DÜNDEN BU GÜNE DOĞUBAYAZIT'IN DOKTORLARI

DÜNDEN BU GÜNE DOĞUBAYAZIT

DOĞUBAYAZIT'IN DOKTORLARI

FIRAT BEYAZIT YAZIYOR

       Doğubayazıt'ın Doktorları, Doğubayazıt'ın hekimleri, gün geçmiyor onların dağıttıkları şifa hakkında güzel duyumlar almıyalım. Onların bu başarılı çalışmalarını duydukça bir Doğubayazıt'lı olarak gururlanıyorum, övünüyorum, mutluluk duyuyorum. Yalınız mutlu olan ben değilim, Tüm Doğubayazıt'lı, Ağrı'lı, Patnos'lu, Diyadin'li, Eleşkirt'li, Hamur'lu, Tutaklı, Taşlıçay'lı, Iğdır'lı onlarla gururlanıyor, şifa dağıttıkları her hastanın duaları onların başında eksik olmuyor. Hastalıkları ağır olupta iyileşenler Ehmede Xanı türbesinin üzerine gidip, kurban kesip, kendilerinden çok doktorlara dualar ediyorlar.

             Doğubayazıt büyüdükçe, okumuşlarıda çoğalıyor. Bunların başında da, en faydalı olan hekimler geliyor. Doktorsuzluktan Az mı, öldü Doğubayazıt'ımın insanları? Doktorsuzluktan hocaların okumaları, koca karı ilaçları neydi o? Aklıma geldikçe kahroluyorum.

             DO.ÇDR.YAŞAR ERYILMAZ'IN ÜZERİMİZDE EMEĞİ ÇOKTUR

             Doğubayazıt'ın yetiştirdiği ve hekimlik ünvanını ilk elde edenlerden biridir, Doç. Dr.Yaşar Eryılmaz.Yaşar abi Erzurum'a atandıktan sonra,insanlarımız doktorlarlan haşır-neşir oldular. Her derdi olan o zaman Yaşar abiye koşardı. Allah uzun ömür versin, hiç sıkıntı yapmadan, evine varıncaya kadar insanlara kapısını açardı, dertlerine deva olurdu. Allah rahmet eylesin, çok sevdiğim, değer verdiğim Kazım Aladağ dayım, amansız bir hastalığa yakalanmıştı, Erzurum'a kaldırdılar, bir kaç günde ben başında bekledim. Yaşar abi her sabah gelir, gelmez uğrar, durumu inceler öyle hasta vizitelerine çıkardı. Akşam gittiğinde de, Hastanenin altında bir geçit vardı, orayı bize gösterdi, dışarı rahat gidip, gelmemiz için. O zaman hasta bakıcıları bir hocadan daha ahkam kesiyorlardı. Sırtlarında siyah bir cüppe, ayaklarında bir takonya, o yana-bu yana volta atarlardı. Acaibime giden de, duvar da bir hemşire resmi sessiz olun, hastaları rahatsız etmeyin” resmi asılıydı. Ama gel gelelim hastaları en çok rahatsız edende hasta bakıcılarının takonya sesleriydi. Yaşar abiye söyledik, ikaz etti, ama akşam olduğunda aynı tas, aynı hamam misalı bildiklerini okuyorlardı.

                                        ZEKİ İZGİYEİ

         Zeki İzgiyei, Rahmetli annemin çok sevdiği dayısı, Münevver, mütevazi, çok deneyimli, insancıl, insan sarrafı, kendine has bir olgusu vardı. Erzurum'da sevilen, sayılan bir kişiydi. Fazla konuşmasını sevmez, olduğu ortamda, oturup, kalkmasını bilen, büyüğüne hürmetini eksik etmez, yaşıtlarındakilere ve kendisinden küçüklerede sevgiden kusur etmezdi. Eşi Özgül yenge oldukça otoriter, konuşmasını seven, her ortamda çekinmeden bulunan, tam anlamıyla iyi bir mülki amiri  kadındı. Zeki ve Özgül İzgiyei çocuklarını iyi yetiştirip, topluma birer faydalı insan olmaları için çok uğraş verdiler.

Doğubayazıt'tan hastalar Doç.Dr.Yaşar Eryılmaz'ın tedavisinden sonra uğrak yerleri İzgiei'lerin eviydi. Sıkılmaz-usanmazdılar, misafirperverlikten hiç ödün vermezdiler. Yaşar abi gibi onlarında bizim üzerimizde çok büyük emekleri vardır. Allah Zeki dayı ile Özgül yengeye gani gani rahmet eylesin, çocuklarına da uzun ömürler diliyoruz, ve gönül sarayımızda onları da saklıyoruz..

