Tarih: 23.06.2015 13:51

DÜNDEN BU GÜNE DOĞUBAYAZIT´IN DOKTORLARI (2)

Facebook Twitter Linked-in

        Bundan bir süre evvel ?Dünden bu güne Doğubayazıt´ın Doktorları? adı altında bir yazı kaleme almıştım.

Adını, yerini-yurdunu bildiğim bütün Doktor hemşerilerimizi yazmış, dile getirmiştim.

Hatta sağolsun bu konuda Sevgili dostum, Op.Dr.Ahmet Koç bana çok yardımcı olmuştu.

Diğer bir kaç yere baş vurduğumda net bir bilgiye ulaşamadım, elimde olan bilgileri siz sayın okurlarımıza iletmiştim.

Ancak yazı yayınlandıktan sonra,bir kaç doktorumuz daha mesaj attı,yada aradılar. Benim onların da bir Doğubayazıt´lı olarak şifa dağıttığından kuşkum yok, ancak bağışlasınlar, onlar hakkında bilgim yoktu. Umarım bu gibi durumlarda İstanbul´da bulunan BAY-DER´e yani Doğubayazıt´lılar Derneğine kayıtlarını yaptırsalar, hem biz haberdar oluruz, hem de onlar bizden haberdar olurlar.

          Evet ne demiştik? Doğubayazıt´ın Doktorları, Doğubayazıt´ın hekimleri, gün geçmiyor  onların  verdikler şifa, oldukları deva hakkında güzel duyumlar almıyalım.

Onların bu başarılı çalışmalarını duydukça bir Doğubayazıt´lı olarak gururlanıyorum, gurur duymaklanda haklıyım.Yalınız mutlu olan gurur duyan ben değilim, tüm Doğubayazıt´lı, Ağrı´lı, Parnos´lu, Diyadin´li, Eleşkirt´li, Hamur´lu, Tutak´lı,Taşlıçay´lı, Iğdır´lı onlarla gururlanıyor. Şifa dağıttıkları her hastanın duaları onların üzerinde eksik olmuyor.

         Doğubayazıt büyüdükçe okumuşlarıda çoğalıyor.Bunların başında da  en faydalı olan hekimler,doktorlar  geliyor. Doktorsuzluktan az mı öldü Doğubayazıt´ımın insanı.? Doktorsuzluktan, hocaların okumaları, koca karı ilaçları neydi o günler? Aklıma geldikçe kahroluyorum..

       PROF.DR.ÇETİN KOTAN´I İKNA ETMEK ZOR!

             Seçimler yaklaştığında, her kesimden, her partiden birileri Prof.Dr.Çetin Kotan´ın kapısını çalarlar, Milletvekilliğine aday olması için ısrar ederler. Oda mesleğini çok sevdiğini, doktorluk yaparak halkına daha faydalı olduğunu beyan ederek, gelen teklifleri geri çeviriyor.

         Gerçekten de Çetin hoca hekimlik mesleğini sevdiği kadar,bir o kadar da halkını seviyor.Van´daki depremde Op.Dr.Ahmet Koç ile birlikte çok iyi bir ikili oluşturdular. Yanlarına Op.Dr.Ümit Haluk İliklerden, Op.Dr.Baran Bari İlhan, Dr.Zeki Evliyaoğlu, Doç.Dr.Musa Şahin, Dr.Esra Kızıldağ,Dr.M.Fatih Özbay´ıda alarak Van´daki depremzedelere merhem oldular.

Yılmadılar, kaçmadılar, bahane uydurup, izine ayrılmadılar, gecelerini, gündüzlerini bir edip, hastane, hastane koşuşturdular.

Çadırlara gittiler,kışa inat,yolları yarıp köylere ulaştılar.Tabiki adını sayamadığım bir sürü doktor arkadaşlarınında büyük katkısı vardır,Çetin hoca ile Ahmet hoca bağışlasınlar,yine bizi yazmış,diğer arkadaşlardan söz etmemiş,diye,bilgiler elime ulaştıkça,yazıyorum,parantez içerisinde ?hepinizi çok seviyorum?

          Van´da görev yapan Prof.Dr.Çetin Kotan ile Op.Dr.Ahmet Koç bu ağır yükü hala başarı ile taşıdıklarını,her zaman insanlar tarafından anıldıklarını,söylemeden geçemiyeceğim.Tabi ki,diğer branjlarda görev yapan Doktor arkadaşlarımızda her kesin hayır-duasını alıyorlardır bundan hiç şüphem yok.Türkiye´nin her yerinde şifa dağıtan,her kesin derdine derman olan,tüm Doğubayazıt´lı Doktorları,hekimleri kutluyorum,her zaman başarılarının devamını diliyorum.Şimdi bana ulaşan mesajları ve eksik yazdığım doktorlarımızında isimlerini yazarak siz sayın okurlarımızlan paylaşmak istiyorum.

