Bundan sonra siyasetçilerin işi daha da zordur. Ağrılı siyasetçiler o kadar çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıyalar ki Allah kimsenin başına getirmesin. Garibanlar hangi biri ile uğraşacaklar, bu sıkıntılarla nasıl baş edecekler ya da tamamını nasıl bertaraf edecekleri belli değildir.
Bir taraftan Ağrılı bürokratlar durduk yerde ortaya çıkıp milletvekili adayı oluyorlar, bir yandan da her geçen gün daha da güçlenen STK başkanları siyasetçiler için potansiyel tehlike olma yolundalar. İşte bu sebeple Ağrı milletvekillerinin işi hayli zor, garibanlar adeta her taraftan kuşatılmış duruma gelmişlerdir.
Bürokratları alt etmenin, hatta tamamen yok etmenin yolları vardır. Üstelik bizim milletvekilleri de bu konuda hayli uzmanlaşmış durumdalar.
Görünürde, konuşmalarıyla, hatta esip gürlemeleriyle Ağrılı bürokratlarından yana davranıyorlar, el altında ise bürokratları ya emekli ediyorlar ya da Fizan’a yolluyorlar. Böylece bir anda tepe takla olan bürokratlar, ne siyaset düşünebiliyor ne de başka bir şey, tez elden emekli olmanın yollarını arıyorlar.
Doğu Beyazıtlı Zeki Özmen, 25 yıl süre ile mahrumiyet bölgesinde ziraat Bankası Müdürlüğü yapıyor, sonunda tayın için Ağrı milletvekili Fatma Hanımdan yardım istiyor. Özmen, bu girişimi ile emekliliğinin son günlerini Antalya’daki ailesine yakın bir yerde geçirmek ister. Zeki’nin bu talep için milletvekiline yakın birileri de devreye girince Fatma Hanım ve danışmanları, “yetkilileri tanıyoruz bunlar ufak vaziyetler hallederiz” derler, bu söz üzerine Zeki Özmen, Başkale’de (Van) UMUTLA tayın beklerken, sonunda neler olduğunu artık siz tahmin ediniz. Özmen hakkında Resen (isteği dışında) emeklilik işlemi uygulanıyor.
O nedenle bürokratları yok etmek çok kolay. Dikkat ederseniz işte bu nedenlerle Ankara’da hemşeri namına bürokrat kalmadı, sadece Ankara’da değil Ağrı’da da kalmadı.
Ağrı’da elimizde kala kala Kültür ve Turizm İl Müdürü Muhsin Bulut var birde Özel İdare Sekreteri. Morallerini bozmak istemem ama onlarda bir gün eften püften gerekçelerle bir şekilde görevden alınacaklardır. Çünkü bu konudaki siyasi hazımsızlık ne yazık ki bizim milletvekillerinde adeta kronik bir hal almıştır. Seçim zamanı geldiğinde de yine bürokrat muhabbetini dillerinden eksik etmeyecekler.
Fakat Ağrı siyasetçileri için yeni bir tehlike doğuyor ki sormayın, çünkü onları, ne emekli edebilirler ne de tenzili rütbe ile başka bir yere tayın gönderebilirler. Kim onlar biliyor musunuz? STK’ lar, namı diğeri dernekler…
Binlerce üyeli bu Ağrı derneklerinin mensupları arasında kimler yok ki, nerede ise her meslekten insanlar vardır. Bir başka ifade ile Ağrı Dernekleri, büyük bir güç olma yolundadırlar. Biliyorsunuz dernekler, ancak mahkemeler tarafından kapatılmak suretiyle susturulabilir. Onun dışında derneklerin seslerini kısmak zordur. Siyasetçilerde, bu hususta bir yetki olmadığı için derneklere karşı adeta çaresiz durumdadırlar.
Şu anda STK’ lar 4. kuvvet olarak kabul görüyorlar. Hatırlanacağı gibi 4. Kuvvet tanımı daha önce medya kullanılıyordu. Ancak son yıllarda basın, bu işlevini tamamen yitirdi ve bu makamı STK’ lara kaptırdı.
STK’ lar şimdiden ortaya çıkıp bağırıp çağırmaya başladılar bile. Ağrılıların bir sıkıntısı oldu mu soluğu derneklerde alıyorlar. Çünkü dernek yöneticileri, halkın sorun ve sıkıntılarını gündeme getirdiklerinde hem yaygın basın onları haber yapıyor hem de Cumhurbaşkanı, Başbakan ve parti yetkilileri buradan gelen sıkıntıları dinliyorlar.
Netice itibarıyla vekiller için durum hiç de iyi değil. Samimi olarak Ağrılılara hizmet etmeyen ya da hemşerilerle alakadar olmayanlar için milletvekilliği artık aslanın ağzında gibi bir şey.