Sizlere, sevdiklerinize, doğaya ve var olan bilcümle canlıya tehdit içeren unsurların ortadan kaldırılmasıdır tabiî ki.

Günlük hayatlarımızı kolaylaştıran teknolojinin faydaları elbette yadsınamaz.

Haberleşme, ulaşım, sağlık, eğitim, mesafe mevhumunun minimal seviyeye düşmesi ve daha niceleri.

Lakin, unutmamak gerekir ki, buzdağının görünmeyen kısmı, daima gemiler için felaket olmuştur.

Teşbihte hata olunmaz misali, teknolojinin kolaylığı ne yazık ki tehlikenin boyutunu kamufle ediyor.

Baz istasyonlarının elektromanyetik dalgalarının yaydığı zararlar gibi.

Baz istasyonu gerekli mi?.

 Evet gerekli, mesafe kriterlerine uyulduğu, yaşam alanlarında insanların gözüne sokulmadığı, önce sağlık denildiği takdirde gereklidir.

Bilhassa gençlerimizin, ellerinden düşürmediği nerede ise doğuştan bir uzuvları gibi kulaklarına yapıştırdıkları cep telefonlarının,  zararlarının menşei olduğu unutulmadığı takdirde.

Ülkemizin cep telefonu pazarına girmesi ile baz istasyonu cennetine dönüşmesi, öylesine hızlı oldu ki,cep telefonlarının cazibesi istasyonların, zararlarını insanların sağlığını bozup can derdine düşürene  değin görünmez kıldı.

Akabinde bilinçlenen toplumlardan itirazlar duyulmaya başlandı.

İşin acı yanı, insanlar zararlarını öğrenene kadar, okullar, hastaneler, apartmanlar, camiler ve daha nice toplu kullanım alanları, metal vericilerle dolup taştı.

Yazık ki Doğubayazıt’ta bundan nasibini aldı. Kurulumunu gerçekleştiren firmalar ve yıllık dolar bazında anlaştıkları mülk sahipleri ölüm saçıyor.

Yapılan araştırmalar neticesinde, belgelerle ispatlanmış zararları ve sağlık otoritelerinin uyarıları kimsenin umurunda değil.

Şehir merkezlerine, yerleşim alanlarına umarsızca kurulan bu ölüm metalleri tez elden taşınmalı, insan hayatını ciddi boyutta tehlikeden kurtarmak için harekete geçilmelidir.

Buna kâr amaçlı göz yumup, insan hayatını paraya değişenlere bir çift lafımız var.

Astarı yüzünden pahalı olan hiç bir şeyden hayır beklemeyin, getirisinin albenisi, acı kaybınıza, sağlığınızın bozulmasına, sevdiklerinizin kaybına değmez. N.Çelik...