Haluk şahin, Ağrı?ya Dönüş?
Ağrı nın görkeminde
Haluk şahin, babası ve eşiyle birlikte doğduğu köy Sürbühan?a, Ağrı Dağı nın eteklerine uzanan yolculuğunu, yolda yaşadıklarını, Ağrı ve çevresini en çok da Ağrı Dağı?nı anlatıyor?
Sevgili babam bir demir yolcuydu. Bir istasyondan diğerine arkadaşlarıyla beraber yollara düşerdi. O yıllardan aklımda kalan demiryollarının ve her bahar babamın hat boyundan kendi elleriyle toplayıp evimize getirdiği sarı, mis kokulu ?puhor? çiçeklerinin kokusudur... Haluk şahin?in Ağrı?ya Dönüş?ü beni çocukluğumun demiryollarına götürdü. Sayfalar ilerleyip, şahin?le babası Ağrı?ya doğru yol alırken, ben de kendi içimde kendi yolculuğumu yapıyordum çocukluğuma ve babama doğru. Bende uyandırdığı kişisel çağrışımlar bir yana küçük ama çok boyutlu bir kitap Ağrı?ya Dönüş. Haluk şahin, babası ve eşiyle birlikte doğduğu köy Sürbahan?a, Ağrı Dağı?nın eteklerine uzanan yolculuğunu, yolda yaşadıklarını, Ağrı ve çevresini en çok da Ağrı Dağı?nı anlatıyor, 1990?da ilk baskısı yapılan kitabında.
Baba ve oğul iki ayrı kuşak. Her biri farklı bakıyor dünyaya. Trenin penceresinden akıp giden Anadolu görüntüleri farklı anlamlar içeriyor baba-oğul için. Baba kırk yıl öncesinden kendine kalanla karşılaştırırken gördüklerini, oğul Amerika?daki hayatı ve deneyimleriyle yapıyor bunu. Asıl amaca Ağrı?ya giden yolda, bazı aksiliklerden sonra yolculuk Erzurum?dan sonra otobüsle devam edecektir artık. Dil ve coğrafya değişmiştir. Köylerin adları da. Sürbahan da Telçeker olmuştur. Yörede son yıllarda yaşanan siyasi sorunlar ve terör hissedilir bir gerginlikle yansır kendilerine. Sık sık durur otobüs, arama tarama için. şahin ve eşi için her şey ?yarım kalan bir tablo? gibiyken, baba değişiklikleri gelişme olarak değerlendirecektir.
Nuh?un gemisi arayışı
Sonunda Doğubeyazıt?a varılır. Ağrı Dağı tüm görkemiyle karşılarındadır. Avrupalıların Ararat?ı, Ermenilerin Masis?i, ıranlılar?ın Kuh-i Nuh?u, Arapların Cebel el Haris?i, Kürtlerin Agrı, Türklerin Ağrı?sı. Kitab-ı Mukaddes, Nuh?un Gemisi?nin Ağrı dağına oturduğunu söyler. Kuran-ı Kerim de. Hıristiyanlar için özellikle önemli. ılk keşişlerden başlayarak günümüze kadar dağa seferlerini sürdürüyorlar. Amaç hep aynı: Nuh?un Gemisi?nin varlığını kanıtlamak. Böylece kutsal kitapta yazılanların doğruluğunun somut bir kanıtı olacak ellerinde. Bizanslı keşiş Faustus?tan, ortaçağın ünlü ansiklopedisti Beauvaisli Vincent?e, Astronot James Irwin?den, Puşkin?e varıncaya kadar herkes aynı noktada birleşir: Ağrı?nın görkeminde.
Yaşar Kemal; ?Ağrı dağının yamacında dört bin iki yüz metrede bir Göl vardır, adına Küp Gölü derler. Göl bir harmanyeri büyüklüğündedir. Çok derinlerdedir. Göl değil derin bir buyu. Gölün dört bir yanı, yani kuyunun ağzı, fırdolayı kırmızı, keskin, bıçak ağızı gibi ışıltılı kayalarla çevrilidir. (...) Sonra gölün mavisi başlar. Bu bambaşka bir mavidir. Hiçbir suda, hiçbir mavide böyle bir mavi yoktur. Laciverdi, yumuşak, kadife bir mavidir? diye anlatıyor Ağrı?yı.
Tek tanık
Kırk yıl öncesinin Sürbahan?ında tam ortasından geçen dere köyü iki ayrı dünyaya böler. Bir yanda Askeri binalar ve araçlar, öbür yanda Toprak evler ve Türkçe bilmeyen köyüler. Yine de uçurum yoktur aralarında. Her iki yönde de kışın sobalarda tezek yanar. Meyve ve sebze yoktur. Bir keresinde bir subay ailesine gönderilen iki demet pırasa pişirilerek yirmi iki ev arasında pay edilir. Aileler bu sınır köyünde birbirine sıkı sıkı sarılmıştır.
Baba mutlulukla karşılar gelişmeleri. şimdi köyün hem ilkokulu hem de ortaokulu vardır. Kocaman da bir garnizonu. Tüm yöre gezilir. Köyde hâlâ tezek yakılmaktadır ama, hemen hemen tek benzerlik budur. şahin?in doğduğu ev de yıkılmıştır. O günlerin tek tanığı kalmıştır; Ağrı Dağı.
Dağa yolculuk da ilginç. 1948 yılında meydana gelen bir deprem, gemi formuna benzeyen bir şekli ortaya çıkarıyor. 60?larda Ara Güler?in çektiği bir fotoğrafın Life dergisinde yayımlanmasıyla birlikte doğaya ilgi tekrar canlanıyor. şimdilerde geminin yamacında bir lokanta hatta geminin bir ?bekçi?si bile var. Kürt bekçi dağla ilgili bilgileri ıngilizce, Almanca, Fransızca anlatabileceğini söylüyor! Kitabın bundan sonraki bölümlerinde Nuh?un Gemisi ve bu konuda yapılan araştırmalarla ilgili bilgiler yer alıyor.
Minibüsle başlayan dönüş yolculuğu Van?dan ıstanbul?a uçakla tamamlanıyor. Cumhuriyetin bu ayrı kuşağının iki ayrı aydını olan baba ve oğul yolculuğun sonunda aralarında küçük bazı farklılıklar dışında çok da ayrılık olmadığını keşfediyorlar. ıkisi için de bu ülkenin ihtiyacı olan temel unsurlar aynı: Bağımsızlık, kalkınma ve demokrasi.
AğRI?YA DÖNÜş
Haluk şahin
Say Yayınları
2008
110 sayfa
7.5 YTL.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
Ağrı
24.11.2024