HEPTEN DİLENCİ OLDUK

HEPTEN DİLENCİ OLDUK

Önceleri Ağrı bölgesinin belli başlı bir dilenci grubu vardı. Bu dilenci kadrosu belli idi, hiç değişmiyordu. Bu nedenle kimin dilenci olduğunu hemşerilerimiz çok iyi biliyorlardı. Onun için bu tanıdık dilencilere rahatlıkla sadaka verilebiliyordu. Çünkü

Mehmet Koç Fakat son yıllarda o kadar çok dilenci piyasaya girdi ki, tıpkı Türkiye?ye giren yabancı sermaye gibi. Doğubayazıt?ta, Ağrı?da binlerle ifade edilen dilenci grupları oluştu. Oysaki mevcut ekonomik sıkıntılar sebebiyle hemşerilerimiz kendi kadrolu dilencilerini doğru dürüst memnun edemiyorlardı. Sonradan gelen dilenciler de sadaka pastasına ortak olunca, esas dilencilerimiz mağdur oldular. Dolayısıyla dilencilik faaliyetinde de gizli işsizlik gibi bir kriz baş gösterdi. Ne zaman ki hükümet de yoksullara gıda ve yakacak yardımı dağıtmaya başlayınca, bu kere dilencilik tabana yayıldı ve adeta avantajlı bir uğraş alanı oldu. Böylece dilenen insanlar daha da çoğalmaya başladılar. Çünkü bölgede var olan ekonomik sıkıntı sebebiyle halkın önemli bir bölümü işsiz kaldığı için zaten yardıma muhtaç duruma düşmüştü. Bu şekil bir geçim kaynağı oluşunca, dilencilik adeta rağbet gördü ve insanlarımızın önemli bir bölümü ne yazık ki dilenci kadrosuna geçtiler. Fakat devletin sağladığı bu olanaklar her nedense sokak dilenciliğini azaltmadı. Devlet tarafından verilen yiyecek ve yakacak yardımına rağmen gene de bütün köşe başları dilenen kişiler tarafından tutulmuş. Adım attığınızda ? Allah Rızası İçin Bir Sadaka? talebi ile karşılaşıyorsunuz. Tabi buna verilecek cevap da hazır ? BOZUK YOKTUR?. Öyle ya, mademki yoksul insanlara yiyecek ve yakacak yardımı yapılıyorsa o halde dilenciler neden artıyor? Üstelik dilencilerin çoğu da tanınmıyor. Demek ki yoksulluk nedeniyle insanlarımız artık onur çemberini kırdılar ve rahatlıkla dileniyorlar. Yoksullara yardım yapmak elbette iyi bir şey, lakin insanların yaşamları boyunca asalak gibi yaşatmaya alıştırmak çok yanlıştır. Çünkü onur çemberini kıran insanlara ne kadar yardım yapılırsa yapılsın onlar gene de dilencilik yapmaktan vazgeçmezler. Yarın genç insanlarda Devletten yoksulluk yardımı talep ederse hiç şaşmayın. Çünkü durum onu gösteriyor. Bu insanlara sürekli karın doyurma ve ısınma yardımı yapılacağına, bunlara iş ortamları sağlanırsa çok daha iyi olur. Bölgenin kaynakları harekete geçirilirse bu sıkıntılar ortadan kalkar. Yeter ki müteşebbis idareciler Ağrı?ya Doğubayazıt?a atansın. Örneğin Gürbulak Sınır Kapısı eskisi gibi kullanılırsa bütün bölge halkı buradan sağlanacak ekonomik faaliyetlerden doğrudan ya da dolaylı olarak pek ala yararlanabileceklerdir. Sınır Ticareti denen bu ekonomik ortam sağlandığında, vatandaş dilencilikten kurtulacak, devlet de hem vergi alacak hem de yapmış olduğu ayni yardımlardan kurtulmuş olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi İran?dan yolcu beraberi ya da sınır ticareti yoluyla gelecek az miktardaki gıda maddeleri ile sarsılmayacak kadar güçlüdür. Ya da İran?dan alınacak ucuz akaryakıtın ülke ekonomisinin makro dengelerini bozacağı yolundaki varsayımlar ise maksatlıdır. Bu iddialar artık bayatladığı için bu çağda itibar görmez. Nerede ise sınırların kalktığı bir çağda bu gibi savları ileri sürmek geri kalmışlık belirtisi olmaktan başka bir şey değil...

Anahtar Kelimeler: HEPTEN DİLENCİ OLDUK
  • BIST 100

    9549,89%1,94
  • DOLAR

    34,54% 0,18
  • EURO

    36,00% -0,62
  • GRAM ALTIN

    3005,99% 1,50
  • Ç. ALTIN

    5006,70% 1,01

Egazete


  • Pazar 9.1 ° / 0.9 ° false
  • Pazartesi 8.8 ° / -0.4 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Salı 5.1 ° / -2.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Ağrı

24.11.2024

  • İMSAK 06:25
  • GÜNEŞ 07:55
  • ÖĞLE 12:56
  • İKİNDİ 15:24
  • AKŞAM 17:46
  • YATSI 19:11