Bu şehrin temel sorunlarından biri de kirliliktir.

Kabul edelim ki havamız, suyumuz, toprağımız temiz değil.

Öyle bir kirletiliyor ki şehrimiz, kirletenler sanki bu sokaklarda, bu mahallelerde, bu şehirde yaşamıyor.

Bir insanın, evi kadar zaman geçirdiği ortamı kirletmesi için deli olması gerekir.

Deli değiliz ama kirletme alışkanlığımızdan bir türlü vazgeçemiyoruz.

Vazgeçemeyince sağlığımızı etkileyecek düzeyde riskli bir ortamda yaşıyoruz.

Eminim ki başta kanser ve kalp krizi gibi şehrimizde yaygın olan tehlikeli hastalıklar da yaşadığımız kirli koşullardan oluşuyor.

Belediye Temizlik Ekipleri her gün sokakları temizliyor atıkları bertaraf ediyor ama ne yazık ki temizliğin üstünden henüz saatler geçmeden şehrimiz yine kirleniyor.

Onların da çabaları, kirletme alışkanlığının tümü ile ortadan kalkmasına yetmiyor.

Kişi başına neredeyse günlük 2 kiloya yakın bir çöp üretiliyormuş.

Bütün enerjimizi çöp üretmek için harcıyormuşuz meğerse?

Günde iki kilo çöp üretmek, az bir oran değil.

Ayda 60 Kilo,

Senede 720 Kilo çöp üretmek demektir.

Atık sular ve molozlar buna dâhil değil tabi.

Bu, sadece gündelik ihtiyaçların gidermesi sonucu ortaya çıkan oran.

Bu rakamlara bakıldığında ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor;

Aşırı derecede tüketim ve israf söz konusu.

Yerinde geri dönüşüm kültürü ise hemen hemen yok.

Hal böyle olunca ortaya ciddi manada bir kirlilik çıkıyor. (RECEP KAVUŞ)