Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Doğubayazıt´a gelerek yaptığı konuşmada, "Medeniyeti zirvelere taşıma çabasının zarif bir sembolü olan İshak Paşa Sarayı, mimari bir şaheser olmanın ötesinde bir yükseliş çağrısıdır. Doğubayazıt, tarihin şekillenmesinde coğrafi özellikleri ile rol alırken, onun yetiştirdiği alimler, arifler, ozanlar ve sanatçılar da bilgelikleri ve hünerleriyle tarihin akışına rehberlik etmişlerdir. Bilime, sanata, medeniyete rehberlik etmişlerdir. Birliğe, kardeşliğe, sevgiye hizmet etmişlerdir. Tıpkı İshak Paşa Sarayı gibi buradan bütün dünyaya seslenerek, gönüllerin zirvesindeki yerini asırlardır koruyan büyük alim, arif ve mutasavvıf Ahmed-i Hani, ilmi ve gayretiyle bu topraklara kimlik ve şahsiyet kazandırmıştır."

Bakan Kaya, İslam alimi Ahmed-i Hani´nin, varlık ve hakikatin özüne yaptığı yolculukta yükselttiği nefesin, çağları aşarak günümüze kadar geldiğini belirterek, "Ahmed-i Hani, kadim medeniyetimizi aydınlatan, geçmişten geleceğe uzanan irfan güneşimizdir. Anadili olan Kürtçe´nin en seçkin eserleri arasında yer alan çalışmalarında, bugünün meselelerine ışık tutacak çok önemli tespit ve tekliflerde bulunmuştur. Ortak manevi mirasın özünü oluşturan insani değerlerimizi titiz bir nakkaş ustalığıyla kağıda dökmüştür. Kardeşliğin, birlik ve beraberliğin değerini bir ozan edasıyla yansıtmıştır." diye konuştu.

Ahmed-i Hani´nin varlığı, hayatı, aşkı ve sevgiyi kuşatan gönül ustalığıyla Kürtçe´yi zirveye taşıdığını aktaran Kaya, Ahmed-i Hani´nin bir çok alim gibi yeryüzünün bütün zenginliklerini, bütün imkanlarını yaradanın bir lütfu ve ihsanı olarak ele aldığını anımsattı.

Bakan Kaya, Ahmed-i Hani´nin insana ve hayata bakışında ilahi aşkın motiflerinin görüldüğüne dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onun birlik ve kardeşlik çağrısı aynı zamanda bir yakarış ve duadır. Aşkın ve adaletin destanını yazan Ahmed-i Hani, Kürtçe´nin yanı sıra Türkçe, Arapça ve Farsça yazdığı rubaileriyle kardeşliğin ortak diline gerçek bir zemin ve geniş bir soluk kazandırmıştır. Kardeşlik coğrafyası Anadolu´da her dilde aşka tercüman olmuştur. Kullandığı her dili gönül iklimiyle süslemiş, dil ve edebiyatımıza ruh vermiştir. Sahip olduğumuz gerçek hazinenin insan olduğunu tıpkı Yunus Emre, Mevlana gibi yüreğindeki insan sevgisini iman ateşiyle beslemiştir. İrfan ve hakikat aşığı Cemil Meriç´in ´Işık Doğudan Yükselir´ ifadesi Ahmed-i Hani´de karşılık bulmuştur."dedi. (AA)