Fotoğraf Arşivi / Yazı: Osman Eren
Benim coğrafyamın yakışıklı devrimcileri vardı. Az gibi gözükürlerdi ama birdiler bindiler ve bedenleri ağrı dağı gibi her zaman dimdikti. Her kim ki devrimci olmaya yüz tuttuğunda mutlaka yüreğinde bir Mustafa Çamlıbel vardı.
Her kim ki ?sol?dandır, gözlerinde hep emeğin parıltısı vardır. Dermandı devrimcilik, demir gibi sertti balık gölünün sularıyla sulanan bir fidandı devrimcilik. Dünyayı emek üzerinde görenlerdi onlar , onalara göre kim ki bir şeylere emek vermişse, orada hak emeği verenindir. Nerede bir haksızlık varsa onun karşısında bir devrimci mutlaka vardır. Yeri gelir tek başınadır,yeri gelir birden bin olur ve bir gider bin gelirlerdi hep doğubayazıtın kara kaşlı kara gözlü devrimcileri.
Doğubayazıtda saray sinemasının köşesinde öldürülen devrimcilerin dostluğu hep anlatıldı bazid?de.
Devrimciler ramazanda oruç tutacaksın ya da tutmayacaksın diye kimseleri dövmemiştir, çünkü bütün oruç tutmayan devrimciler piknik pastanesinin üst katında memiş ağbinin acılı menemenini yiğiyorlardı.
Hiç kimseye ibadetinden dolayı ayrımcılık yapmıyorlardı. Dağdaki devrimci ağabeylerimizin safı hep belliydi zaten. Ağrı dağında vurulanlarda belliydi , bazidin yaylasında vurulanlarda.Onları sırtlarından vuranlarda belliydi aslında. Devrimcilerin vurulduğu yerde bir vatan yeşerirken, vatanından sürgün edilenlerde beliliydi..
Ama her şeye rağmen Doğubayazıtda devrimciler hep yakışıklıydı, hep güzeldi ve fidan gibiydiler?
Yeri gelir ağız dolusu küfürü bir çırpıda haykırırdı cesurca bazidin ortasında,düşmana inat düşmanın yüzüne ,ana ,avrat düz giderlerdi. ?Memoş,Gurso,Teko,Suat ? Ama küfürü bile hakkıyla edenlerdiler. Küfürde en çok ?Gursonun? ağzına yakışırdı dolu dolu . Nerede sömüren varsa suratlarına pisliklerini bir küfür gibi çalıverirdi ?Teko? . O nedenle sevmeyeni çoktu ama hep sevilendi doğubayazıtda . Ve sol ezildikçe, azala azala çoğalan tek şeydi devrimcilik doğubayazıt?da.
Erzurum ve ağrı otogarında devrimcileri ezmek ve dövmek için sırada bekleyen, yüzleri gibi yürekleri de is tutmuşlar vardır. Bunların yüzleri, bıyıkları,elleri hep çirkindir. Bedenleri kan ve pislik içindedir , dilleri tatlıdır ama zehirlidir.
Azınlıkdılar ama insanlıklarını tükete tükete çoğalanlardır. Nereye dönsen onlardan vardır bir kadın ah ediyorsa sebebi onlardır, bir çocuk ağlıyorsa sebebi yine onlardır. Sokak ortasında sırtından vurulmuşların katili onlardır,açlıkda yoksullukda onların en iyi sanatıdır. Onlar ?Çirkindir?. Oysa devrimcilk doğubayazıtda hep yakışıklı,hep masumdu.
Amma velakin çirkinleri unutmak da günahtır. Onları hatırlamak ve hatırlatmakda sevaptır.
Devrimci çocuklar bu ülkenin cezaevlerinde işkenceden geçirilirken, devrimci oldukları için ve hatta yalnızca ?Kürt? oldukları için işkencelerden geçirilenler oldu.
Oysa devrimcilik fidan gibidir ağbiler , yakışıklıdır, güzeldir. Deniz? in yüzü gibi tertemizdir kir tutmaz. Zariftir, dal gibidir, devrimciler hep yakışıklıdır ağbiler, devrim hep güzeldir. Ama devrimci olmak ise zordur, yürek işidir?.