Toplumumuzun yapısında eleştirileri, tenkitleri kabul etmek olmayınca yağcılar da bulunmaz kaftan oluyor.

Şöyle geçmişe bir arşiv taraması yaptım.

Sevgili okuyucular inanın ki, gelmiş, geçmiş siyasetçilere yağcılık yapanları konu alan söz konusu haberde öylesine YAĞCI VE YIKAMACI öyküler varki, sizler bile inanamayacaksınız.

Gerek siyasette, gerek bürokraside liderlerin etrafında sürekli yağcılar, şakşakçılar olmuştur. Kendilerini şirin göstermek için bukalemun gibi kılıktan kılığa girerler.

Liderlerini mutlu edecek kelimeleri bir araya getirirler. Kendi menfaatleri için gülünç duruma düşerler. Ne alırım, ne koparırım zihniyeti ile hareket ederler. O kadar çok şaklabanlığa alışmışlar ki, liderleri yanlış da yapsa, bu yağcılar doğru olduğunu iddia ederler.
Bu yağcılar her zaman kendilerine piyasa bulmuşlardır. Dünya düzeni devam ettiği sürece de bunların yeri tazeliğini koruyacaktır.

Sözü fazla uzatmadan önceki gün internet sitelerinde karşılaştığım bir haberi sizlerle paylaşacağım.
Gelmiş, geçmiş siyasetçilere yağcılık yapanları konu alan söz konusu haberde ilginç öyküler var.

BAKARMISINIZ
Turgut Özal´ın danışmanı Erkal Zenger, “Merhum Özal´ın en büyük yağcısı bendim. Benim mesleğim yağcılıktır” demiş, sadrazam kılığına girerek saz çalmış, Bayburt gezisinde Özal´a hediye edilen deveyi Ankara´ya getirmişti.
Necmettin Erbakan´ın abdest alırken ibriğini tutanlar oldu.
Süleyman Demirel´in yurtiçi gezilerinde; otomobilinin yanında koşan, ünlü şapkasını tutan, alnında biriken terleri silen Ömer Bilgin´in çabaları karşılıksız kalmadı, önce TURBAN Genel Müdürü, sonra da Isparta Milletvekili oldu.
Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Van´a yaptığı ilk yurtiçi ziyaretinde Başkale Belediye Başkanı Ejder Yağızer tarafından 23 bin gül yollara döküldü.
1999 genel seçimleri için milletvekili aday adayı Kıvanç Özel, uçak kiralayıp DYP Lideri Tansu Çiller´in yalısına havadan dikeni ayıklanmış gül ve kır çiçekleri attı; sonra da, “Gülleri yalakalık için atmadım, atraksiyon yaptım” dedi.
DYP Milletvekili Esat Kıratlıoğlu, lideri Tansu Çiller´in kalkanıydı. “Çiller´e laf söyleyecek olanlara göğsümü siper ederim” diyen milletvekili, Çiller tarafından ayağı kaydırılınca, “Demek ki yanlış yapmışım” diyerek günah çıkardı.
Recai Kutan namaz kılarken ayakkabılarının başında nöbet bekleyenler oldu.
Liderlerin etrafındaki yağcıların hikayeleri böyle. Buna benzer nice öykülere bizde tanık olduk. Siyasetçilerimizin, kurum amirlerimizin etrafında pervane gibi dönen nice yağcılar gördük. Bunların kökü bir türlü gelmedi. Sevk ve icra birimi neredeyse yağcılar muhakkak yerlerini almışlardır. Bizimkilerin yapısında eleştirileri, tenkitleri kabul etmek olmayınca yağcılar da bulunmaz kaftan oluyor.