Millet Doç.Dr.Yaşar Eryılmaz'ı illede mecliste isteyince her ne kadar Yaşar abi istemese de,birilerinin zoruyla meclise gitti ve hatta yaptığı iyilikler sayesinde hesapta olmayan, bir kaç kişiyide kendisi ile meclise götürdü. Sonra Yaşar abinin yerine başkaları geldi, onun yokluğunu aratmadılar, devam ettiler ve hala şifa dağıtmaya devam ediyorlar, KİMDİR BULAR?” Onada geleceğim, Doktor Mehmet Pirim'in hakkı üzerimde kalmasın, onu da dile getireyim. Sonra datayı geçiş yapayım...

        DOKTOR MEHMET PİRİM

      Yetmişli yıllardan sonra, askeri doktorlar Doğubayazıt'a hakim oldular, her bir sokakta bir askeri doktorun muanehanesi vardı. İsimlerini çok iyi hatırlıyorum ama, yazmama da gerek yok.

           Doktor Mehmet Pirim adında bir Erzurum'lu ağabeyimiz, solcu, devrimci, demokrat olduğu için Demirel hükümeti iktidara geldiğinde Yozgat'a sürgün edilmişti. O da Yozgat'a gitmemek için istifa etmişti ve Doğubayazıt'a geldi 14 nisan caddesinde kendisine yer buldu, muanehane açtı. Devrimciliği ötesinde de Kürt'tü. Her kes kendisine yardımcı oldu. Dükkan konusunda Rahmetli Asım Aladağ hem Çağrı Gazetesini çıkartıyordu, hem de o zaman ki, demokrat, solcu, diye geçinen CHP'nin ilçe başkanlığını yapıyordu. O dükkan sahibini buldu, dükkan işini haletti. bir askeri doktorun tayini çıkınca, onun yanına gittiler malzemesini satın almak için, askeri doktor çok para isteyince malzemelere, (Galiba birazda Mehmet Pirim'e gıcık kaptı) Mehmet Pirim'de doktora hitaben siz bu malzemeleri götürecekseniz, kullanacaksanız amenna, ama işinize yaramıyacaksa zaten yeterince eskimişler, bunların üzerinde yeterince para kazanmışsınız, olurunu söyleyinde alalım” deyince askeri doktorun cevabı gecikmedi:

          Sen para kazanmıyacakmısın, para kazanmıyacaksan neden bu malzemeyi alıyorsun o zaman?” dedi ve Mehmet Pirim'den cevabını aldı, Hayır benim para kazanmak gibi bir derdim yok, otel param, yemek param, yanımda çalışacak olan arkadaşın maaşı,kiram çıksın, benim açımdan yeterlidir” Asım Aladağ araya girince malzemeler alındı, Meryemana caddesindeki malzemeleri 14 nisan caddesine taşıdık.

Askeri doktor bir hafta sonra gelip parasını alacaktı ki, Mehmet Pirim'e ‘gelip göreceğiz bu işi para için yapıp yapmadığını' o da güldü geçti. Mehmet Pirim muanehaneyi açtı, gelen hastalara, hasta sahiplerine muaneden sonra paralarının olup, olmadığını sorardı, bazı duyarlı insanların dışında kim diyecek, benim param var. Param yok, diyenlere birde ilaç parası veriyordu, askeri doktor parasını almaya gelince, görür ki,Mehmet Pirim para almadığı gibi birde bazılarına ilaç parası veriyor. Alacağı paranın yarısını alır ve Mehmet Pirim ile helallaşır gider. Mehmet Pirim çalıştı devam etti, Demirel takla attı, yerine Ecevit gelince tekrar eski görevine yani Erzurum'a geri döndü...

