Gurbeti Yok Etme Zamanı?
Doğduğumuzda hiç bize danışılmadan isim verilir ve memleketimiz belirlenir.
OSMAN EREN Yazıyor?
Büyüdükçe memleket kokusunu yanık ve içten bir türkü gibi yüreğimizde hep hisseder ve dönem dönem de hüzünlenir ağlarız?
Zamanın pas tutmaz ayrılığında gurbetlere özeniriz... Uzak memleketlere düşer yüreklerimiz.
Ozanın biri ; ?ınsan kendi gurbetini kendi yaratır? der.
şimdi gurbet bıraktığımız yer oldu
Yıllar geçtikçe içimizdeki hasret türküsü yüreğimizi hep yakar durur, nerede dertli bir türkü duysak; bazen Leyla mecnun bazen ferhatla şirin, bazense bir sevda masalı olur aslı ile kerem gibi çeşmesinin başında oturur doyasıya ağlarız.
Yılların yorgunluğu içimizi burkar, sırtımızı dayayacak bir taş ararız gurbet diye geldiğimiz yerde hasından bir kaçak tütün sarıp içmek için.
Dumanını içimize çekmek için... Ölmek için !
Oysa buranın ne taşı altındı ne de toprağı.
Rüzgâr estikçe tenimizin esmer yanına vurur.
Radyoda körlüğün tüm güzelliklerini yüreğinde taşıyan âşık Veysel bir türkü söyler ben kendi gurbetimde doyasıya ağlarım.
Elim varmaz ki yanına varayım, aşk için diz çöküp yalvarayım; kerem misali
Gecenin ayazı üstümüze vurmuş sığınacak bir sokak bile yok.
Dost diye sığınacağın bir dost bile yok.
Yarım kalmış aşkların ülkesindeyiz dolayısıyla yarımız bizde.
şimdi!
Gurbetimize geri dönme zamanı.
şimdi!
Gurbeti memleket bildiğimizi unutma zamanı.