Çocuklar, Allah'ın bizlere birer emanetleridirler. Bizlere verilen en büyük ve kıymetli hediyelerden bir tanesidir.
Çocuk bulunan yuva huzurla dolar neşe ile dolar. Sevinçlerimiz onlarla çoğalır, iyi olduklarında rahat ve huzurlu oluruz, çalışmamız, çabamız ve yorulmamız onlar içindir. Allah muhafaza kötü yetiştiklerinde ise gündüzlerimiz huzursuz, gecelerimiz uykusuz geçer.
Çocuğu olan bilinçli bir ebeveyn, çocuğumu nasıl eğitmeliyim? Nasıl yetiştirmeliyim?, geleceğe nasıl hazırlamalıyım? Diye sürekli düşünür durur. Yetkili veya tecrübeli insanlara başvurur fikir ve tavsiyeler alır. İşte böyle bir aile, Psikoloğa gider ve çocuk eğitimi kaç yaşında nasıl başlamalı? diye sorar.
Psikolog çocuğunuz kaç yaşında? diye sorunca aile, henüz bir yaşında cevabını verir. Psikolog maalesef bir yıl geç kalmışsınız der.
İslam kültüründe çocuk eğitimi daha da geriye götürülür. Ve çocuk eğitimine anne karnında başlanır.
Bu konu ile ilgili bilimsel bir araştırmada hamile bir anneye sürekli Kur’an dinletilir, çocuk doğup büyüdüğünde kendi yaşındakilerden daha erken Kur’an-ı öğrenir.
Yine helal ile beslenme ile haram ile beslenmelerin de çocuk üzerinde çok büyük izleri oluşturduğunu tespit edilir.
Çocuklarımız, ticaretimizden, siyasetimizden, ve dünya meşgalelerimizden daha önemli olmalıdırlar.
Onları iyi birer insan olarak yetiştirmek hem bir kulluk görevi ve hem de toplumsal birer sorumluluktur.
Öyle ise, Okulların tatile girdiği bu günlerde anne ve babaya bir görev daha düşmektedir.
Çocuğuna Allah’ın Kitabını (Kur’an-ı Kerimi) öğretmek.
Kısa bir dinlenmeden sonra çocuklarımızı mutlaka Kur'an'a göndermeliyiz. Çocuklarımıza Kur'an'ı öğretelim ki arkamızda Fatiha okuyacak birileri olsun.
Yoksa Camide cenaze namazımız yabancılar tarafından kılırken çocuklarımız namaz kılmayı bilmediklerinden duvarın öbür tarafında cenaze namazımızı sigara içerek izleyeceklerdir.
Herhalde hiçbir anne baba böyle bir talihsizlik yaşamak istemez.
Ayrıca; zamanında görevini yapmayan anne ve baba. Hesap gününde;
Ey anne baba bana neden gerçekleri öğretmediniz ,şu anda halim ne olacak? diye çocuklarımız yakamıza yapıştıklarında verecek cevabımız ne olacak?
Öyleyse fırsat eldeyken görevimizi yapalım. Hayırlı evlat yetiştiren anne ve babanın amel defteri de kapanmaz. çocuk hayırlı işler yaptıkça ebeveyne de bir misli sevap yazılır.(Tabii ki tersi de öyle).
Kısacası çocuklarımız hem Cennetimize ve hem de Cehennemimize vesile olabilirler. Onun anahtarı da elimizde.
Yazıyı Bir kaç hadis ile bitirelim:
"Kişinin çocuğuna; Kur`an-ı kerimden bir ayet öğretmesi onun için; gündüzü oruçla, gecesi namazla geçen bin senenin ibadetinden daha hayırlıdır. O, yine fakir ve miskinlere bin dinar tasadduk etmekten daha hayırlıdır."
"Çocuğuna Kur`an-ı kerimi öğreten ve onunla amel eden kimseye, ışığı; güneşin dünya evlerindeki ışığından daha fazla olan bir taç giydirilir. Çocuğuna ise daha fazla ihsanda bulunulur.
"Çocuklarına; Kur`an-ı kerimi, dini edepleri ve farzları öğretmeyen insanların çocuklarının vay haline! Onlar, cahil olarak yetişirler. Ben, onların babalarından beriyim [uzağım.]"
Resul-i Ekrem (s.a.a) bir gün şöyle buyurdu:
"Yazıklar olsun ahır zaman babalarına!"
Bunun üzerine ashap sordu:
"Yoksa müşrik mi olacaklar?"
Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurdu:
"Hayır, Müslüman kalacaklar; ama çocuklarına dini öğretmeyecek ve hatta çocukları dini öğrenmek istediklerinde onlara engel olacak ve onları dünya malı kazanmaya sevk edeceklerdir. İşte ben böyle babalardan uzağım; onlar da benden uzaktırlar."
SEYİTHAN KAYA
MALİ MÜŞAVİR DOĞUBAYAZIT