Seyithan KAYA Yazıyor
Hac, dünyanın her tarafından gelen Müslümanların aynı amaç için bir araya gelmelerini ve böylece kolektif bilincin oluşmasına imkan veren evrensel bir olaydır. Dilleri, renkleri, ırkları, ülkeleri, kültürleri, sosyal ve ekonomik durumları farklı olan milyonlarca Müslüman, aynı inanç ve aynı duygular içerisinde yek vücut olduklarını, kardeş olduklarını, bir bütün olduklarını yaşayarak idrak ederler.
Hac, Müslümanlar arası etkileşim için bulunmaz bir fırsattır. Kısa bir sürede ortak duygu, düşünce ve amacın gizemli motivasyonuyla, aynı toplumu bireyleri olduklarının bilincine vararak. tüm hayatları boyunca unutamayacakları dostluklar kurarlar.
Evet Haccı anlatabilmek için önce onu anlamak, hissetmek ve yaşamak lazım. Hissetmek ise talep etmekle mümkün olur. Haccı talep, o kutsal diyara gitmeyi arzulamaktan geçer. Arzunun ikiz kardeşi ise aşktır. Aşk anlatılabilecek bir olay değildir; sadece yaşanır. Aşka giden yol ise bilmekten geçer. Bilmeyen, öğrenmeyen ne isteyebilir ki?
Hac, görmektir. Kalp gözünün pasını silip, cismin ötesindekini keşfedebilmektir.
Hac, inmek ve indirmektir. Günahlarımızı sırtımızdan indirmek için en iyi zaman ve en iyi mekanda bulunmaktır. Allah (cc) karşısın¬da başımızı eğip, secdelere kapanmaktır.
Hac, atmaktır. Yılların üzerimizde bıraktığı kir ve tortuyu silkelemektir. "Atıyorum" deyip bütün günahları elimizin tersiyle itmektir.
Hac, yatırım yapmaktır. "En iyi ticaret nedir?" dense o soruya en iyi cevap "hac" olmalıdır. Hem üzerimizdeki borçları bırakacak; hem de bıraktığımızın fevkinde bir yükle geri döneceğiz... Bu ne güzel ticaret... Yatırımın en güzeli bu değil mi?
Hac, yükselmektir. İnsana yukarı çıkması için bir engel ya da sınır yoktur. Ama herkes iradesi ve imanı oranında yükselir. Yükselebilmek için gerekli olan şeyler ise herkesin kalbinde ve aklında saklıdır.
Hac, koşmaktır. Hac hem bedenen hem de maddi anlamda efor sarf etmektir. Koşabilmek için sağlıklı olmak, iyi beslenmek ve bunu istemek gerekir. O halde Müslüman sağlıklı, iyi beslenmiş ve arzulu olmalı.
Hac canlanmaktır. Ölü toprağının silkelenmesidir. Heyecanın yeniden huzura çıkmasıdır.
Hac talep etmektir. Kul olmayı, kulluğu en iyi şekilde yapmayı, Efendiler Efendisi`ne (sas) yâren ve komşu olabilmeyi istemektir.
Hac teslim olmaktır. Bizi Bizden İyi Bilene (cc), "Geldik ve boyun eğdik." deyip, sukut etmektir.
Hac sözünden dönmemektir..
Hac Yaşamaktır.
Hac ibadeti pek çok Müslüman’a ömründe ancak bir defa nasip olur. Hac vazifesinin eda edildiği mübarek mekanlar, sıradan yerler değildir. İşte bu yerlerde ve Yüce Allah`ın insanları en çok bağışladığı zaman dilimlerinden biri olan hac mevsiminde hac da bulunmak, bir Müslüman için büyük bir kazanımdır.
Hacı, Allah`ın misafiridir. Hiç şüphesiz bundan daha şerefli bir misafirlik düşünülemez. Böyle bir misafirliğe kabul edilmek, büyük bir nasiptir. Zira bu misafirlik, bildiğimiz misafirliklerden değildir Bu, bütün yakarışları duyan, dertlere derman veren. istekleri yerine getiren, dualara karşılık veren, kapısında içtenlikle kendisine yönelen ziyaretçiler." engin rahmetiyle kuşatan Allah`ın misafirliğidir.
Hacc eden kimselerin Allah katındaki değer çok yüksektir. Bu sebeple Yüce Allah onların içtenlikle yapacakları duaları geri çevirmez. Peygamber Efendimiz;
"Haccedenler ve umre yapanlar Allah`in misafirlerıidir. Kendisine dua ederlerse, dualarını kabul eder, Bağışlanma dilerlerse onları bağışlar" (Ib Mace, Menasik, 5) buyurmaktadır.
