Ünlü ekonomist ve Kapitalizmin de babası olarak bilinen Adam Smith, liberal ekonomilerde devletin hiçbir şekilde iktisadi hayata müdahale etmemesi gerektiğini savunmuş, hür teşebbüsün, arz-talep dengesini gözeterek ihtiyaçlar doğrultusunda üretim ve hizmet sunabileceğini ileri sürmüş, "BIRAKINIZ YAPSINLAR VE BIRAKINIZ GEÇSİNLER" sloganı ile ekonomi tarihine not düşmüştür.
Bir kısım devletler Adam Smith'in bu teorisini kabul etmekle birlikte, yaşamsal ihtiyaçlar konusunda ise devlet müdahalesini benimsemişlerdir.
O nedenle özellikle akaryakıt, doğal gaz, elektrik ve su gibi temel ihtiyaçlar, ya devlet tekeline geçmiş ya da sübvansiyon uygulamalarına tabi tutulmuştur.
Karma ekonomi denilen böyle uygulamalarda, devlet, devlet olmanın da bir gereği olarak hayati hizmetleri kendi eliyle halka sunmayı görev bilmiş, insanlar için vazgeçilmez olan benzin, mazot, elektrik, su ve gaz gibi hizmetlerde mutlaka sübvanse yoluna gitmiştir.
Aksi durumda temel ihtiyaçlar, yüksek kar güdüsüyle bir takım aracıların insafına bırakılmış olur ki, Allah korusun. O zaman halkı soyup soğana çevirirler.
Nitekim günümüzde de görüyoruz, bu aracılar sürekli zam yapıyorlar, hizmet sunmada keyfi davranıyorlar ve devlet gölgesi altında istedikleri kuralları uygulama cüretini de gösteriyorlar.
Halen elektrik ve doğalgaz gibi temel hizmetleri temin eden şirketlerden memnun olan insan sayısı yok denecek kadar azdır. Bunlar da, tıpkı eski buyurgan kamu gibi hareket ediyorlar.
Bugün git yarın gel mantığı, istedikleri şekilde fatura düzenleme, yapılan itirazları ciddiye almama, vatandaşı azarlama, fırsat vermeden elektriğini ve gazını kesme, elektrik ve gaz kesmede vatandaşı bilgilendirmeme vs.
Çoğu zaman müşterisi olan vatandaşı muhatap bile almıyorlar. Tabiri yerinde ise vatandaş, ilçede kamunun en yüksek dereceli memuru olan kaymakamla aracısız görüşebildiği halde, bu şirketlerin yetkilileri ile görüşemiyor. Mutlaka bir aracı olacak ki elektrik idaresinin yada doğal gaz yetkilisine derdini anlatabilsin.
Bu kraldan çok kralcılar, "Dediğim dedik çaldığım düdük" mantığıyla insanları zor durumda bırakıp kendi kafalarına göre tekelci politikalarını yürütüyorlar.
Tabi ki bu arada mevcut iktidar partisini de büyük ölçüde yıpratıyorlar. Çünkü her fert ve her hane onların müşterisidir. Devletin Vergi Dairesi bile onlar kadar insanla tanışmıyor.
O nedenle Devlet, mutlaka silkelenmeli ve kendine gelmelidir. Bu aracılar bir şey üretmeden devletin sağladığı yetki ile büyük paralar kazandıkları gibi vatandaşa da yardımcı olmuyorlar.
Temel hizmetlerin devlet eliyle ve karma ekonomi mantığı içinde yürütülmesi ve gerektiğinde sübvansiyonlarla hayat pahalılığının önüne geçilmesi gereklidir ve belki de zorunludur.
Kamu hizmetlerinin bu şekilde özel teşebbüsün eline ve yetkisine terk edilmesi, şirketlerin istedikleri gibi hareket etmeleri önlenmeli ve halen faaliyet gösteren mevcutlara da bir ayar yada bir çeki düzen verilmelidir.
Aksi durumda Devlet adına ortaya çıkan ve kamu kisvesi altında vatandaşa her gün değişik eza ve ekonomik sıkıntılar yaşatan bu şirketler, bir taraftan da vatandaşların devlete ve iktidara güvenlerinin sarsılmasına nede oluyorlar.
Binaenaleyh, bu konuda çok yoğun ve yaygın şikayetler ve sızlanmalar vardır. Devlet ve Ak Parti yetkililerinin konuyu gündemlerine almaları zaruridir.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
22.11.2024