Gazete kamu denetçiliği yapar, gazetecide muhaliftir tamam ama gazete, hiçbir siyasi gurup ve ya örgütün siyasi propagandasını yapmaz-yapmamalı ve gazetecide kendisine verilen denetçilik görevini kötüye kullanmamalı.
Gazetenin meslek ilkeleri dışında adı konulmamış-yazıma dökülmemiş ilkeleri de vardır. Bunlar gelenek-anane, kültür, inanç temelinde toplumun yazılmamış kurallarıdır. Gazeteci bu kuralları da göz önüne almalıdır.
Gazete edebi bir nüsha değil ama yine de ?edipler edepli olmalı? şiarıyla hareket etmeli ve hiç kimseyi ötekileştirişi ve hiç kimseye hakaret etmeden yayınını sürdürmelidir. Tarafsızlık mümkün olmadığı süreçlerde vicdan muhasebesi yapabilmeli ve objektif kalem sallamalı.
Mahalle ağzıyla köşe yazıları kaleme alınmamalı ve gazete topluma yön gösterici olurken, gazetecide davranış ve filleriyle toplumda güvenilir bir kaynak ve örnek bir kişilik olarak sunulabilmelidir.
Kim ne yapar ve nasıl davranır o hiç kimseyi belki bağlamaz ama toplum vicdanı kalbinde notunu verir.
Son kertede söylenecek söz, herkesin kendisine yakışanı yaptığıdır. Bence de öyle herkes kendine yakışanı yapar ve toplumda onu ona göre bir yere koyar.
Hadi bu da nokta olsun, iyi mi? (Ercan ARSLAN)