           Ben Rahmetli Asım Aladağ, Mehmet Selki, İlhan Aladağ, Fevzi Yardımcı Mehmet Pirim'in kapısında oturmuş çay içip Kürtçe sohbet ediyorduk. Mehmet Pirim'e bir soru sordum;

              Mehmet abi, kusura bakma gider ayak sana bir şey soracağım, dediğimde, tabi ki, istediğiniz kadar bana soru sorabilirsiniz. Bizim Doğubayazıt'tan hiç fazla okumuş çıkmamış, hele doktor hiç yok” çok oturaklı ve güzel bir cümle ile cevap verdi:

Ben gidiyorum, gene geleceğim,bu memleket özverili, mert, yürekli, hiç bir şeyiniz olmazssa dahi baş ucunuzda Ehmede Xanı, karşınızda Heybetli Ağrıdağı ve gönlünüzün sultanı İshakpaşa sarayı var. Şuna inanıyorum ki, en kısa zamanda Doğubayazıt öyle okumuşlar, öyle doktorlar, öyle bilim adamları çıkartacak ki, her kes buna şaşıp kalacak. Bir kere Doğubayazıt kendi başına bir ekoldur. Baksana hiç bir faşist burda barınabiliyormu?” Aradan zaman geçti, dediğide çıktı. Çok şükür şimdi bir sürü doktorumuz, okumuşumuz var artık. Bunları dile getirmekte bize düşer, diye düşündüm ve yazdım...

             O Zaman bu günkü gibi araç yoktu, Mehmet Pirim Dağlarağası ile yolculuk yaparken (Bilet parasınıda rahmetli Osman Eryılmaz amca almadı.) Doğubayazıt halkı bir kaç arabanın dışında at arabaları ve faytonlarla Doğubayazıt'ın çıkışına kadar uğurladılar. Mehmet abi yaşıyorsa Allah uzun ömürler versin, yaşamıyorsa da, Allah gani gani rahmet eylesin. Onu da unutmadık, o da kalbimizde yer etmiş.

         DOĞUBAYAZIT'IN DOKTORLARI

PROF.DR.ÇETİN KOTAN,(Van)

OP.DR.AHMET KOÇ, (Van)

DR.ABDURRAHMAN SAFSİN, (İstanbul)

DOÇ.DR.MAHMUT İLHAN BEYAZIT, (İstanbul)

OP.DR.BÜLENT KOÇ, (İstanbul)

DR.M.FATİH ÖZBAY, (Van)

DR.ESRA KIZILDAĞ, (Van)

DR.RIZA TAN,  (Doğubayazıt)

DR.ZEKİ EVLİYAOĞLU, (Van)

DOÇ.DR.MUSA ŞAHİN, (Van)

OP.DR.ÜMİT HALUK İLİKLERDEN, ((Van)

OP.DR.BARAN BARİ İLHAN, (Van)

DR.M.AKİF ALADAĞ,   (Eskişehir)

DR.HALİT ALADAĞ       (Erzurum)

DR.AHMETŞAH KOLAN (İstanbul)

DR.TURAN TAN

DR.DİCLE TEMTEK  (Şırnak)

DR.AKİF ŞAHİN     (Iğdır)

             Güler yüzleri ile,mesleklerine olan bağlılıkları ile,Doğubayazıt'ın kendilerine bağış ettiği örf ve adetleri ile bir başkadır benim Doğubayazıt'lı tabibim.Hastalarının yanlarına vardıklarında,hastaya gösterdikleri yakın ilgi,güler yüzleri zaten bir ilaç gibi geliyor.Hiç unuturmuyuz Van depremini,hiç unutlurmu o insanlarımızın kış ortasında yaşadıkları felaketi.O insanlarlan beraber oldular,ne bir yere gittiler,ne bahane uydurup izin aldılar.Hastaneden,hastaneye,çadırdan konteynere,köyden,kente her yere kimin ne derdi varsa,sorunu varsa o çetin kışa aldırmadan,yollara düştüler.

          Prof.Dr.Çetin Kotan ve Op.Dr.Ahmet Koç'un o an ki,hallerini resimleştirip,arşivime koydum.O zaman sormuştum;

           Sakal size çok yakışmış,”

            Bize sakal yakışsın diye,bırakmadık,vakitsizlikten ve yastan bıraktık bu sakalları, Fırat'ım” demişlerdi.

              Aradan zaman geçmesine rağmen Çetin Hoca ile Ahmet hocanın yakınlarının düğünleri olmuştu, yaslıyız” deyip,düğünlere bile katılmamıştılar.

              Kime nasıl bakmışlar,nasıl bir başarı elde etmişler,kişilerin tek,tek isimlerini burada saymama gerek yok.Yada benim anlatmama hiç gerek yok.Çünkü her kes onları biliyor,herkes onlarlan gurur duyuyor.

