Tarih: 16.06.2015 10:53

?DÜNYADAKİ GAZETECİ VE YAZARLARIN GÖZÜ İLE DOĞUBAYAZIT?

Facebook Twitter Linked-in

YAZAN       : BRUCE FEİLER

DERLEYEN : FIRAT BEYAZIT ÇELİK

     Dünyanın en saygın gazetelerinden New York Times´ın en çok satanlar listesinde aylarca kalan,Walking Bible isimli kitabın ilk sayfası Doğubayazıt ile başlıyor.Aynı İncil´in ilk bölümü Yaratılış´taki Nuh Tufani gibi...Kitabını,İncil´de adı geçen yerleri tek,tek dolaşarak yazan,Amerikalı Yazar  Bruce Feiler, Nuh´un Gemisi ile ilgili olarak Doğubayazıt´tan bahs ederken,Doğubayazıt´taki gözlemlerini de dile getiriyor.

 

AMERİKALI YAZAR BRUCE FEİLER´IN DOĞUBAYAZIT

HAKKINDAKİ BİLGİ VE BİRİKİNTİSİ

 

          İran sınırına 35 kilometre mesafede yer alan,Doğubayazıt,Tufan sonrası Nuh´un Gemisinin karaya oturduğu,başı göklerdeki Ağrıdağı´nın başlangıç noktası gibi.Doğubayazıt´a cömert insanları,Tanrı´nın boş vaktinde yaratıp detay çalıştığı doğası ve her gün ayrı sürprizler  sunan kültürel mirası için gidin,bu topraklarda doğduğunuz için gurur duyacaksınız...

          Doğubayazıt´a Doğu´su sonradan,postada karışıklık olmasın diye eklenmiş.İlçede tarım ve hayvancılık geçim kaynağı,bir de sınır ticareti. Son zamanlarda İran´a günübirlik geçişleri yasaklamışlar,bu da ilçedeki ticareti olumsuz etkilemiş.İlçede her daim hummalı bir trafik var.İran´a gidecek yada oradan gelen kamyonlar yolları doldurmuş durumda.Çok sayıdaki pasajlarda yer alan dükkanlarda satılan yabancı içki ve sigaralar ucuz.Aynı zamanda elektronik eşya ve çay da var.Bu pasajlarda porselenden bibloya,termostan masa örtüsüne kadar satılan tüm ev eşyaları ise çok göz yorucu.Yanlışlıkla hediye olarak  getirilse tez elden başkasına hibe edeceğiniz tarzda.Ivır,zıvır şeyler.Doğu insanı çok sıcak,konuştuğunuz her kes size katılma içtikleri çaydan ikram etmek istiyor.Sohbetler de İlçedeki turizm potansiyelinden bahsedip,bunun değerlendirilmemesinden yakınıyorlar.

             Doğubayazıt adını Moğolların bir kolu olan,Celayirlilerin  Sultanlarından Beyazıt´tan almış,İlçedeki her noktadan, karlı zirveleriyle sizi selsmlayan Ağrı, en büyük olmanın gururuyla binlerce yıla meydan okuyarak,İlçeye gözcülük yapıyor.Ağrıdağı,Ermenistan sınırına da çok yakın,sadece 16 kilometre uzaklıkta.İran´lıların Koh-i Nuh,Avrupaların ise Ararat dedikleri dağ.En son 10 bin yıl önce patladığı düşünülen sönmüş bir volkan.

       5137 yüksekliğindeki  Ağrı´nın 4200 metreden sonra buzullarlan kaplı.Dağın güneydoğusunda 3896 metrelik zirvesiyle Küçük Ağrı yer alıyor.İki dağın kapladığı toplam alan ise 1200 kilometrekare civarında.Tufanda her türden bir çift canlıyı alarak gemiye binen Nuh Peygamberin gemisinin Ağrıdağı´nda  karaya oturduğuna inanılıyor. Yaşadığımız topraklar o kadat bereketli ki, insanlığın ilk ip uçları hep Anadolu´da gizli.İncil´in doğum yeri olarak Dicle ile Fırat´ın suladığı Mezopotamya adı kaynaklarda geçiyor.Hz.Adem ile Havva´nın yaşadığı ırem Bahçelerinin Ağrıdağı´nın kuzeyindeki Aras Vadisi´nde olduğu söyleniyor.

        EFSANELERYLE AĞRI

         Gemi ve Dağla ilgili binlerce efsane  ve söylenti de yüzlerce yıldır insanların dikkatini çekiyor.Josephus isimli 1. Yüz yılda yaşamış bir tarihçi, Nuh´un Gemisi´nin Ağrı´ya indiğini yazmış.Tanrı´dan kendisine gemiyi göstermesini isteyen Aziz Yakup dağda uyuyakalmış ve uyandığında elinde geminin ahşap bir parçasını bulmuş.1887´de İran´dan gelen iki Prens, dört bin yılın ardından Geminin ön ve arka kısmını net bir şekilde gördüklerini, orta bölümün de karlar içinde olduğunu söylemişler.1916´da iki Rus pilot havadan Gemiyi gördüklerini iddia etmişler.Bir sene sonra da Çar 11. Nikola 150´ye yakın insanı Geminin fotoğraflarını çeksinler diye bölgeye yollamış.

            Araya Çar ve ailesinin sonunu hazırlayan Bolşevik Devrimi girince,resimler kaybolmuş ama Çar´ın kızı Anastasia´nın Geminin ahşabından yapılmış bir haç taktığı dedikoduları ortada dolaşıp durmuş.1977´de İran Şahı Pehlevi´nin verdiği yılbaşı partisine giderken Ağrı üzerinden uçan Başkan Jimmy Carter ve ekibinin de Gemiyi gördüğü basında yer almış.1989´da CNN´de Şikagolu bir pilotun çektiği görüntüler gemiye ait olabileceği iddiasıyla yayınlanmış.Aya çıkan ilk insanlardan biri olan astronot James Irwin de defalarca Nuh´un Gemisini bulmak için Ağrı´ya tırmanmış.Ağrı bugün de ser verip sır vermeyen edasıyla yeni maceraperestleri bekliyor.

             18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden biri olan İshak Paşa  Sarayı,Doğubayazıt´ın yedikilometre doğusunda bir dağın yamacında tüm heybetiyle yer alıyor.Bin bir gece masallarındaki sarayları anımsatan yapı,Selçuklu,Osmanlı,Gürcü,İran ve Ermeni mimarisinin özelliklerini taşıyor.Güneşin batışını seyretmek için en güzel yerlerden biri olan sarayın inşaatını 1685 yılında Çolak Abdi Paşa  başlatmış,oğlu İshak da tamamlamış.7600 metrekareye yayılan sarayın biraz ilerisinde bir camii ve Urartu dönemine ait olduğu sanılan bir kale var.

            Sarayın ilk avlusuna girişi sağlayan altın kaplamalı kapı,Doğubayazıt´ı üç kere işgal een Ruslar tarafından alınıp St.Petersburg´daki Hermitaj Müzesi´ne götürülmüş.Kapının hemen girişinde yorgun gelen ve susuz kalmış ziyaretçiler için yapılmış bir çeşme bulunuyor.Sadece aile üyeleri ve özel misafirlerin geçmesine izin verilen ikinci avluda harem ve selamlık girişleri bululunuyor.Selçuklu kümbetlerini hatırlatan yapıda da Çolak Abdi Paşa ve akrabalarının mezarları var.Görkemli bir girişe  sahip haremde mutfak,hamam ve odalar bulunuyor.Yerdeki medeniyet sembolü borular ısıtma,kanalizasyon ve su için kullanılmış.Haremdeki en görkemli bölüm ise çiçek desenli taş işçiliğinin  ve süslü kolonların kullanıldığı yemek odası...Alaturka tuvalet ise şu ahir ömrünüzde görebileceğiniz en güzel manzaralı mekanlardan biri! Selamlıkta da kütüphane,camii ve kabul odaları bulunuyor.

         Yabancı bir yazarın gözü ile Doğubayazıt ve kültürünü sizlere aktardım.Gerçekten sade,pak,hoş bir yazı olmuş,hiçte abartılı olmamış.

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —