Hızla akan hayatın her anı, her saniyesi, her dakikası, her saati, her ayının ve de yıllarının hızla akıp gittiğini anlamayan biz insanların, adım adım yaklaşığı sonu düşünmeden bir zamanalar ninelerimizin, analarımızın hala, kızlarımızın ve gelinlerimizin artık takmadığı peçeleri biz erkeklerle birlikte modernleştirip, maskeye çevirdiğimiz şu günlerde, bana doğduğunu hatırlatan o üzerinde ki mumdan daha küçük pasta yürekleri kadar güzel kalpleri eşliğinde 'iyi ki doğdun' diyen dilekler eşliğinde bir günü daha geride bıraktığımı ve yaşlandığımı anlıyordum.
Ve tüm dinlerin, 'er-geç ve her an' kapınızı çalabilir dediği ölüme direnişin adının pandemi, uzak mesafe, sosyal hayattan kopup, sanal ortama teslim ol veya sıkıyönetim yasaklarını geçen yasaklar dolaysıyla para cezası ile cezalandırılma olmuş bir zaman da bende 52'yi geride bırakıp, 53'e adeta zorunlu olarak merhaba diyordum.
Ve bu yaşa gelene kadar 'bir günde bize doğacak' diye hep umut ederken aslında her geride kalan saniyesi ile bitmeye doğru giden bir ömrü acımasızca tükettiğimi, geride kalan onca yılda olduğu gibi 52'sindede bir kez daha anlayıp, 'ben sana yandım ben sana kandım, nasıl sana inandım' diye bilgisayarımın arka planında çalan müziğin satırları eşliğin de halime mi, moralleri bozan ve bir anda anlamsızca ortamı gereksizce gerip, sessizleştirenlere mi yoksa mumundan daha küçük pastadan daha büyük ve sıcak kalplerle birlikte sevinirken üzerinde bilgisayarın durduğu, dağ, taşı olmasa da hayatın içinde ki olmazsa olmaz, yaşamın tadı tuzu denen engelleri aşma adına yürümekten artık bir hayli yorulan bacaklarımın üşüdüğün anlarken..
Ve bir gün doğup, her gün yaşananlarla öldüğümüzü anlamadan yeni bir güne, yeni bir yıla saniyeleri, dakikaları, günleri, ayları ve yılları yaşarken tüketmek adına 'yeniden umutlanmakta güzel' demekten, 'bundan öte şansında olmadığını da anlamakta en güzel doğum günü hediyesi' olmalı diyerek, 'ailemle, sevdiklerimle, sevenlerle, güzel mesajlarla, yazılanlarla, yazılarımla yaşamaya devam' diyordum, elli ikiyi bitirip, birçok sevdiğimizin ulaşamadığı elli üçe de merhaba derken…