Tarih: 10.06.2019 10:47

HÜLYA´CA ŞİİR DİNLETİSİ...

Facebook Twitter Linked-in

SARKAÇ?

Sarkaç gibi gidip geliyordu yaşam

Bir ucu acıda bir ucu sevinçte

Var olmanın ve yok olmanın felsefesini yaparken ben

Açmanın kaçınılmaz utkusuyla çiçeklenmiş akasyanın koynunda

Sesini henüz bulan serçe

Unutulmuş bir gülümsemeyi anımsatıyordu

Kendinden uzak

Bir sonludan bir sonsuza uzanan serenatla uyanan aşkın

İki insan arasında hiç bitmeyen yıllandıkça güzelleşen

Sevgiye dönüşümüne tanıklık ediyordu

Sesi görünür kılan bir sevincin içinde?

HÜLYA KÖKSAL

 

 

KIPIRTISIZ?

Kıpırtısız günde yaz

Kıpırtısız yürek

Alıp başını gitme isteği ufkun ötesine

Bilenenlerin yükünden karmaşasından kurtularak

Yalnızlığı çoğaltan çoğullaştıran sessizlik

Bitimsiz sürekli kendini yineleyen eylemsizliğin ölümcül boşluğunda hüznü emzirirken

Mavinin gittikçe uzaklaştığı yeşilin sarının içinde eridiği bahar ertesi güz öncesi zaman

Avuçlarına koyuyor ıssız bir sıcaklığı

Dokunaklı iç çekişleriyle çekingen çekinik Kendini okumadan

Kendini okumasını bekliyor yaşamdan?

HÜLYA KÖKSAL

 

´´ BU MEMLEKET BİZİM´´

İçine yuvalanmış körlük

 Görmez yürek atışlarını

Sis çökmüş usunda

Bulanık aydınlık

Doruklarda egosu uçurumlarda beni

Sular durmadan nefretin tohumlarını

Ötekileştirdikçe yalnız

Korktukça saldırgan

Ağulu sözcükleri yılan gibi kıvrılmış

Bekler pusuda barışın kuşlarını

Kırık dökük sevgiler Umut bıçak sırtında

Ölümü büyütür suskunluklar

Şimdi kan uykulardan uyanmak zamanıdır

Öldürüp içimizdeki üç maymunu

Onurumuzla yiğit eylemimizle dirençli

Akmalıyız yaşamın sularında

Yaşam cesurları sever

Ve özgürlük cesaret ister?

HÜLYA KÖKSAL

 

YELKOVAN KUŞU ÖTÜŞLÜ ZAMAN
Seni içimdeki çocuğun yüreğiyle sevdim
Düşlerine kattım gençliğimin düşlerini
Olgunluğumun düşünceleriyle seslendim sana
Nehirler gibi aksın ömrümüz diye
Çağlayanlarınla bulanıklığınla berraklığınla çakıl taşlarınla
sevdim
Her sabah güneşi devşirdim hep sıcak kalsın diye ellerin
Yelkovan kuşu ötüşlü zamanların hatırına
Akrep zehirli yılları kendimde kendime sakladım

Yana yana döne döne kül oldum
Küllerimden yeniden doğdum seninle

HÜLYA KÖKSAL

 

UMUDA YAZGILI
Dingin mutlu denizlerin ufkunda
Mavilere karışmış sevda
Dudaklarına kondu sevgilinin 
Güvercin uçuşlarından bir alkış koptu camlarda

Esmer kavruk günlerin çocuğudur hüzün ki
Ninnileri uykusuz masalları olmayan çocukların 
En çok o çocukların gözlerinde büyütür boşluğu

Dingin mutlu denizlerin ufkunda
Mavilere karışmış sevda
Dudaklarına kondu sevgilinin 
Güvercin uçuşlarından bir alkış koptu camlarda

Sesini yitirmiş sözcüklerin anlam arayışı 
Bir depresyonun kendini doğrulaması
Bir intiharın aya bulanmış sularda yansımasıdır
Acıları yalnızlıklara sürgün adamların yüzleri
Çaresizliği öğrenmiş kadınların elleri

Dingin mutlu denizlerin ufkunda
Kendine yurt arar umuda yazgılı bir sevda

HÜLYA KÖKSAL

 

BİR TUTAM DENİZ MAVİSİ GETİR BANA
Unutuşun olanaksızlığı unutulmanın kolaylığı
Sararken kentin yüzünü çoğullaşan yalnızlığa
Karışıyor sönmüş çoban ateşlerinin yalnızlığı
Kentin üstünde telaşlı yorgun bir görüntü
İz bırakmadan geçip giden hayatların incecik boyunlarında
Darağacı tehdidi gibi duruyor
Bir yanda güneşe penceresini açmış
Çayın buğusuna sere serpe uzanmış sabah
Bir yanda hüzün ve acıyla yoğrulmuş bir geceden 
Her nasılsa çıkmış uykusuz bedenler

Yerli göçebeliğinin içinde
Sesinin düğümünü çözerek geceden
Önde kentin sıkıcı görüntüsü
Arkada bilge dağların mor uzantısı
Ortada kendinden bıkmış beninle
Bir sağanaktan bir sağanağa yürürsün
Yüreğinin sarnıcında hüzünlerini biriktirerek
Usun içini karıştırırken
Mutlusun sağır ve dilsiz edilgenliğinle

Dudağında uç versin gülüşün
Akvaryumların dengesini bozarak
Alt üst et balıkların düzenini
Denizlerin sonsuzluğu özgürlüğü bulaşsın ellerine
Bir tutam deniz mavisi getir bana
Süreyim yaralarıma

HÜLYA KÖKSAL




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —