Zaman öylesine hızla akıp giderken hangimiz hangi mutluluğun içinde kaybolduk ki ya da hangi acıda öylece kalabildik.
Her şey yaşandı ve bitti hayat yine eskisi gibi kaldığı yerden devam etti.
Biz hayata geç kalmış benliğimizle koşmak istedik hiç nefes almadan koşmak ama geçmişin bize verdiği o acı zehirle hep sendeledik.
Oysa hayat hiç yenilmişlik kabul etmeden öylece akıp gitti...
Nedenli nedensiz yaşamak hayatı acıtıyor bazen şu garip insan yüreğini.
Hayallere umut yüklerken bir bir hangi zaman diliminde ne düşünürüz ne hissederiz bilinmez.
Beynimizde bir ton cevapsız yetim kalmış sorular aklımızı esir alır bize bile sormadan. Yaşanmışlıkların verdiği acı o kadar ağır gelir ki bazen her şeyi olduğu gibi bırakmak öylece bırakıp gitmek isteriz uzak diyarlara.
Hangimiz hiç düşünmedik ki en güzel anımızda zaman kavramı diye bir şey olmasın o an yitip gitmesin ya da yitip gidicekse eğer hiç yaşanmasın.
Nefes almak bile zorlaşır bazen hani boğazınızda koca bir düğüm geçmişiniz esir alır benliğinizi. Doğru nedir yanlış nerdedir hiç bilinmez. Hayat bazen acı yükler insana insan ruhuna. Pişmanlıklar bir bir kapıyı çalar oysa pişman değilsinizdir hiç sadece yaşanılanın acı vermesinden dolayı nefret kokar nefesiniz...
Hangi ayrılıkta hangi yaşanmışlıkta kaldığınızı bilemezsiniz. Hep aynı yerde hep aynı sahne gözlerinizin önünde korkular çoğalır durur işte öyle?
Kendinize bile dürüst davranamazsınız o an yenişmişliği kabul etmek istemezsiniz. Ettim desenizde boşuna uğraşmayın koca bir yalan sadece.
İçinizden bilmediğiniz bir ses haykırır ağlar sızlar hatta yalvarır masum yanınız bazen o kadar acı yükler ki benliğinize siz bile farkında olmadan taşırsınız o yükü hayat işte diyerek?
Siz siz olun yarın keşke dememek için kararlarınızın arkasında dimdik durun ve size değer vermeyenleri nankör insanları kim olursa olsun sonsuza kadar silin hayatınızdan.
Ben öyle yaptım ve asla da pişman değilim...