Hüseyin Demir: "İhracatçının Önündeki Engeller Kaldırılmalı"

Hüseyin Demir:

.

Demsa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Demir, Türkiye´nin 2017´de yaptığı ihracat ve ithalat, Rusya vizesi ve İran´da meydana gelen gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu.

Demsa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Demir, Türkiye´nin 2017´de yaptığı ihracat ve ithalat, Rusya vizesi ve İran´da meydana gelen gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu.

8´inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde önemli görevlerde bulunan Demsa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Demir, Türkiye´nin 2017 de yaptığı ihracat ve ithalat, Rusya vizesi ve İran´da meydana gelen gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu. Demir, Özal´ın "Bir kamyon üzüm satıp, bir tane çip alıyoruz" sözünü hatırlatarak ihracatta katma değeri yüksek ürünler ile dış ticaret açığının kapatılabileceğini, markalaşma konusuna firmaların büyük bir önem vermesi gerektiğini vurguladı.

"Cumhuriyet tarihinin en yüksek ikinci ihracat seviyesine ulaşıldı"

Bakanlığın resmi olmayan geçici dış ticaret verilerini paylaşan Demir, "2017 yılında ihracat bir önceki yıla göre yüzde 10,22 artarak 142 milyar 532 milyon dolardan 157 milyar 94 milyon dolara çıktığını ve Cumhuriyet tarihinin en yüksek ikinci ihracat seviyesine ulaştığını görüyoruz. Bu dönemde ithalat yüzde 17,92 artışla 198 milyar 576 milyon dolardan 234 milyar 156 milyon dolara yükseldiğini, dış ticaret açığının ise geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 37,50 artışla 77 milyar 62 milyon dolar olduğunu görmekteyiz. Dış ticaret açığını kapanması için ihracatçının önündeki engellerin kaldırılması, üretime destek verilmesi ve üreticinin pazar bulma konusunda daha sistemli bir mekanizma kurulması gerekir" dedi.

Demir, sözlerine şöyle devam etti: "İhracat rakamlarında en çok ihracat yapan dünyanın ilk 5 ülkesi olan Çin, Amerika, Almanya, Japonya, Güney Kore olduğuna şahit oluyoruz. Türkiye´nin kademe kademe üreterek, satarak güçlenmesi için üretimin ve ihracatçının önündeki engellerin kalkması ile kamu özel sektör el ele vererek gayret ile çalışmalıyız".

"Türkiye´de İhracatı Geliştirme Merkezi daha kapsamlı bir yapıya kavuşturulmalı"

İhracatın bir ülkenin ekonomisinin gelişmesinde çok büyük bir etkene sahip olduğunu belirten Hüseyin Demir, "Japonya ihracatı geliştirmek için JETRO kurmuştur. Aynı şekilde Kore´de ihracatı geliştirme için KOTRA´yı kurduğunu görüyoruz. JETRO ile KOTRA´nın Japonya ve Kore´nin ihracatının bu denli artışında çok önemli bir işlevi olduğunu söyleyebiliriz. JETRO; Japon Dış Ticaret Teşkilatı, hükümet destekli olup, 21´inci yüzyılda Japonya´daki küçük ve orta ölçekli şirketlerin küresel ihraç potansiyelini arttırmak için sürekli kendini yenilemektedir. Türkiye´de ihracatçıya gerçekten destek vermek istiyorsak; Japonya´nın JETRO´su ihracat ile ilgili tüm bilgileri, trendleri ihracatçıya ve ithalatçıya aktarabilecek, yılda 6 milyon soruya cevap verebilecek kapasitedeyim diyebiliyorsa Türkiye´de bu çıtayı yakalaması ve geçmesi için yeniden yapılandırma sürecini başlatmalıyız. Akıl birliği ile oluşturulacak bir sistem kısa, orta, uzun vadede başarıyı yakalamamızı kolaylaştıracaktır. Bu sistemde İhracatçı Birlikler, Odalar ve TİM ile nasıl entegre olması gerektiğin net olarak belirlemeliyiz" şeklinde konuştu.