MESAJLAR:

     Listedeki isimlere bakınca hekimlik hizmetini memleketinden uzak icra edip, yazılmayan ne çok hemşerim var. Bizde bu liste de olmak isterdik.

UZ.DR. SERKAN TOPÇU Mardin Devlet Hastanesi

     Sayın Fırat Beyazıt Gazetenizde Doğubayazıt´lı  Doktorlar listenizi görünce açıkçası size bir mesaj yollama ihtiyacını his ettim. Gırgopa köyünden dünyaya gelip, ilkokulu Gırgopa köyünde, orta okul ve lise eğitimimi Doğubayazıt´ta tamamladıktan sonra, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesindeki öğrencilik yıllarımda ve de İstanbul İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ki, Genel Cerrahi asistanlığımı yaptığım yıllarda her karşılaştığım hemşerilerime büyük bir zevklen ilgilenmeye çalıştığım,daha sonra Genel Cerrahi Uzmanı olduktan sonra bir süre  Adana´da çalıştıktan sonra, yaklaşık 20 yıl dan beri, önce Viranşehir ilçesi ve sonrasıda ise Şanlıurfa merkezde olmak yaklaşık 20  yıldan beri Güneydoğu bölgesinde hizmet etmeye devam ederken,her ne kadar yılda iki-üç kez bizzat oralara geliyor isem de  sizin gazetenizin ve diğer tüm Doğubayazıt basınından  Doğubayazıt ve bölge haberlerini de büyük bir zevkle takip etmeye çalışıyorum.Başta Gazeteniz Yazarlarından Mehmet Koç ağabeyim olmak üzere hepinize ve tüm dost ve arkadaşlara selam diliyorum.

OP.DR. İBRAHİM TEKER Genel Cerrahi Uzmanı.

     Bende hocalarımıza kendi adıma, Gazetemiz adına, ve tüm Doğubayazıt´lılar adına selam ve sevgilerimizi iletiyor,başarılarının devamını diliyorum.Ancak Doğubayazıt´a geldiklerinde Gazetemizin kapısı her kese açık olduğu gibi kendilerinede kapımız sonuna kadar açıktır,buyursunlar gelsinler bekliyoruz.Başımız üstünde yeriniz var.

DOĞUBAYAZIT´IN DOKTORLARI

Doç.Dr.Yaşar ERYILMAZ           (Ankara)

Prof.Dr.Çetin KOTAN              (Van)

Op.Dr.Ahmet KOÇ                   (Van)

Dr.Abdurrahman SAFSİN       (İstanbul)

Doç.Dr.Mahmut İlhan BEYAZIT  (İstanbul)

Op.Dr.Bülent KOÇ             (İstanbul)

Uz.Dr.Serkan TOPÇU        (Mardin)

Op.Dr.İbrahim TEKER    (Şanlıurfa)

Prof.Dr.Arif ALADAĞ      (Malatya)

Dr.İsmet KAYA              (İstanbul)

Dr.Bilal KARA       (?)

Dr.Aziz KAYA      (İstanbul)

Dr.M.Fatih ÖZBAY   (Van)

Dr.Esra KIZILDAĞ     (Van)

Dr.Rıza TAN           (Doğubayazıt)

Dr.Burhanettin KAYA  (Almanya)

Dr.Zeki EVLİYAOĞLU        (Van)

Doç.Dr.Musa ŞAHİN    (Van)

Op.Dr.Ümit Haluk İLİKLERDEN   (Van)

Op.Dr.Baran Bari İLHAN      (Van)

Dr.M.Akif ALADAĞ          (Eskişehir)

Dr.Halit ALADAĞ           (Erzurum)

Dr.Ahmet Şah KOLAN   (İstanbul)

Dr.Turan TAN          (?)

Dr.Dicle TEMTEK       (Şırnak)

Dr.Akif ŞAHİN            (Iğdır)

Uz.Dr.Osman Okan OLCAYSU         (?)

Dr.Elif OLCAYSU            (?)

Dr.Çetin SALMAN        (?)

