Emlak fiyatları % 100 oranında artarken konut kiraları da neredeyse aynı oranda arttı.
Korona bir tarafta üretimi, ekonomiyi ve yaşamı ciddi manada etkilerken, diğer bir taraftan da beraberinde hayat pahalılığını getirdi.
Yani yoksulluk, işsizlik ve ekonomik sıkıntı artarken bir taraftan da her şey zamlandı.
Tefeciler bayram ediyor.
Bu durum özellikle orta direk diye tabir edilen çoğunluğu ciddi manada etkiliyor.
Özellikle de kiracı durumda olanlar bu durumdan çok etkileniyor.
Doğubayazıt’ta en düşük kira neredeyse 500 lirayı buluyor.
Kenar semtlerde bile en düşük kira 300 civarında.
Tabi zamlar coştukça yoksul daha çok sıkıntıya düşüyor.
Korona adeta vicdanları da vurmuş.
Kira artışını mülk sahipleri bina fiyatları artışına bağlıyor.
Daire fiyatı 180 bin ile 450 bin fiyat arasında değişirken, konut sahipleri de kiraları bu doğrultuda arttırdı.
Mülk sahibi kira için “1-2 bin lira yetersizdir” diyor.
Utanmasalar 2 bin ve üstü kira bedeli isteyecekler.
180 bin nüfuslu şehirde bir yiğit çıkıp “korona var, işsizlik, yoksulluk var, ben kiraya zam yapmayacağım” demedi.
Bazı insafsızlar kiraya yıllık zam süresi dolmadan bile “ya evi boşatırsınız ya da kira bedelini artırırım” diyerek zam bile yaptı.
Gerçekten para söz konusu olunca ne vicdan ne merhamet kalıyor.
Evsiz vatandaş sokakta bile yatsa ev sahiplerinin umurunda değil.
Hiçbir zaman şehrimizde konut kiralarında bu denli büyük bir artış olmamıştı.
Tabi bu meseleyi sadece koronaya bağlamak da doğru değil.
Şehrimizdeki konut sorunu yanlış imar planlarından, konut açığı ve ateş pahası olan arsa fiyatlarından da kaynaklanmaktadır.
Yerel yönetimin öncelikle konut sorununu çözmek için ciddi adımlar atması gerekir.
Konut sayısı arttıkça inanıyorum ki hem konut fiyatları hem de kira ücretleri düşer.
Ama ne olursa olsun bu zorlu süreçte insanların barınma giderlerinin bu denli artması insafsızlıktan başka bir şey değildir.
Şehirde son 1 yıldır kiralar habire uçuyor ve uçmaya da devam ediyor.
Bu uçuşa acilen bir çözüm bulmak gerekir.
 (RECEP KAVUŞ)