Doğubayazıt doğduğum yer, anamın-babamın yurdu. Rahmetli anam ve babam Doğubayazıt’ta ikamet ederler. Kardeşlerimin çoğu Doğubayazıt’ta yaşamlarını sürdürürler.

          Doğubayazıt’ta yaşamak ve Doğubayazıt’lı olmak bir ayrıcalıktır. Biz Doğubayazıt’lılar her tarafa savrulmuşuz, gittiğimiz her yerde ekmek vermiş, aş vermişiz. Doğubayazıt’ın o güzel ismini yüceltmişiz, ne Doğubayazıt’, nede Doğubayazıt’lılara ihanet etmişiz.

        Çünkü biz şanı ile, dürüstlüğü ile, nandar bir milletiz. Çünkü biz Doğubayazıt’lıyız.

       Örnekler vermiş olsak,  Doğubayazıt’ı ve Doğubayazıt’lıları anlatacak o kadar güzel şeyler var ki, dilim vardıkça anlatmaya çalışacağım, bilene, bilmeyene..

         Geçenlerde tv. Kanallarını karıştırırken bir yarışma programına rastlandım. Baktım ki, Durmadan Doğubayazıt’ın ismi zikrediliyor, kanaldan ayrılmadım, seyire başladım. Giyimiyle, kuşamıyla, konuşmasıyla, ağırbaşlılığı ile Okan diye bir Doğubayazıt’lı kardeşimiz yarışmacıydı, iyide başarı gösterdi, memleketi sorulduğunda, gururlanarak, üzerine basa basa, ben Doğubayazıt’lıyım diyordu.Sunucu ısrarlan “neden ilinin ismini vermiyorsun da Doğubayazıt’lan ısrar ediyorsun?” sevgili kardeşimiz şu yanıtı verdi:

        “Özümüzle, sözümüzle biz Doğubayazıt’lıyız ve Doğubayazıt’lı olmaktan gurur duyuyoruz”

       O an sunucunun ağzına Doğubayazıt ismi dolandı durdu, her konuşmasında Doğubayazıt ismi geçmeye başladı. Ne yalan söyleyeyim, çok ama çok gururlandım bu kardeşimizle. Sağol Okan kardeşim.

         Eraslan ailesi Doğubayazıt’ın tanıtımı için yabancı ülkelerde getirdikleri ünlü mankenlerle İshakpaşasarayı’nda ve Doğubayazıt’ın çeşitle yerlerinde  çekimler yaparak, çeşitli etkinlikler düzenlediler. Doğubayazıt’ın güzelliğine güzellikler kattılar.Bu vesile ile Ahmet Eraslan ve Hkmet Eraslan’ı da kutluyorum, sağolsunlar bu duyarlıklarından dolayı.

          Sevgili dostum Metin Öztürk ile arada bir görüşürüz. Memleket meseleleri değil de en çok Doğubayazıt üzerinde konuşuruz. Metin Öztürk hep bunu söyler, abartmadan güzel duygularla sözlerini dile getirir. “Biz Doğubayazıt’lılar hep akrabayız, illa ki,  bir yerde ya kız vermişiz, yada kız almışız. Doğubayazıt’ın kötüsü olmaz, Doğubayazıt’ı en kötüsü başımın tacıdır”  Başın var olsun Metin Öztürk, sağolasın.

         Musa Turan abimiz ayrı bir Doğubayazıt sevdalısı. Hayır işlerini kardeşleri ile birlikte Doğubayazıt’a aktarır. Bir keresinde dükkanında oturuyordum, yardım toplamak için ellerinde makbuzlarlan Musa Turan’ı dükkanına dadandılar.Musa Turan şu karşılığı verdi, “ beyler kusura bakmayın benim memleketiminde ihtiyaçları vardır, elimde geldiğince bu gibi yardımları Doğubayazıt olan memleketime aktarıyorum.” Dedi.

         Yaşar Olgun Milli Eğitim Müfettişi, Uzun zamandır bu görevini başarı ile sürdürmektedir.Doğubayazıt’lılar için kendisine ne görev düşse, başarı ile yerine getirmektedir.

