Balık Gölü, Ahmede Xani, Keşişin bağı, Arzep çeşmeleri ve çayır-çimen sezonu tamamen piknikçilerin hizmetinde.
Yani anlayacağınız şehirde bunalan hemşerilerimiz, kendilerini Doğubayazıt çevresindeki bu piknik alanlarına atmaya başlıyorlar.
Buraya kadar çok güzel.
Bundan daha doğal bir şey olamaz.
İsterseniz bir de madalyonun öteki yüzüne bakalım.
Şahsen piknik alanlarına gittiğimde ya da bu alanların çevresinden geçerken gördüğüm manzaradan dolayı gerçekten hüzün duyuyorum.
Çünkü hemşerilerimiz mangallarını yakıyorlar, kebaplarını pişirip yiyip içtikten sonra çöplerini sağa sola atıp ya da olduğu gibi bırakıp oracıktan ayrılabiliyorlar.
Şahsen bu sorumsuzluğu Doğubayazıt’lı hemşerilerime hiç yakıştıramıyorum.
Belki bir hafta sonra yine gelecekleri bir yere bile, hiç sorumluluk duymadan her türlü çöp ve atıkları atıp gidebiliyorlar.
Daha sonra aynı yere geldiklerinde ise pislikten yakınıyorlar. Doğubayazıt’lıya yakışmayan bir davranış biçimi.
Sevgili okuyucular, piknik alanları hukuken kimsenin sorumluğunda değil ki, birileri sonradan gelsin bizim bıraktığımız çöpleri ve çevreye serpilen siyah poşetleri toplasın götürsün.
Görüyorsunuz şehir merkezinde bile çöpler vatandaşlar tarafından sağa sola rast gele atılıyor, köylerde yığınla çevre sorunları yaşanırken, piknik alanlarının temizliğini belediyeden, valilikten, ismini bile zor telafuz ettiğimiz il çevre ve orman müdüründen veya başka kişi, kurumlardan bekleyemeyiz ki…
Bu nedenle piknik alanları gibi umuma ait yerler, vatandaş olarak öncellikle bizlerin sorumluluğu altındadır.
Çünkü konu temizlik olunca hepimiz ilgilenmek durumundayız.
Diğer taraftan önemine istinaden özellikle Ahmed-e Xani çevresinde yeterli miktarda kamelyalar yapılıp buralara beton mangallıklar da pek ala konulabilir. Böyle bir çalışma Ahmed-e Xani için bir saygı belirtisi olmakla birlikte burada yapılacak piknikler de çok daha keyifli olur.
Aynı durum köyler için de geçerlidir. Doğubayazıt Kaymakamı köy muhtarlarını çevre temizliği konusunda talimatlandırırsa, önemli bir katkı yapmış olacaktır. Zira halen köylerde tehlike boyutunda çevre temizliği söz konusudur.
Dere kenarları hatta su havzaları tamamen pislik yuvası haline gelmiştir. Muhtarların çevre temizliği konusunda çok titiz bir çalışma içine girmeleri gerekir. Böyle devam ederse bir süre sonra çevre sorunları sebebiyle köylerde yaşam zorlaşır.
Sonuç itibariyle çevre hususunda muhtarlık hizmetlerine yeni bir boyut kazandırmak zorundayız.
Kaymakam bey biraz teşvik ederse muhtarlar da köylerde çöpleri belli bir yere toplama yoluna gidebilirler.