ile yayılmış durumdaydı. 90’lı yıllarda 3 bin köy ve mezra boşaltılmış ve köylerden kentlere göç başlamıştı.

Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’nin 1995 Temmuz ayında TBMM’nin ilgili komisyonuna verdiği bilgiye göre yaklaşık 312 bin kişi köyünden, mezrasından, evinden ve tarlasından ayrılmak durumunda kalmıştı.

Köylerinden ve geçim kaynaklarından edilen köylüler şehirde işsizlikle yüz yüze kalmıştı. Evlerinden, köylerinden olan ve şehre göç etmek zorunda kalan Doğubayazıtlı hemşerilerimiz de maalesef vardı.

Bu hemşerilerimin arasında Hemşerimiz Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir’in 19 amcası, 9 kardeşi ve yaklaşık 400 yeğenini, amca çocukları, dayıları, yakın akrabaları, aynı aşiretten ve komşu köylülerinden oluşan 5 bin civarında insan vardı.

Bu hemşerilerimiz ekseriyeti İstanbul başta olmak üzere İzmir, Manisa, Ankara, Bursa gibi büyük şehirlere göç etmek zorunda kaldılar. Bazı hemşerilerimizde Ortadoğu, Avrupa ve Asya ülkelerine göç etmek zorunda kaldı.

Hüseyin Demir, İstanbul'da binlerce kişinin iş sahibi olmasına vesile oldu.

Bu yıllarda hemşerimiz Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir, Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal'ın Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde sn. Turgut Özal ile çalışıyor ve önemli görevler yürütüyordu.

Bugün Bakırköy, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler,  Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece olmak üzere hem Avrupa yakası hem de Anadolu yakasında 1990’larda köyünü yurdunu terk edip İstanbul'a taşınan 5 binin üzerinde hemşerisine iş bulmuş, iş kurdurmuş, ekmek teknesi sahibi olmalarına vesile olmuş.

Bugün İstanbul da bir olay olsa (Allah korusun) onlarca kişi Hüseyin Demir için seferber olur.

1990’lardan bugünlere kadar her zaman hemşerilerinin yanında olmuş, onlarca hemşerimize iş konusunda yardımcı olmak için elini taşın altına koyarak bugün iş sahibi olmalarına vesile olmuş. Bakıyorsunuz turşu dükkânı açtırdığı var, Otopark, hamaliye, nakliye işlerinde bazı ilçelerde hemşerilerimiz tekel olmuş durumda, büfeciler çok, ithalat ve ihracat yapan çok, esnaf çok, lokantacı çok yani işin özü her sektörde iş sahibi olmalarına vesile olmuş diyebiliriz.

Ayrıca mafya ve benzeri yapılara karşıda hemşerilerimizi bugüne kadar korumuş, kimseye ezdirmemiş ve birlik oluşturmuş. Bugün İstanbul da bir olay olsa (Allah korusun) binlerce insan onun için yarım saatte toplanır ve her türlü fedakârlığı yapar durumdadır.

Hüseyin Demir, Dünya çapında dostluk ilişkilere sahip biridir.

Dayanışmanın tarifini yapın diye soran olursa cevabım:

Hemşerimiz Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir’i tarif etmeniz yeterlidir diyebilirim.

1990’larda Ortadoğu, Avrupa ve Asya ülkelerine göç eden Hüseyin Demir'in akrabaları bugün bakıyorsunuz farklı farklı ülkelerde yönetim kademlerinde, büyük iş insanları konumunda bulunuyor.

Bu durum bir günde oluşan bir durum değildir. Hemşerimiz Hüseyin Demir’in hayat felsefesi olan dayanışma, insan kazanma, insan biriktirme, birlikte büyüme ve işini en iyi şekilde yapma anlayışının yıllarca uygulanmasıyla oluşan bir durumdur. Bugün, hemşerilerimiz yıllarca birbirlerine destek oldukları için bu konumdadır. Ben biliyorum ki bugün dünyanın her ülkesinde, şehrinde sayısız güçlü dostluklar kuran hemşerimiz Hüseyin Demir’i ayrıca tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum.

Elbette yazacağımız birçok şey var şimdilik bu kadar diyelim…

Kısaca HÜSEYİN DEMİR´i bir kaç kelamla bitirmek yetmez.

Kendisine yaşamında esenlikler dilerim.