FIRAT BETAZIT YAZIYOR
Uzun bir zaman oldu güzelim memleketim Doğubayazıt’a gitmiyeli, arkadaşlarımı dostlarımı görmüyeli, Gazetemizin babası Nezir Çelik’in kızı Olcay Çelik’in düğünü vesile oldu da Doğubayazıt’a gittik.
Acıyı kederi, sıkıntılarımızı Türkiye’nin dört bir yanında tozlu raflarda bıraktık, Doğubayazıt’a vardık, caddeler, sokaklar toz duman olsada memleket, hasret kalmıştık sanki cennte vardık.
Yağmur yağdı çamur oldu, güneş çıktı toz-dumandan boğulduk, diyorum ya nede olsa memleketimiz babamız anamız.
Doğubayazıt dışında her birimiz bir yerlerden gelmiştik, İzmir-Tahran hattında Hüseyin Salman, ve ailesi, İstanbul’dan gelin ve damadın sağdıçlığını üstlenen Ahmet Timur, Gazetemiz Sahibi Nezir Çelik’in ikizi Asım Çelik ve ailesi Aydın’dan Nihat Taştan, Eskişehir’den Sabiha Karakaş, Çokta fire verdik, Bodrum’dan Ali Eryılmaz, Ankara’dan Ömer aladağ, Eskişehir’den Dr. Akif Aladağ, Gebze’den Turgay Kafkaslı, İstanbul’dan Ferit Ay, Salih Deniz’in mazeretleri vardı gelemediler.
Doğubayazıt’ın seçkin mekanlarından biri tutulmuştu, Çelik ve Baran aileleri kendilerine yakışan ne ise onu yaptılar. Kız Tarafı Refika-Nezir Çelik,Damat tarafı Songül-Ahmet Baran gelen misafirlerle teker teker kapıda karşılayarak,masayı dolaşarak herkesle ilgilendiler.
DENGBEJLER SÖYLEDİ, DOĞUBAYAZIT HALAYA DURDU AĞRI DAĞI İNİM İNİM İNLEDİ
Konukların yada misafirlerin çok iyi ağarlanması için hiçbir şeyden kusur edilmemişti, Doğubayazıt’ın yetiştirdiği güzel iki ses, ikidengbej çağırılmıştı, Yunus Agiri ve Hüseyin Zeren, ilk günde Yunus Agırı ile Hüseyin Zeren birlikte sahne aldılar. İkinci gün Yunus Agırı’nın Van’da konseri olduğundan bütün yük Hüseyin Zeren’e kaldı, iki bin kişilik salonu hınca hınç dolduran herkesi hem eğlendirdi, hemde coşturdu, yeri geldiğinde Hüseyin Zeren sahnede inerek organizeyi yönetti.
Her kes mutluydu, halay aldı başını gitti, Ahmet Timur iki dakika yerinde oturmadı, halay başını çekti, her kesi halaya kaldırdı, kısacası her kesin neşesine neşe kattı.
Sırtımızı yaslandık heybetli Ağrı dağına, Sol yanımızı dayadık Kalusdağına, EhmedeXanı’ının ilminden mutluluk kaptık, oynadıkça oynadık. Mutluyduk, bahtiyardık, son anda mutluluğumuza zehir kattılar altta anlatacağım.
Gençler çoktan kararlarını vermiştiler birleşmeye, kalpleri çoktan bir birilerine kenetlenmişti, olsun nikah memuru Yunus Karahan’ın huzurunda ve Nikah şahitleri gelinin şahitliğini yapacak olan Doğubayazıt Kaymakamı Karahan Daştan ve Damadın nikah şahitleri Cemal Gültekin, Orhan Tozbey huzurunda evet diyerek işi resmiyete döktüler.
Damat tarafı mutluluktan göz yaşı dökerken, kız tarafı hüzünlüydü, Dengbej Yunus Agiri ve Hüseyin Zeren kimsenin daha fazla hüzünlü olmaması için her kesi halaya kaldırdılar, zaten o kadar güzel iki ses gelmişti ki, onlar söyledikçe kimse yerinde duramıyordu. Ne yalan söylüyeyim bende hep halayda durdum.
Doğubayazıt mutluydu, her kes umutluydu, seven gençler birleşiyordu, ama iki bin kişilik yere binlerce yürekler birleşmişti, eller kenetlenmiş, her kes halaya durmuştu.
Asım Çelik,Mehmet Çelik amcalık görevini yapıyordu, Hamza Salman dayılık görevini yapıyordu, Fatma Karakaş, Sabiha Karakaş, Rahime Tayfur Halalık hizmetlerini uyguladılar.
Zehra Yardımcı, Sevim Salman, Şefika Elçi, Fatma Çaçanoğlu teyzelik haklarını kullandılar. Hakan Tayfur, Atakan Tayfur, Orhan Çelik, yeğenlik görevlerini yerine getirdiler. Kısacası kime ne görev düştüyse herkes fazlasıyla yaptı, çünkü onların göz bebeği Nezir Çelik’in ilk göz ağrısının düğünü vardı.
ACIYI BAL EYLEDİK
Tam bu mutlu günümüzde acılı bir haber ile sarsıldık, düğünü yarım kestik. Çok sevdiğimiz ağabeyimiz Ağrı Gazeteciler Cemyeti Başkanı Alaettin Aslan’ın kardeşleri bir tuzağa düşürülmüş, üç kardeşten bir saldırı sonucu hayatını kaybetmişti ve iki kardeşimizde ağır yaralanmıştı. Yoğun bakımda yatıyordu. Düğünü kısa kestik ertesi gün başkan Aslan’ın acısını paylaşmak üzere Ağrı’ya gittik. Ne diyeyim Allah böyle bir acıyı kimseye vermesin, Başkan Aslan bitikti, biz bitmiştik o nasıl bitmesin, zor ayakta duruyordu, şiir gibi mısralar diziyordu, karşı tarafta çok yakın akrabası olduğunda olaya isim koymaktan zorlanıyordu. Başsağlığı diledik, onun acısını bir nebze olsa sırtımıza alıp Doğubayazıt’a vardık.
EY, DOĞUBAYAZIT SANA SECDEYE GELDİK.
Kısa bir izin günümde dostlar ile buluştuk, Ehmede Xanı’de secdeye durduk, Heybetli Ağrı dağı’na sol yanımızı dayadık, keşişin bahçesinde deli çayı içtik, İshakpaşa sarayı’nda ecdadımızı andık, kısacası kendi aileme bile zaman ayıramadım. M.NuriBarış, İbrahim Dönder, Ziya Alkan, Ali Semetay, M.Nuri Öztürk, ÖzcanAkar, HakanTayfur, AtakanTayfur, Taner Aladağ, Hasan Özbay, Ali Tanrıverdi, Murat Tayfur, M.Emin Ülgen, Kaya Gül’ün sofrasına misafir olduk. Ve vakit geldi her birimiz yine bir yerlere savrulduk.