Yüce Allah, misafirlerinin meşru isteklerini asli reddetmeyecektir. Çünkü ondan daha iyi misafirlerine ikramda bulunabilecek yoktur. İşte hacda. BU inanç ve duygularla O`na yakarılmalıdır.
Annemiz, babamız, çocuklarımız, kardeşlerimiz, yakınlarımız, komşularımız, iş arkadaşlarımız çevremizdeki insanlar, bütün Müslümanlar ve tüm insanlık için dua etmeliyiz. Barış ve esenlik dilemeliyiz.
Ayrıca tüm insanlığın hidayet ve salahı için dua etmeliyiz. Çünkü Cenab-ı Hakk`ın, hacca gelmeyi nasip ettiği Müslümanlar, bir bakıma Müslümanların Allah`a gönderilmiş temsilcileri mesabesindedir.
Hacda zamanın her dakikasının çok büyük kıymeti vardır. Bu değerli vakitleri faydasız ve lüzumsuz meşgalelerle geçirip heba etmemelidir. Hele hele başkalarına sıkıntı ve eziyet vermekten, kötü ve davranışlardan, haklı bile olunsa birtakım gereksiz tartışmalardan şiddetle sakınılmalıdır.
Bu mübarek zaman diliminde sözlerden daha ziyade ihlâs ve samimiyet ön plana çıkar.
Hayatımızda bir dönüm noktası teşkil edecek bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Bundan böyle manen bizi kirletecek günahlardan uzak durma azim ve gayreti vermesi için de Yüce Mevla`dan yardım istemeliyiz.
İçtenlikle yapılacak bir duanın-hele hele bu dua, Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Arafat, Mina, Müzdelife gibi kutsal yerlerde ve hac günlerinde yapılırsa- kabul edilmesi kuvvetle umulabilir.
Bu sebeple hacılarımız, içinde bulundukları mukaddes toprakları ve kutsal zaman dilimini yapacakları samimi dualarla çok iyi değerlendirmelidirler. Kendileri, yakınları, bütün Müslümanlar ve hatta tüm insanlığın iyiliğe ve hayra yönelmesi için dua etmelidirler.
Yazının bu kısmında Yıllardır ülkemizden giden bazı hacılarda görülen eksiklikler dikkate alınarak bazı tavsiye ve uyarılarda bulunmak istiyorum.
Haccın her şeyden önce bir sabır eğitimi olduğunun bilinciyle, şartlar ne olursa olsun kimseye kızmamalı, kimseyi kırmamalı, haklı da olsa sabretmeli, Kur`an`ın ifadesiyle "öfkesini yutmalıdır."
Hac esnasında alış-veriş caiz olmakla birlikte, yapılan gereksiz yere çarşılarda dolaşılması, hem bedeni, hem zihni yormakta, orada yapılacak ibadetleri de olumsuz etkilemektedir. Sayılı günlerde orada yapılacak en kârlı ticaretin, ibadetle, Kâbe tavafı ile gerçekleşeceği bilinmelidir.
Hediye veya eşya satın almada rekabet yeri¬ne, hizmet ve ibadette yarışmalıdır.
Hac hediyesi esasen zemzem suyudur. Buna ilaveten en fazla hurmayı da ekleyebiliriz onun dışındaki şeyler fazlalıktır. Ayrıca hacıların bir kısmı o mukaddes beldelerde zamanın çoğunu çarşı pazarlarda eşe dosta hediye seçmekle geçirmektedir. Buda üzücü bir durumdur. Zaten dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi Suudi Arabistan da da kalitesiz Çin malları işgali altındadır. Eğer hacı adayı bu Çin malları almak isterse Türkiye de tüm esnaflardan bu mallar hem her çeşidi hem de daha da ucuzu bulabilirler.
Peki bu kadar lüzumsuz Çin malı yerine bir Kur’anı kerim ya da hadis kitabı yada başka bir dini kitap alınmaz mı? Din görevliler bu konularda niye yönlendirici olmuyorlar? Bu, hacılar için hem ekonomik olur hem hayatlarında belki de bir daha nasip olmayacak olan o mukaddes mekânlar da daha fazla ibadet etme imkânı bulmuş olurlar.
