Halit Beytüt Yazıyor
HArdından akademisyenlere de kesenin ağzını açarak onların da ekmeğine yağ sürdü. Helali hoş olsun aldıkları zammın kendilerine sağlıklı bir yaşam getirmesini dilerim. Tüm bunlara kesinlikle bir diyeceğimiz asla olamaz. Aksine onlarında aldıkları ücretin tatminkar olmadığını düşünüyor ve yapılan zamları hak ettiklerini ümit ediyorum.
Burada asıl demek istediğim gerçekten geçim sıkıntısı içinde olup sadaka niteliğinde maaş alan ülkemiz emeklilerinin durumunun da bu hükümet tarafından neden düşünülmediğini gerçek manada merak ediyorum. Yıllarca ülkenin kalkınması adına tüm enerjisini harcayıp emekli olanların yok sayılması ya da hatırlanmamaları gerçekten son derece üzüntü verici bir durumdur.
Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana emekliye zam olarak gördüğü enflasyona göre zam oranı son derece büyük bir haksızlıktır. Bir kilo et almaya bile yetmeyen altı aylık zam silsilesi ne yazık ki emekliyi büsbütün karamsarlığa hatta canından bezdirir hale gelmiştir. Ülke emeklisi artık ömrünün son baharında bu tür sıkıntılarla geçirmek istememektedir. Hiç olmazsa ömrünün son demlerinde bile olsa ekonomik sıkıntısı yaşamamalarını sağlamak çok mu zor?
Emekli kesim 10 milyonu geçmiştir. Bu on milyon her seçim döneminde mevcut iktidara oy vermekte ve iktidara destek vermektedir ancak iktidar ne gariptir ki bu vefakar özveriyi göz ardı etmekte ve emekli kesiminin refah düzeyini insan onuruna yaraşır bir düzeye ulaştırma adına somut bir adım atma gereğini duymamaktadır. Nedir emeklinin günahı hala anlayabilmiş değilim.
İntibak yasasını çıkarıp sadece belirli bir tarihle sınırlandırıp yani 2000 yılı öncesinde emekli olanlara yapılan zammın da dağın fare doğurduğunu hep birlikte gördük. Yeni bir intibak yasası yani 2000 yılından sonra da emekli olanlara kesinlikle zam yapılmadı gibi aldıkları maaşa bile bakma gereği duyulmadı. İktidar her ne hikmetse vekillere zam söz konusu olunca kesenin ağzını sonuna kadar açarken, sıra asgari ücrete ve emekli kesime gelince kesenin ağzını tam anlamıyla tıkamaktan vazgeçmemiştir.
Bu yüzden emekli aldığı sadaka niteliğindeki maaşla aybaşını bile getirmekte son derece zorluk çekmektedir. Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu yokluğu, fakirliği en çok bilen biridir. Başbakanlığa terfi ettiği bu dönemde emekliyi düşünmesi gerekmez miydi?
Yoksa her zaman olduğu gibi kendisi de mi emekliyi düşünme gibi bir düşünce içinde mi?
Emeklilerimizin son demlerinde huzur ve sıkıntı çekmeden yaşamalarına olanak sağlamak çok mu zor? Her kuruma keseler sonuna kadar açılırken emekliye neden kapılar kapalı anlamak mümkün değil. Bu ülkenin 10 milyon emeklisi perişan haldedir. Hiç kimse bu ülkede yaşayan emekli vatandaşı kendi vatandaşı olarak görmemezlikten gelenlere bir çift sözümüz olacak: emeklisini düşünmeyen emeklisinin yaşam koşullarını göz ardı edenlerin emekliye bakış açıları bellidir. Emeklisini göz ardı eden ve onları kaderleriyle baş başa bırakanlar son derece duyarsız ve vicdani yoksunluk içinde olduklarını da burada ifade etmek isterim.
Bu ülkenin emeklisini güldüremeyenler, onları bir şey gelmiyor elimizden.
9293,99%2,90
34,48% 0,06
36,42% 0,23
2953,86% 0,65
4949,95% 0,45
Ağrı
21.11.2024