       Güler yüzleri ile mesleklerine olan bağlılıkları ile,Doğubayazıt´ın kendilerine bağış ettiği örf ve adetleri ile bir başkadır  benim Doğubayazıt´lı tabibim,hekimim,doktorum.Hastalarının yanlarına vardıklarında hastalara  gösterdikleri yakın ilgi, alaka ve o güler yüzleri hastalara başı başına bir ilaç gibi geliyor.

        İşte bunlardır Doğubayazıt´ımın beyaz melekleri...

       Çok eskide dinlediğim Kürtçe artık gerçekmi,hikayemi? Bilmiyorum ama,bildiğim bir şey var,anlatılan o kadar çok hoşuma gitmiş olacak ki,yıllar geçmiş hala unutmamışım.

        ÇOK ŞÜKÜR KÜRT´TEN DE DOKTOR ÇIKMIŞ!...

             Eskiden çok zulümkar bir ağa varmış, ağa kendi çocuklarının dışında  hiç kimsenin çocuklarını ne okutur, ne de okumlarına izin verirmiş. Ağanın yanında kahyalık yapan Reşo ve cariyelik yapan Reşo´nun eşi Xecı varmış. Reşo ile Xecı´nın 7 kızı tek bir oğulları varmış. Oğlan tek olunca üzerinde çok titrerlermiş.Xecı uyanık bir kadınmış,ağa okullar açıldığı zaman çocuklarını kasabaya yollar,okullar kapandığı zamanda köye gelirlermiş. Xecı ikide bir ağanın hanımına sorarmış, ?hanımım çocukları nereye gönderiyorsunuz,kış olur giderler,yaz olur gelirler?? hanım başlar Xecıye anlatmaya:

         ?Mektebe gidiyorlar? Xecı meraklan, ?o da ne?? Xanımı devam ediyor, ?okul okuyorlar,doktor oluyorlar,hakim oluyorlar,ne bileyim komutan oluyorlar? Xecı, peki xanımım çok paranız gidiyormu? Xanımı yanıtlıyor,  hayır paramızın gittiği yok,devlet okutuyor.Xecı, peki biz niye çocuklarımızı okutmuyoruz, hanımı Xecı´yı azarlıyor,bağırarak ?sus ağan duymasın,senide,benide keser.Ancak ağa çocukları okula gider,siz kimsiniz ki,sizin çocuklarınız mektebe gitsin.Xecı akşam evine gittiğinde kocası Reşo´yu karşısına alıyor, ve anlatıyor, ?bizde Ahmet´i mektebe verelim,tek oğlumuzdur,okusun komutan olsun,? Reşo ağadan korktuğu için Xecı´ye kızar,Xecı ısrar eder,Reşo, peki nsaıl götürecen,ağa görür yada duyarsa sonumuz ne olur? Xecı planlarını anlatır, ?bak herif biz Ahmet´i saklarız,mezara gider bir taş koyarız,Ahmet öldü deriz.Benim de üzüntüden yatalak olduğumu söylersin,dağ-taş,bayır aşarım Ahmet´imi şehre götürür mektebe veririm.Reşo şart koyar, eğer okuyup  komutan olacaksa tamam,olmuyacaksa ben ağaya söylerim.Xecı,tamam dediğin olsun,o ara Reşo vazgeçiyor,yok komutan olmasın,nahiye memuru olsun, Xecı ona da tamam,der.Reşo gene vazgeçer,yok nahiye memuru olmasın,komutan olsun ki,ağanın zulümüne son versin,Xecı ona da,tamam, der.Reşo gene vazgeçiyor, yok nahiye memuru olsun ki,bize bolca toprak versin.Xecı Reşo´nun her dediğini yapıyor,akşam mezarlığa gidip bir taş gömüyorlar,ağaya Reşo ve Xecı´nın tek oğulları olan Ahmet ölmüş ve götürmüş gömmüşler,derler ağanında pek umurunda olmamış, ölmüşse,ölmüş ne yapalı,der geçiştirir.

                   Sabah olur,Xecı üç yaşındaki Ahmet´ini sırtına bağlayıp,dağ-taş,bayır aşıp,şehre varıyor,sorup,soruşturuyor,birileri yardımcı oluyor,Ahmet´i Devletin yatılı okuluna veriyor,yetkililerede durumu anlatıyor,Ahmet´i önce Allaha,sonrada yetkililere teslim edip,köye dönüyor.