Zaten Meali kuranı kerimler hem diyanet yayın evlerinde hem de serbest piyasa ucuz fiyata bulunmaktadır.Orta boy meali bir kur ani kerim yayın evlerinde 4 veya 5 lira ile bulunabilir . Bir hacı en fazla 100 adet alsa 400 veya 500 YTL. Eder. Diğer taraftan en az harcayan bir hacı adayı yinede 2.000 Euro harcamak zorunda kalabiliyor. Bu konuda müftülükler ve din görevlileri Hacı adaylarını aydınlatmalı ve yardımcı olmalıdırlar.
Diğer taraftan bu aşrı hediye alım olayın maliyeti hacın normal masraflarını kat kat üstündedir, hac parasını temin eden bazı Müslümanlar eşe dosta getirecek hediye parası temin edemediği için hacca gitme cesaretini gösteremiyorlar.
İşte bu durumundaki insanları da engellemiş oluruz ve vebalını de almış oluruz. Onun için hacı harcamada iktisat ölçülerine riayet etmeli israfa yönelmemelidir ve ayrıca hacın bir turistik ve ticari gezi olmadığı bilincine varmalıdır.
İslam ahlâkına yaraşır davranışlar sergilemeli, kaba ve sert tavırlardan sakınmalıdır. Hem bir Müslüman olarak, hem de memleketimizi temsil açısından olumsuz imaj bırakmamalıdır.
Müslüman kardeşlerine karşı anlayışlı ve hoş¬görülü olmalı, her gördüğü olumsuz davranışa müdahale etmemelidir.
Haccın, İslam kardeşliğinin en fazla kendini göstermesi gereken yerlerden biri olması gereği göz önüne alınarak diğer Müslümanlarla selamlaşma, iletişim kurma ve kaynaşma cihetine gitmelidir. Müslümanın, kardeşine tebessümü bile bir sadakadır.
Hac, farklı ülke ve bölgelerden gelen kardeşlerin tanışma yeridir. Herhangi bir ülkenin hacıları, diğer ırk ve ülke hacılarına karşı üstünlük tasla-mamalıdır. Bu tür davranışlar , cahiliye âdeti olup, İslâm tarafın¬dan kesinlikle yasaklanmıştır. Arapın Arap olmayana, Arap olmayanın da Araba üstünlüğü yok¬tur. Üstünlük, ancak takva iledir.
Hacda başkalarını hakir görme gibi bir anlayıştan şiddetle sakınmalıdır. Çünkü mümin kardeşini hakir görmesi, günah olarak kişiye yeter.
Diğer Müslümanları tenkitle meşgul olmak yerine kendi eksikliklerini ve kusurlarını telafi imkânlarına yoğunlaşmalıdır.
Hacda olumlu düşünmeye, uyum gösterme¬ye ve uyumlu hareket etmeye özen göstermelidir.
Kardeşleri hakkında hüsnü zan sahibi olmalı, su-i zandan şiddetle sakınmalıdır.
Kul haklarına riayete ayrı bir özen göstermelidir. İnsanlarla eşitlenilmesi gereken bir ortamda kendisi için birtakım ayrıcalıklar aramak haccın ruhuyla bağdaşmaz.
Haçta başkalarını kendisine tercih etme ahlâkına sahip olmalıdır. Bencil davranışlardan sakın¬malı, diğer hacılara öncelik verip yardımcı olmalıdır.
Kendisi için istediğini başkası için de isteme¬li, kendisi için arzulamadığını başkaları için de arzulamamalıdır.
Küçüklere sevgi, büyüklere saygı göstermeli, yaşlı, özürlü ve yardıma muhtaçların yardımına koşmalıdır.
Mütevazı olmalı, kibirden ve gururdan sakınmalıdır.
Arafat`ta kumdan öbekler yapmak, mektup, çocuk çamaşırı bırakmak, oradan deve dili getirmek, mübarek olduğu zannıyla oralardan taş-toprak almak vb. İslâm inancına ters düşen bazı hurafelere kesinlikle yeltenmemelidir.
Haccınız mebrur, sayınız meşkûr, zenbiniz mağfur, ibadetleriniz, makbul olsun. Gidişinizle gelişiniz arasında büyük farklar olsun inşallah.’’
SEYİTHAN KAYA
BAĞIMSIZ DENETÇİ
MALİ MÜŞAVİR
9411,13%0,46
34,56% 0,25
36,04% -0,51
3000,45% 1,31
5010,37% 1,12
Ağrı
22.11.2024