SESİMİ SESİNE YASLASAM
Sesimi sesine yaslasam
Bir kırlangıç havalansa mavide
Gelip konsa ellerine
Özlemin yanık kokusu tenimde
Delici yalnızlığıma yoldaştır düşün
Irak rüzgârlar getirir sessizce kokunu
Dağ çiçeklerinin yabanıllığını taşıyan
Sesimle dokunurum sana
Gözlerimle öperim seni
Yüreğine sürgünüm
Demlenir yavaşça sevdam özleminle
Düşlerimin hasat mevsimindeyim
Topluyorum üzüm gözlerinin ışığını
Ellerin kanat çırpan iki beyaz güvercin
Acımın panzehirisin sen
Gülüşün sevincimin örgüsü
Ağzında bir yanardağ
Seni ben fırtınaların içinde buldum
Fırtınalarınla sevdim
Ilık rüzgârlar okşar sevincimi
Yüreğim ağzımda bekliyorum
Ansızın çıkıp gelirsin diye
Sensiz sevdanın ipiyle aşka varılmıyor
HÜLYA KÖKSAL
GÜL EZGİLERİ
Virane evlerde meyvesiz umutlar büyürdü
Alın terinin hiç kurumadığı
Yoklukla damgalı zamanda
Mayalanırdı acı
Baykuşların sesinde ölüm çağrışımları
Sabahtan önce uyanan çırakların
İncecik boyunları ve masum gözleri
Yürürdü caddelerde yoksul iskeletlerle
Gökyüzüne uçurtma şenliği çizecek ellerinde
Çocuk ölüleri
Bedeli ağır ödenmiş sevdaların
Düşünce asılmış
Duygu sürgün edilmiş
Karanlığın çapraz ateşinde us
Rus ruleti oynayan yalnızlığıyla
Baktığı hiçbir falda temize çıkmaz gün
Güz düştü düş üstüne
Nasır tutmuş yüreklere
Nasıl yazılır gül ezgileri
HÜLYA KÖKSAL