"İş dünyası Rusya ile vize sorunu yaşamak istemiyor"

2017´nin Türkiye ve Rusya´nın askeri iş birlikleri, stratejik ortaklık süreci ve ticaretten enerji anlaşmalarına kadar birçok konuda birbirine yakınlaşması konusunda önemli bir yıl olduğunu belirten Demir, "İş dünyası, uçak krizini atlatan Türkiye-Rusya ilişkilerinin 2018 yılında daha iyi olmasını ve Rusya ile ikili ticarette geçen yıllarda yaşanan kayıpların hızla telafi edilmesini umut ediyor" dedi.

"İş dünyası 2018´de Rusya´ya vizesiz seyahat etmek istiyor"

İş dünyasının 2018´de Rusya´ya vizesiz seyahat etmek istediğini dile getiren Demir, "Kasım 2015´te Rusya, Türk F16´larının bir Rus uçağını düşürmesi ardından Türk vatandaşlarının Rusya´ya vizesiz seyahat uygulamasını askıya almıştı. Türkiye-Rusya arasında liderler düzeyinde birçok ikili görüşme ardından ticari ve ekonomik ilişkiler rayına oturdu. Ancak Rusya eski vizesiz dönem için olumlu bir adım atmadı. Buna rağmen Türkiye ise Rusya vatandaşları için vize serbestisini iptal etmemişti. Rus vatandaşları ise eskiden olduğu gibi Türkiye´yi vizesiz üç aylığına ziyaret edebiliyor. Rusya ile vize hakkında sorun yaşayan iş dünyası, 2018 Rusya´ya vizesiz seyahat konusunda engellerin kaldırılmasını ve 2015 Kasım öncesi dönemde olduğu vize sorunu yaşamadan Rusya ile ilişkilerin sürdürülmesini talep ediyor" ifadelerini kullandı.

"Rusya vizesi, ABD vizesinden çok daha öncelikli"

Rusya´nın Türkiye´ye yönelik uyguladığı vizenin kaldırmasının, Türkiye´nin 2023 ekonomi vizyonu açısından da önemli bir adım olacağına dikkat çeken Demir, "Rusya vizesinin kaldırılması Amerika vizesinden çok daha öncelikli. Rusya vizesi Amerika´ya göre daha ticari nitelikte olduğu için ekonomik anlamda önemli bir açığın kapatılması açısından önem arz ediyor. Birçok firma ve iş adamı Rusya´da yatırım ve Rusya ile ticaret yapıyor. Bu noktada vize problemlerinin olması, iş adamlarının Rusya´da sınırlı bir süre kalabilmesi yapılan işleri de olumsuz etkiliyor. İş dünyası Rusya ile vizeye takılmadan sorunsuz bir şekilde ticaretine devam etmek istiyor. 2015´teki uçak krizi ardından Rusya ile ilişkilerin normale dönmeye başlaması olumlu bir gelişme ancak vize serbestisi konusunda daha etkili adımların atılmasını bekliyoruz. 2018´de Türkiye ile Rusya arasındaki ticari ilişkilerin hızlı bir şekilde tekrar eski haline dönmesi, Rus sanayiciler ve girişimcilerle ekonomik anlamda daha iyi ilişkiler kurmak, bu ilişkileri ileri bir boyuta taşımak ve vize sorunun çözülmesi aciliyet arz ediyor. Rusya, Türk vatandaşlarına vizeyi kaldırdığı takdirde iki ülke arasında ekonomik, kültürel ve politik ilişkiler daha da iyi bir seviyeye ulaşacak" açıklamasında bulundu.

"Komşularımızın yaşadığı huzursuzluklar Türkiye´yi de etkiliyor"

Komşularımızın yaşadığı huzursuzlukların Türkiye´yi de etkilediğini söyleyen Demir, "Komşu ülkeler olan Suriye ve Irak´tan edinilen acı tecrübeler ile sabit olan durumların göz önüne alındığında İran´da meydana gelen toplumsal olayların iyi yönetilememesi durumunda bölgeyi daha büyük problemlerin beklediğini beliyor. İran´da meydana gelen olaylar farklı ülkeler tarafından çözülemeyecek duruma getirilmek isteniyor. Komşularımızın birlik ve bütünlüğü bizim birlik ve bütünlüğümüze büyük katkı sunmakta. İran´ın, Suriye ve Irak gibi olması durumunda sıradaki ülkenin Türkiye olduğunun unutulmaması gerekiyor" diye konuştu.



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor