Anamın-Babamın yurdu, Doğduğum yer, neşe kaynağım, özgürlüğümün ilk adım attığım yer, Sevdalım, kaldırım taşlarının altında bıraktığım sırlarımın saklı olduğu yer, umudum, sevda kaynağım Doğubayazıt uzun bir ayrılıktan sonra sana geldim.

           Dostlarımı Anamı-Babamı, kardeşlerimi ziyaret edip, uzun zamandır hasret kaldığım havanı soluklayıp, Ehmede Xanı’nın hayır-duasını alıp, Ağrıdağı’nın o heybetli bakışı ile bakışıp, Keşişin bahçesinde gürül, gürül akan o soğuk sudan kana, kana içip, İshakpaşasaray’ın gölgesinde oturup demli bir çay  içip, sana seyre dalmaya geldim Doğubayazıt.

            Sokaklarını değiştirmişler, bazı yerleri tarumar etmişler,  hele, hele bazı kendini bilmezler senin o güzel adını karalamaya çalışmışlar, bu karalamaya girenlerin ya kanı bozuk, ya da seni tam anlamamışlar. Seni bilen bilir, ama ben sana aşığım, sana geldim sevgili yurdum Doğubayazıt.

           Sabahın ayazından uyanacağım, her iki Ağrıdağı’nın arasında doğan güneşin nasıl sevinç ile takla atıp, ışık saçtığını büyük bir öz veri ile seyir edeceğim. Doğubayazıt sana geldim.

           Sokakların çoğunun ismi değişmiş, yüksek binalar heybetli Ağrıdağı ile yükseklik yarışına girmiş, ama ne var ki, temelleri ne derece depreme dayanıklı oda bilinmiyor. En çok da ilgimi çeken Doğubayazıt’ın en işlek caddesi olan, merkezi yerinde bulunan cadde. Caddenin başına gelmedik kalmadı, gelen ismini değiştirdi, giden ismini bir türlü beğenmedi. Çarşı caddesi olarak ilk ismini aldı, daha sonra  çeşitli isimler ile gündemdeki yerini korudu,daha sonra, Dr.İsmail Beşikçi caddesi oldu, şimdide alakasız bir isim verilmiş, İnegöl caddesi, ne alaka ise bir türlü anlam veremedim. Galiba bu ismi veren İnegöl köftesini çok yemiş olacak ki, yediği köftenin hakkını vermiş, düşünüyorum da, İnegöl ismini veren şahısa hiç mi Abdigör köftesi  yememiş, Doğubayazıt’ın bu tescilli marka köftenin ismini caddeye vermemiş.

        İşsizlik sorunu bitmeyen bir derin yara. Sanayi hiç olmadı, olmaya da niyeti yok, Hayvancılık yok denecek kadar az, Tarım dibe vurmuş, turizm cenneti olan Doğubayazıt’ta tek bir turist bulmak sanki ilaç gibi. Dilencilik almış başını gidiyor. Esnaf zor nefes alabiliyor.

           ŞU BELEDİYE BİNASINA BİR ÇÖZÜM BULUNAMADI, NEDENİ NE?

        Doğubayazıt yüksek binalarla almış başını giderken, AVM’ler bir biri ile yarışırken, gel, gelelim şu Doğubayazıt Belediye’sinin binasına, bina artık nerde ise çökme tehlikesi ile karşı, karşıya, yükselen binaların içinde cılız kalıyor, işin enteresan tarafı Belediye binasının Tarihi konağımız, binlerce yerli ve yabancı durağı olan İshak paşa saray’ın yolunun üzerinde olması. Her halde yetkililer şunu düşünmekteler ?, görenler binaya  “hay Maşallah” desinler. Yok, yok biz başkaları gibi itibar peşinde değiliz, sadece eskiyen Belediye binasının artık azat edilip, yerine yeni bir binanın yapılmasından yanayız. Bizim itibarımız bize yeterde artar.

         Şimdilik buradayım, Dostlarımın yanındayım, senin o muhteşem havanı soluklamaya devam edeceğim, ayrılırken üzülerek de olsa sana  “Allaha Ismarladık Doğubayazıt” diyeceğim..