          Aradan yıllar geçiyor,Xecı her gün Ahmet´in yolunu gözlüyor.Onların yan köyde bir kadının çocukları olmuyormuş,yıllar sonra bir çocukları dünyaya geliyor,ama hep hasta,Hocaya gidiyorlar,koca karı ilaçları para etmiyor,tarlada çalışırken,Xecı´ye dert yanıyor,Xecı ona yolu gösteriyor, ?al çocuğunu şehre doktora götür,onu doktor kurtarmasa kimse kurtarmaz yoksa ölür?der,kadın şaşırır Xecı ona yol gösteriyor,kadın çocuğunu sırtlayıp,kasabanın yolunu tutuyor.Kasabaya indiğinde sorar,soruşturur ve hastaneyi bulur.Doktor hemen gelir çocuğa bakar,gerekli müdahaleyi yapar ve çocuk iyileşir.Kadın cebinde 25 kuruş çıkartıp doktora verir,kusura bakma doktor kefenim olsun başka param yok, doktor almaz ve biz mecburuz insanlara bakmaya,bizim maaşımızı devlet veriyor,der.Kadıncağız bu sefer bir 25 kuruş daha çıkartıp doktora vermeye çalışıyor,yine kefenim olsun başka param yok,der.Doktor elini kadının omuzuna koyarak;

        ?Anam-bacım biz vatandaştan para almak için doktorluk yapmıyoruz,devlet bize bunun için para veriyor,der ve kadının hangi köyde olduğunu sorar,kadın köyünü söylüyünce, doktor sizin yanınızdaki falanca köy bizim köyümüzdür,orada babam,annem,kardeşlerim yaşıyor,diyince kadın şaşırır,annesini ve babasını sorar,Reşo ve Xecı´nın oğluyum ben,der,kadın iyice şaşırıyor,  ?Oy Allaha kurban olum,Kürt´tende doktor çıkmış,der hem beni buraya gönderen de senin annen,der? doktor anneme,babama,kardeşlerime selam götür,en kısa zamanda gelip onları alacağım.

         Kadıncağız sevinçli bir şekilde yola koyulur.Ahmet askerlik vazifesi için müracaat eder,en kısa zamanda gün alıyor,tabip subay olarak askerlik görevine başlar.Babasını köyüne haber yollar,ağaya söyleyin köyü ziyarete geleceğim,der.

       Ağa köyü seferber eder,hazırlıklar başlar,Ahmet bir kaç askerlen köye iner.Ağa Ahmet´i karşılar ve Ahmet´in babası olan Reşo´u çağırır.Ağa Ahmet´in atının başını tutar ve Reşo´ya, eğil de komutan sırtına basıp yere insin,der.Ahmet, hayır ağa ben o adamın ancak elini,ayağını öperim,onun sırtına değil,senin sırtına basıp yere inmek istiyorum.Ağa şaşırıyor, ben ağayım o marabamdır komutan sen şaşırdınmı.Ahmet, ben şaşırmadım,çünkü ben o adamın öz, ve öz oğlu Ahmet´im,der.Ağa duyduklarına,gördüklerine inanmıyor,hatta inanmak bile istemiyor.Ama sen ölmüştün?,Bütün gerçekleri ağaya anlatıyorlar,Ahmet annesine,babasına,kardeşlerine sarılır ve ağanın evinin yerine babasının evin gider,bir kaç gün geçmeden bütün ailesini toparlayıp yanına alıyor,talımat veriyor,bütün köyün çocukları artık okula gitmeye başlıyor.

          Bende Reşo gibi,Çetin Hocaya diyorum ki, ?Hocam seni Sağlık Bakanı yaparlarsa, bende sana danışman olursam, siyasete gir, ama seni milletvekili yapıpta Sağlık Bakanı yapmazlarsa hiç bu işe girme ve bulaşma ?Nasıl fikir ama?..

Evet kadıncağızın dediği gibi,

ÇOK ŞÜKÜR DOĞUBAYAZIT´TAN ÇOK DOKTOR ÇIKMIŞ.

      Sevgili kardeşim Cevat İSSİ´den bir fikir edinmek için ofisine gittim, sohbetimiz sırasında Reşo ile Xece´yi Cevat İssi´ye anlatırken, baktım gözleri doldu, ?madem duygulandın, durda flaşdiski takayımda yazının tamamını oku? dedim,  Cevat İssi hem okudu,hem ağladı, sonrada gözlüğü indirip masaya fırlattı, vay be abi insanlarımız neler çekmiş, çok güzel yazmışsın eline, yüreğine sağlık.

       Evet insanlarımız çok çekmişler ve halada çekmektedirler.Bizede yazmak,bunları gündeme getirmek düşüyor.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —