Partisince Dörtyol Meydanı`nda düzenlenen mitingde halka hitap eden Yüksekdağ, iki Ay önce Türkiye halklarının özgürlüğü ve geleceği için onurlu bir zafer yolculuğuna çıktıklarını söyledi.
"Kazanacağımız zaferle halkın, anaların ve şehit ailelerinin yüzleri gülecek. Bütün Türkiye halklarının yüzü gülecek. 7 Haziran günü, bize karanlığı dayatanlara karşı halkların güneşi doğacak" diyen Figen Yüksekdağ, Ağrı Diyadin`de halkın, siyasi iktidarın zulmüne, savaş siyasetine, komplolarına, provokasyonlarına geçit vermediğini savunarak, şöyle konuştu:
"Diyadin`de şehit düşen canlarımız, hepsinin önünde saygı ve minnetle eğiliyorum. Büyük insanlık onları asla ve asla unutmayacak. Bu iktidar tarihin karanlığına gömülecek ve unutulacak. Ama Ağrı`nın barış kahramanlarını, Ağrı`nın yiğitliğini hiç kimse unutmayacak. Ağrı`nın verdiği insanlık dersini hiç kimse unutmayacak. Artık bütün Türkiye halkları, Ağrı halkının bu seçim sürecinde gösterdiği demokratik sorumluluğun ne kadar önemli, ne kadar kıymetli olduğunu biliyor. Düne kadar bu siyasi iktidarın kulağı, Ağrı`nın onurlu evlatlarının sözüne ve sesine tıkalıydı. Ama artık sizlerin sözüne kulaklarını tıkayamıyorlar. Artık sesiniz ulaşmadığı her yere ulaşıyor. Ağrı`nın sesine, Türkiye`deki büyük insanlık ses veriyor, cevap veriyor. Artık Ağrı`dan Edirne`ye kadar büyük insanlığın sözü ve sesi buluşuyor. Ben inanıyorum ki 7 Haziran`a sayılı günler kala Ağrı`da başlayan bu büyük insanlık hareketi, bütün Türkiye`ye yeni yaşamın kapısını açacak. Onlar istedikleri kadar her yerde savaşın, gerilimin, çatışmanın dilini kullansınlar. Biz ille de `Barış` diyeceğiz. Biz ille de `Demokrasi, özgürlük ve zafer` diyeceğiz."
Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı gibi 400 milletvekili istemediklerini, Ağrı`dan 4 vekilliği istediklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı`nın dün Iğdır mitinginde adeta "kendinden geçtiğini" ileri süren Figen Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Öyle kendini kaybetmiş ki artık insanlık kavramına, değerlerine sığmayacak sözler sarf ediyor. Küfür, hakaret, saygısızlığın bini bir para. Iğdır`da kendisine sırtını dönerek protesto eden kadın arkadaşlarımıza küfreden, hakaret eden, edep lafını kullanarak edepsizlik örneği sergileyen bir Cumhurbaşkanı, bizim Cumhurbaşkanımız olmaz. Kadınlara hakareti, kadınlara küfrü reva gören bir Cumhurbaşkanı, bizim Cumhurbaşkanımız olamaz. Her yerde kaybettiklerini gördükçe, kendilerini kaybediyorlar, kontrollerini kaybediyorlar. Ama biz Iğdır`daki kadın arkadaşlarımızın o demokratik direnişini, tavrını sonuna kadar sahipleniyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı, bu halk sana sırtını dönmesin de ne yapsın. Bizler bu Cumhurbaşkanına sırtımızı dönmeye devam edeceğiz. Barışı katledene sırtımızı döneceğiz."
Kürt`ü inkar edene sırtlarını döneceklerini vurgulayan Yüksekdağ, "Halkımıza sömürüyü, eşitsizliği dayatan, reva görenlere sırtımızı döneceğiz. Bizleri baraj altında bırakıp, demokrasiyi dinamitlemeye çalışanlara sırtımızı döneceğiz. Başkan olup diktatörlük ilan etmeye çalışanlara sırtımızı döneceğiz. Bu halk Tayyip Erdoğan ve AKP`ye sırtını döndü, yüzünü HDP`ye döndü. Yüzünü yeni yaşama döndü. İşte bunu hazmedemiyor, sindiremiyorlar" diye konuştu.
- "Barışın ve çözümün güvencesi Ağrı`dır"
"Büyük insanlığın ahlaki değerlerini bizler omuzladık" ifadelerini kullanan Figen Yüksekdağ, şunları kaydetti:
"Onlar, büyük insanlığın ahlaki değerlerini ayaklar altına alıp çiğnerken, biz, büyük insanlık ahlakı için, büyük insanlığın geleceği için direndik ve kazanacağız. Bakın ellerinde `savaş kozu` dışında hiçbir koz kalmamış. Diyorlar ki; `HDP barajı aşarsa Türkiye`ye tehdit olur`. Bütün Türkiye halklarını, bizleri savaşla tehdit ediyorlar. Barış ve müzakere sürecini bitirmekle tehdit ediyorlar. Hiç kusura bakmasınlar, bu müzakere sürecini kazanan, barışın güvencesi olan ne AKP hükümeti ne de Erdoğan`dır. Barışın ve çözümün güvencesi, bugün İmralı`da tecrit altında tuttukları başkan Öcalan`dır. Bugün barışın ve çözümün güvencesi Ağrı`dır, Diyadin`dir. Bugün barışın ve çözümün güvencesi bizleriz, Halkların Demokratik Partisi`dir ve bütün Türkiye halklarının barış ve demokrasi umudunun bu zalim savaş iktidarının elinde heba edilmesine asla ve asla izin vermeyeceğiz. Barış bizlere emanettir. Çözüm, bizlere emanettir. Hep birlikte bu kutsal emaneti de 7 Haziran`da zafere taşıyacağız."(AA)