TARİH BİZLERE DOĞUBAYAZIT’IN POTANSİYELİNİ GÖSTERDİĞİ GİBİ BU POTANSİYELİN NASIL ENGELLENDİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR.
Doğubayazıt, tarih boyunca İskit, Med, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu, Safevi ve Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine girdiğini görüyoruz. Doğubayazıt’a hükmetmek için tarih boyunca sayısız savaşın gerçekleştiğini görüyoruz. Bu savaşların en büyük nedeni Doğubayazıt’ın ticaret rotası üzerindeki kilit konumudur.
Bakınız;
Geçmiş dönemlerde; Doğubayazıt, Doğu Karadeniz’in en önemli liman merkezi olan Trabzon’u Tebriz’e bağlayan ticaret güzergâhı üzerinde bulunmaktaydı.
Orta Asya’dan, İran’dan gelen kalabalık grupların Avrupa ülkelerine geçmelerini kolaylaştıran en önemli yollar buradan geçmektedir.
Bu ticaret güzergâhı, İlk Tunç Çağı'ndan itibaren ulaşım ağı olarak kullanılmıştır. Orta Çağ’da yoğun olarak kullanılan İpek Yolu’nun bir kolu olan yol, Iğdır-Doğubayazıt üzerinden Erzurum’a oradan da Trabzon’a ulaşmaktaydı. Bu durum, bölgenin hem ekonomik hem de kültürel olarak önemli bir merkez konumuna gelmesini sağlamıştır. Gerçekten de İran’a gitmenin en ucuz, güvenli ve uygun kervan yolu Erzurum üzerinden Tebriz’e gitmekti. Nitekim, Leipzig ve Nuremberg gibi şehirlerden (Almanya) yerlerde üretilen tekstil gibi ticari mallar çoğu zaman karayoluyla Asya’nın İran ve Afganistan gibi deniz ulaşımın uzak olduğu ülkelere kervan yoluyla getirilirdi.
Doğubayazıt, özellikle 18.yüzyıldan itibaren Batılı seyyahların, misyonerlerin, ajanların ve devlet adamların Anadolu’da ziyaret ettikleri Osmanlı şehirlerinden birisi haline gelmiştir.93 harbinde Ruslar tarafından işkâl edilen Doğubayazıt, Berlin anlaşması ile tekrar Osmanlı devletine bırakılmıştır. İngiliz tarih kitaplarında Doğubayazıt, bulunduğu konum ve ticaretteki kilit olma özelliğinden dolayı almanlar için önemli bir güzergâh olmaktaydı. Süveyş kanalını elinde bulunduran İngilizler, Almanların ticaretine büyük katkı sağlayan ticaret güzergâhı üzerinde bulunan Osmanlının en doğusundaki ticaret kenti Doğubayazıt’ın gelişiminin İngiliz politikalarını ters olduğunu ve engellenmesi gerektiği yazmaktadır.
Tabi daha yazacak birçok durum var biz kısa olsun diye şöyle özetleyebiliriz; Doğubayazıt, tarih boyunca çok önemli bir ticaret rotası üzerinde olması, bazı ülkelerin başka ülkelerin ticareti baltalamak için yürüttükleri politikalardan etkilenmesi durumu ile karşı karşıya kalmıştır. Bu durumlardan dolayı Cumhuriyetin ilk yıllarında bir il olan Beyazıt, 1927 yılında vilayet merkezi Bakanlar Kurulu Kararı ile Karaköse'ye (ağrı) alındı. Iğdır ve Tuzluca 1934 yılında buradan alınarak Kars'a bağlandı. Aynı yıl (1934) İlçenin adı Doğubayazıt olarak değiştirildi. Tarih boyunca sayısız alavere, dalavere ile sürekli geri kalması sağlanan, ticaret potansiyeli sürekli engellerle baltalanan Doğubayazıt, ebetteki bu yaşanan haksızlıkları hak etmeyen, her yönü ile engellerin kaldırılmasını hak eden güzide bir ticaret kentidir.
Biz Doğubayazıt’ın potansiyelini biliyor, hem ilçe halkına, hem çevre illere, hem de tüm Türkiye’ye sağlayacağı faydaları biliyor ve bundan dolayı uzun bir süredir Doğubayazıt’ın tekrar il olmasını savunuyor ve bunu dile getiriyoruz.
Doğubayazıt’ın tekrar il olacağından hiç şüphem yok.
Doğubayazıt gazetesi olarak, Doğubayazıt’ın tekrar il olması noktasında elimizden geleni yapmanın gayreti içinde olmanın mutluluğu ve huzurunu yaşıyoruz.
Birçok kurum ve kuruluş başta olmak üzere dernekler ve Sivil toplum kuruluşları ve en önemlisi Doğubayazıt halkının, Doğubayazıt’ın hak ettiği seviyelere çıkması için Doğubayazıt’ın tekrar il olması çalışmalarına büyük destekler vermeleri çok sevindiricidir.
Doğubayazıt’ın tekrar il olması noktasında elinden geleni yapan sayısız insanın sayesinde Doğubayazıt hak ettiği seviyelere ulaşacaktır.
Unutulmamalıdır ki! Doğubayazıt er ya da geç il olacaktır ve Tüm coğrafya ’ya sayısız fayda sağlayacaktır. Destek veren herkese sahsım adına çok teşekkür ediyorum.
Saygı ve sevgiler ile…