        Prof.Dr.Çetin Kotan-Op.Dr.Ahmet Koç  Van’da görev yapıyorlar. Her Doğubayazıt’lının canı,kanı olmaya çalışıyorlar. Nerde ise günün yermi dört saati hizmetlerinden kusur etmezler.

        Can-ciğer Abdullah Semetay, o da bir hayırsever olarak, Doğubayazıt için elinden geleni yapıyor ve geri kalmaz bu gibi şeylerden geri kalmaz hep ileri gider. Baba yadigarı Doğubayazıt’a her sene birkaç kez gider, yardıma muhtaç olanları tespit eder, kendi elleri ile gider gizli, gizli yardımlarını dağıtır. Ama ne var ki, bazı kendilerini bilmezler Abdullah Semetay’ı eleştirerek, yok efendim Doğubayazıt’ı dilencilik memleketine çevirdiler, ne var ki, bunu söyleyenlerin bazıları hiç utanmadan, sıkılmadan Abdullah Semetay’a giderek yardım talebinden de geri kalmamışlar.

         Sevdin Koç, oda güzel bir abimiz, O da Doğubayazıt düşkünü. Her defasında Doğubayazıt’a varır, eş, dost akraba ziyaretlerinde bulunur. Bir ara Doğubayazıt’a faydalı ne yapabilirim?, diye düşünür. Sonra kendi adına Doğubayazıt’a bir camii yaptırır. Olsun camiide, okulda bizim için ibadethanedir. Yeter ki, insanlarımız Doğubayazıt’a faydalı birer eser bıraksınlar.

           Maksut Konyar, her defasında olumlu yatırımlar yapar. İnsanlara ekmek teknesi olur, en son büyük bir yatırıma imza attı. Özel okullar zincirini kurdu, başta Doğubayazıt insanları olmak üzere bir çok kişiye  ekmek kapısı oldu.

             Mehmet Özen, genç dinamik, o da Doğubayazıt sevdalısı bir insan. Bazen mekanına uğrar çayını içerim, sağolsun o da saygıda kusur etmez. Bir keresinde mekanına vardığımda beni karşıladı, sohbetimiz sırasında baktım ki, tedirgin, hayır ola Mehmet’im, dedim. Abi, dedi, kusuruma bakmasan Hayrettin Fidan ameliyat olmuş, hastaneye onu ziyarete gideceğim, iyi, dedim o zaman beraber gidelim. Beraber kalkıp Hayrettin Fidan’ı ziyarette gittik.Hayrettin Fidan’ın yattığı hastane İstanbul Kadıköy’deydi.Bende havalar girdim, Kadıköy benim köyüm,yıllardır orada oturuyorum, ben sana yolu gösteririm. Dedim.Tünele girdik, tünelden çıktık baktık ki, yol tekrar gerisi, geri Aksaray’ı gösteriyordu ki, Allahtan tünele girmeden Üsküdar yönüne son bir çıkış vermiştiler.Bir oh çektim, nasıl oh çekmeyeyim yoksa Mehmet’e karşı mahcup olacaktım. Mehmet Özen pişkin, pişkin gülerek, “Fırat abi inan Vallahi ne yalan söyleyeyim, eğer bu çıkış olmasaydı, Aksaray’a götürüp seni indirir başımın çaresine bakardım.” Harbiden yaparmıydın, dedim?, yemin etti, yapardım, dedi. Neyse ki, Allahtan durumu düzelttik, sevgili Mehmet Özen’inde dilinden kurtulmuş olduk.

               Doğubayazıt Sevdalısı olan diğer hatırımda kalan dostlardanda söz edeyim.

           Ali Eryılmaz, Ali Tanrıverdi,Turgay Kafkaslı,İrfan Çevik,Burhan Aladağ,Ferit Ay,Salih Deniz,Nihat Taştan,Gülten Aras Korkmaz,M.Nuri Barış,Ayhan Aladağ,Filiz Aladağ Çelik,İrfan  Aladağ,Celal Semetay,Cem Koç,Cevat İssi,Fahrettin Kaya,Hayrettin Fidan,Lütfi Toktaş,Murat Baycan,Osman Eren,Rami Yıldız,Tamer Aladağ, Şahin Can..

     Adı şu an hatırımda kalmayıp ta, yazamadığım dostlar afetsinler..