             Bundan yıllar evvel Prof Çetin Kotan İstanbul'da görev yapıyordu.Aynı semtte oturduğumuz için devamlı görüşür,bir araya gelirdik.sohbetlerimizde hep Doğu'yu ele alırdık.Bir gün oturmuş ve kararını vermiş,her kes Doğu'dan kaçarken,hatta tayini çıkan doktorların çoğu gitmemek için istifa bile ediyorlardı.Çetin hoca konuyu açtı ve ‘Ben Doğu'ya gitmeye karar verdim.' Dedi ve ben de ‘İlhai hoca herkes doğudan kaçıyor sende doğuyamı gideceksin?' dedim.Bir de baktım uğraşmış,etmiş,edinmiş tayinini Erzurum'a çıkartmış,Erzurum'dan sonrada Van'a geçti.On beş yıldan fazladır Van'da görev yapıyor.Çetin Hoca kendisi ile birlikte bir sürü Doktor'uda Doğuya çekti.O gün,Bu gündür Doğu'da görevini başarı ile yürütüyor,Beyin Cerrahlığın dışında Hastane baş tabipliği,Van Tabipler odası başkanlığınıda yürütmekte.Çok çalışıyor,başarılarına başarı katıyor,yoruldum,bittim,izni hakettim,gibi bir şikayetide yok.O halkını seviyor,halkıda onu seviyor.

             PROF.DR.ÇETİN KOTAN VE OP.DR.AHMET KOÇ ÇOK İYİ İKİLİ

           Prof.Dr.Çetin Kotan Van'a geçtikten sonra,Op.Dr.Ahmet Koç'ta geçti Van'a,Hatta Doç.Dr.Mahmut İlhan Beyazıt'ta Van'a geçti,ama Mahmut İlhan Beyazıt bazı nedenlerden olsa gerek Van'da fazla kalmadı.Çetin Hoca ile Ahmet Hoca çok iyi bir ikili oluşturdular.Hatta diyebilirim,ayrılmaz ikili oldular.İnsanlarımızın sağlık sorunu oldu mu?, Van,Prof.Dr.Çetin Kotan,Op.Dr.Ahmet Koç onların vazgeçilmez iksirleri olmuşlar.Gitmeden hocaları ararlar,hiç tereddütsüz bir cevap alırlar, hemen gelin” derler.Gidenler ile ilgilenirler,ellerinde ne gelse yaparlar.

             Prof.Dr.Çetin Kotan,Op.Dr.Ahmet Koç bazen bu konudaki yazılarımdan dolayı sitemlerini dile getirirler.'Doğubayazıt'ın doktorları yalınız biz değiliz ki,diğer arkadaşlarımızın da, çok emekleri vardır,onlara neden hiç dokunmuyorsun?,'diye beni ikaz ettikleride olmuştur.Ben bu konulara değindikçe Prof.Dr.Çetin Kotan bana kızıyor,Op.Dr.Ahmet Koç ise hoşgörülü davranıyor.Ve Çetin hocayı biraz daha kızdıralım,yazıyı okuduktan sonra arar,yine sitemkar sözlerlen başlar:

          Fırat,sen bizden ne istiyorsun,neden bizi rahat bırakmıyorsun,neden bırakmıyorsun işimizi yapalım?,diye söylenir durur.

          Prof.Çetin Kotan'a da hak vermemek elde değil,biz onun bu fedakarlığını yazarken,o gündeme geldikçe,birileride onu rahat bırakmıyor.Çeşitli siyasi partilerden kendisine teklifler gelir,onuda Yaşar Eryılmaz gibi meclise çekmeye çelışıyorlar.Bunu defalarca Çetin Hoca ile konuştuk, Milletvekili olmaya niyetin varmı?” diye.O bu konuya kaç kez oldu,bizlere aktardı;

             Ben böyle daha rahat ve daha mutluyum.Siyaset bana göre bir iş değil.Halkımlan mutluyum,onları Tabipliğimle daha mutlu ettiğimi ve faydalı olduğumu düşünüyorum,ama siyaset benim için daha erken,tabi ki,halkımız uygun görürse,yerimizi dolduracak kardeşlerimiz olursa,eğer Meclise gidipte faydalı olacaksak neden olmasın,ama dediğim gibi şimdilik erken,”diyor ve başka bir şey demiyor.

