Nezir ÇELİK´in Kaleminden

Doğubayazıt´ta nereye gidilirse gidilsin, mutlaka etkileyici bir yemek lezzeti görmek mümkündür.

Sokak arasında, ana caddelerde; ünü çoktan beri ilçe sınırlarını aşmış olan abdigor, nerede ise her restoranda vardır. O nedenle ilçemizin bütün lokantaları adeta bir lezzet durağı gibi.
Yakın zamana kadar sadece bir mekanda ve belli günlerde ünlü abdigor köftesi yapılıyordu. Şimdilerde Doğubayazıt´ın bir çok lokantasında her gün abdigor servisi yapılıyor.

Bırakınız Doğubayazıt´ı İstanbul´da da belirli günlerde başta abdigor olmak üzere Doğubayazıt orijinli yemekler düzenli olarak çıkıyor. Yoğunlaşan Doğubayazıtlı nüfus sebebiyle yakında diğer metropollerde de abdigor restoranları açılabilir.

Abdigor Köftesinin bu kadar yayılmasının sebebi, kuşkusuz yine hemşerilerimizdir. Doğubayazıtlılar kültürlerine bağlı kalmakta, hatta bir çok hemşerimiz, düğünlerinde bile abdigor ikram ediyorlar.

Gerek Doğubayazıt´ta gerekse İstanbul´da, varlıklı Doğubayazıtlıların düğünlerinde zaman zaman ana yemek olarak abdigor köftesi ikram ediliyor.

Malum, Abdigor´un yüksek işçilik maliyeti nazara alındığında epey zahmetli bir hazırlık safhasından geçtiği bilinmektedir.

Özellikle düğünlerde abdigor ikram edilmesi hem yerli hemşerilerimiz için sürpriz bir yemek olmakta, diğer taraftan da yabancı misafirlere nezdinde de Doğubayazıt´ın,  tanıtımına katkı sunmaktadır.

Geçmişte Doğubayazıt denilince bir çok özellik akla geliyordu. 70 ?li yıllarda Erzurum´da bile turistik otel yokken, Doğubayazıt´ta sevgili Mustafa Ünal´ın Ararat (şimdiki İsfahan), Şerafettin Eryılmaz´ın Simer otelleri vardı.

Para Koruma Yasası ile gümrük duvarlarının uygulandığı yıllarda yabancı mallara ilgi fazla idi ve o mallarda sadece Doğubayazıt´ta bulunuyordu. İnsanlar birkaç parça yabancı menşeli eşya almak için yoğun bir şekilde buraya geliyorlardı.

Ne zaman ki merhum Özal iktidar oldu ve para koruma yasası ile gümrük duvarları ortadan kalkınca yabancı mallar bollaştı, ilçemizin ticarete dayanan turizmi de nerede ise sıfırlandı.

Kala kala elimizde Ağrı Dağı, İshakpaşa Sarayı ve Abdigor Köftesi kaldı. Artık onların etrafında dönüp dolaşmak durumundayız.

Bir başka ifade ile Abdigor Köftesi ile İshakpaşa Sarayı, Doğubayazıt´ın simgesi haline gelmişlerdir. O yüzden hemşerilerimiz, çok değerli olan bu her iki varlığımızın değerini çok iyi bilmelidirler.

İshakpaşa Sarayı denilince ünü dünyaya yayılmıştır. Öte yandan bu kadar lezziz, özgün ve ilginç olan Abdigor ise, yiyenleri hem devamlı celbediyor , hem de sürekli kendisinden söz ettiriyor. Doğubayazıt dışında  yapanı da bu güne kadar çıkmadı.

Bu kadar doğal, organik, aynı zamanda ekonomik bir lezzet olduğu için Doğubayazıt´ta, köylü de, memur da dar gelirli de zengin patronlar da abdigor yiyor.

O sebeple asıl mesele kaliteden ödün vermeden Abdigor üretimini sürdürmektir.