Hayvan hakları savunucuları yeni çıkacak olan hayvan haklarını yasasını protesto etmek için 1 Temmuz 2017´de saaat 13´te birçok şehirde eş zamanlı basın açıklaması yapacak. Gaia dergisinin internet sitesinde yer alan habere göre hayvan hakları aktivistleri Orman Su İşleri Bakanlığı´nın yasada yaptığı yeni değişiklikleri özellikle sokak hayvanları için sürgün ve ölüm anlamına geliyor. Hayvan hakları savuuncuları, STK´lar, akademisyenler, tasarının Veteriner Hekimler Odaları ve BARO Hayvan Hakları Komisyonlarının da katılımıyla tekrar görüşülüp, çözüm odaklı olarak ve sokağın gerçeklerine, eko dengeye, vicdani ve insani koşullara uygun olarak yeniden hazırlanmasını talep ediyor.
?BELEDİYELER BİRBİRİNE HAYVAN ATIYOR´
Eylemciler, evcut yasada tüm belediyelerin kısırlaştırma ve bakım merkezi kurması hükmü varken, değişiklik tasarısının 8. maddesinde, nüfusu 100 binden az olan 970 ilçe belediyesinde kısırlaştırma merkezi kurulmasına gerek görülmediğini iddia ediyor. Gaia dergisinde yer alan bildiride il ve ilçe belediyelerinin kendi yerki bölgesi dışına ?hayvan atmaları? sorununa dikkat çekerek yeni yasanın bunu hızlandıracağı vurgusu yapılıyor. buna ek olarak tasarının 3´üncü maddesinde ?bakım evlerindeki sahiplendirilemeyen hayvanlar, okul, hastane, ibadethane, çocuk oyun alanı gibi toplumun yoğun olarak kullandığı yerler hariç alındığı ortama bırakılır? hükmü ile, hayvanlar dar gelirli ve fakir insanların oturduğu kenar mahallelere ve şehir dışlarına atılacağı zaten hayvanları öldürmeye hazır vatandaş ve belediyeler tarafından katliamlar yapılacağı söyleniyor.
?EVCİL HAYVAN BESLEYENLER ZOR DURUMA DÜŞECEK´
Ev hayvanlarının sayısı ve durumuyla alakalı ise, tepkiyi önleme açısından çıkacak yönetmelikte belirlenerek, 24. Dönem TBMM Çevre Komisyonunda konuşulduğu gibi bakılan hayvan sayısına mekan ve sayı sınırlaması getirilmesi hedeflendiği belirtiliyor. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığının ev hayvanlarının kimliklendirilmesi yönetmeliğinin buna hizmet ettiğini savunan hayvan hakları savunucuları ?Bu durum, hayvanların felaketi olacağı gibi, sokak hayvanı sayısını hızla artıracaktır? diyerek hayvanını vermek istemeyen insanlar ile kurumlar arasında ciddi sorunlar yaşanacağını vurguluyor.
21. yüzyıl gibi etiğin hızla geliştiği bir çağda, hayvanların hâlâ eğlence unsuru olarak kullanılması ve topluma bu şekilde tanıtılması ahlâken kabul edilebilir bir durum olmadığını savunan hayvan hakları aktivistleri hayvanların esaret koşullarında tutulduğu üretim, satış, yasa dışı ithalat, hayvanat bahçeleri, deney, sirkler, av, yunus parkları, yük ve binek hayvanları gibi tesislerin ilgili kurum ve kuruluşlarla eşgüdüm sağlanarak kademeli olarak kapatılması ve bu tesislere kapatılmış tüm hayvanların özgürce yaşam hakları garanti altına alınarak tüm yaşamsal ihtiyaçları karşılanılarak yaşatılması esas alınması gerektiğini ifade ediliyor
?MOBİL KISIRLAŞTIRMA ÜNİTELERİ YASAKLANMALI´
Hayvan hakları savunucuları yeni yasada da çözüm olarak sunulan ama tıbben ve uygulamada hayvanlar için vahşete varan sonuçlara sebep olduğunu ifade ettikleri Mobil Kısırlaştırma Ünitelerine de karşı çıkıyor. Bildiriye göre Mobil Kısırlaştırma Üniteleri´ne hem Gıda ve Tarım Bakanlığı hem de Veteriner Hekimler Odaları tamamen karşı çıkıyor. Mobil Kısırlaştırma´nın, tıbbi uygulamalara aykırı olmasının yanında, hastalıkların bölgeden bölgeye taşınmasına neden olduğu , Gıda Tarım Bakanlığı veteriner hizmetleri yönetmeliklerine de aykırı olduğu iddia ediliyor. Bildiride ayrıca kuduz müşahedesi için 10 gün karantinada tutulması gereken ve ameliyat sonrası da 7 gün iyileşme süreci olması gereken hayvanların, alındıkları gün ameliyat edildiği, ertesi günü de dışarıya bırakılıp enfeksiyondan can verdiği iddia ediliyor.
Sahipsiz sokak hayvanı yoktur, o hayvanların sahibi devlettir diyen hayvan hakları eylemcileri bildirinin sonunda ?Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesine göre de bütün hayvanların insanca bakılma gözetilme ve korunma hakkı vardır. Ve hayvanlara fiziki ve psikolojik acı verecek tıbbi ticari bilimsel deney yapılamaz. Hayvan hak sahibi olan bir varlıktır. 2 Ekim 1997´de Üye Devletlerce imzalanarak Mayıs 1999´da yürürlüğe giren Amsterdam Antlaşması ile hayvanların duygulu varlıklar olduğu benimsenmiştir. Hiçbir hayvan kaderine terk edilemez. Yaşam hakkı tüm hakların üzerinde korunması gereken en kutsal haktır? diyor.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
22.11.2024