                En son Ağrı Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Aleattin Aslan'ın kardeşi bir saldırıdan dolayı ağır yaralanmıştı,Durumu kritik,diye Van'a havale etmişlar.Ben de durmu öğrenmek için,Başkan Aslan'ı aradım,Çetin hoca ile Ahmet hocayı , aramamı istermisin?,diye sordum.Aman,dedi ve devam etti:

       Allah Çetin Hocadan,Ahmet hocadan ve diğer hocalardan bin kere razi olsun.Öyle bir ilgilendiler ki,o kadar olur.Bu gibi durumlarda onları kimsenin aramasına gerek yok,her kes onlar için eşittir,ellerinde ne geliyorsa yapıyorlar.Allah onları başımızdan eksik etmesin.Kardeşimlen o kadar ilgilendiler ki,çocuğun durumu çok iyi,onlar bizim için bulunmaz nimmettirler,Allah yollarını açık etsin,” dedi ve bana da tekrar geçmiş olsun demek düştü.

          Doğubayazıt'ın doktorlarından sonra,Doğubayazıt'ın sanatçılarına,yani dengbejlerinide dile getireceğiz.Doğubayazıt'ın Maşallahı var,son yıllarda baya üretken olmuş.Gel de Doktor Mehmet Pirim'e hak verme.Doğubayazıt'ımızın altın sesli,kendisini yalınız Türkiye'de değil,Türkiye dışında da kabul ettirmiş,ses sanatçısı arkadaşlarımız,dostlarımız,kardeşlerimiz var,hatta bu konudaki,yazıma rahmetli Cesim Bager ile başlıyacaktım.Onunla bu konuda çok konuşmuştuk.Ama ömrü vefa etmedi,genç yaşta aramızdan ayrıldı,yinede Cesim aramızda,kalbimizde,gönlümüzdedir.

            Doğubayazıt artık kendi başına bir ekol olmuş,Okumuşu,şairi-yazarı,gazetecisi,doktoru,avukatı,mühendisi, v.s.oldukça fazla olmuş.Faydalı olanları yazıp gündeme getirmekte bize düşer.

   SANATÇILARIMIZLA BULUŞMAK ÜZERE.....

 



serkan topçu
20.12.2014 23:54:45
Uz.Dr.Serkan TOPÇU. Mardin Devlet hastanesi. listedeki isimlere bakınca hekimlik hizmetini memleketinden uzak icra edip yazılmayan ne çok hemşehrim var. bizde bu listede olmak isterdik.

İbrahim Teker
11.01.2015 21:51:41
Sayın Fırat Beyazıt Gazetenizde Doğubeyazıtlı doktorlar listenizi görünce açıkçası size bir mesaj yolama ihtiyacı his ettim. Gırgopa köyünden dünyaya gelip ilkokulu gırgopa köyünde , orta okul ve lise eğitimimi Doğubeyazıtta tamamladıktan sonra Atatürk üniversitesi tıp fakültesindeki öğrencilik yıllarımda ve de İstanbul Haseki Eğitim ve araştırma hastanesindeki genel cerrahi asitanlığımı yaptığım yıllarda her karşılaştığım hemşeherilerime büyük bir zevkle ilgilenmeye çalıştım daha sonra genel cerrahi uzmanı olduktan sonra bir süre Adanada çalıştıktan sonra yaklaşık 20 yıldan beri önce Viranşehir ilçesi ve sonrasında ise Şanlıurfa merkezde olmak üzere yaklaşık 20 yıldan beri Güneydoğu bölgesinde hizmet etmeye devam ederken her nekadar yılda iki üç kez bizzat oralara geliyor isem de sizin gazetenizin ve Diğer tüm doğubeyazıt basınından Doğubeyazıt ve bölge haberlerini de büyük bir zevkle takip etmeye çalışyorum . Başta Gazeteniz yazarlarından Mehmet Koç ağabeyim olmak üzere hepinize ve tüm dost ve arkadaşlara selam saygi ve sevgilerimi sunuyorum Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Op.Dr.İbrahim Teker Genel Cerrahi Uzmanı

  • BIST 100

    9367,77%3,72
  • DOLAR

    34,47% 0,05
  • EURO

    36,42% 0,21
  • GRAM ALTIN

    2956,00% 0,72
  • Ç. ALTIN

    4956,37% 0,55

Egazete


  • Cuma 7.8 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 9.9 ° / 0.8 ° Güneşli
  • Pazar 9.1 ° / 0.9 ° false

Ağrı

22.11.2024

  • İMSAK 06:23
  • GÜNEŞ 07:53
  • ÖĞLE 12:55
  • İKİNDİ 15:25
  • AKŞAM 17:48
  • YATSI 19:12