Kaplıcalarıyla dikkatleri üzerine çeken Diyadin kentimizin Murat kanyonu ya da bilinen diğer adıyla Ihlara vadisi, farklı manzarası, doğal güzelliği ve kent ekonomisi ile yerli ve yabancı turizime nasıl açılabilir.?
Çoğunlukla bölge ve yerli halkın ilgi gösterdiği Diyadin kaplıcaları fazla modern olmamakla beraber halkın istifadesine sunulmakta ve ihtiyaca kısmen de olsa cevap verebilmektedir. Kentin geçim kaynağı genel olarak tarım ve hayvancılık olsa da kente ekonomik açıdan büyük katkılar sağlayacak kaplıca turizmi fazla gelişmemiş ve gerekli alt yapı kapsamlı şekilde çözülmemiştir.
Diyadin kentimizin Doğa harikası Murat kanyonu`nun turizime kazandırılması birçok alana etki edeceğinden kent ekonomisine de katkı sağlayacaktır. Bu farklı ilgi odağı kente, kültürel ve sosyal alandada sempati kazandıracağı gibi, projelerin ivedilikle hayata geçirilmesi ile yıllarca birçok konuda zorluk çeken bölge halkının hakettiği kalkınma, yenilik ve cazibe ile modernleşmede büyük yol katedecektir.
Murat kanyonu ilçe merkezinin batısında yer alan yüksekliği 50 metreyi bulan ortasından geçen Nehir ile her mevsiminde bambaşka güzelliklere bürünmektedir. İçinde aktığı düz ve geniş tabanlı Ihlara vadisi, bıçakla kesilmiş gibi duran dik yamaçları ve yeşil doğasıyla büyülemektedir. Murat Kanyonu, Diyadin lavı olarak adlandırılan ve bölgesel volkanizma sonucu türemiş bazalt akıntısının paleo vadiyi (volkanizma öncesi oluşmuş yaşlı vadi) doldurmasından sonra gelişen atmosferik etkilerle meydana gelmiş bir morfolojik yapıdır. Nehir bazalt içine derinliği 50 metre kadar kazılmış bu vadi içinden menderesler yaparak akmakta ve genişliği 150 metreye ulaşmaktadır.
Diyadin Murat kanyonu taşlıçay ilçesine kadar devam eden dik yamaçları ve manzarası ile büyülemektedir. Çeşitli zengin bitki örtüsünün varlığı manzarayı tamamlayan bir başka unsur olarak dikkati çekiyor.
Diyadin kaplıcaları yolu üzerinden de görünen kanyon, kaplıcaya gelecek ziyaretçilerin ilgisini çekebilecek nitelikte olduğu gibi elverişli iklim şartlarıyla her mevsimde turizim hareketleri için coğrafi yapının değerlendirilebilir turizim potansiyeline sahiptir. Bölgenin önde gelen Doğubayazıt kenti turizimi ile Diyadin Ihlara vadisi turizimi, paralel ortak çalışmalar ile bölgenin turizim aktivitesinin çeşitlenmesinde büyük potansiyel sağlayabilir.
Kanyo`nun doğasına uygun peyzaj düzenlemeleri, günübirlik piknik alanları, alçak katlı bölge mimarisine uygun ticari yapılar, köy evi oteller, ahşap konaklama evleri, ahşap kamelyalı kafeler, doğal şelale, açık ve kapalı kaplıca yüzme havuzları açık hava tiyatro mekanları, sosyal faliyet alanları gibi bağımsız ve ortak kullanım alanları oluşturulmasıyla turistik ve günübirlik ziyaretler açısından oldukça hareketlilik sağlanabilir, başta kent ekonomisi olmak üzere bölgeye önemli bir sosyal dinamizim kazandırılabilir. Ihlara vadisine göre daha çok tanınan ve termal tedavi maksadıyla sadece yöre insanları tarafından istifade edilen Diyadin termal kaynağı`nın bölgedeki mevcudiyeti bu projeye dahil edilerek yerli ve yabancı turizim hareketleri canlandırılabilir. Diğer bir ifadeyle termal kaynak ve kanyon yeni bir bölgesel planlama ve teşvik desteği ile gündeme alınmalı, mevcut yapılar bu proje kapsamında kentsel dönüşüm hamleleriyle paralel olarak hayata geçirilmelidir.
Ulaşım açısından farklı bir ilgi odağı olacak adrenalin tutkunlarının`da ilgisini çekecek, yaya amaçlı asma köprü,teleferik, yamaç paraşütü ve kanyon yamaçlarına tırmanma sporları da ayrı bir zenginlik katacaktır. Ayrıca kanyon vadisi boyunca yapılacak su kanalı yaz sezonlarında küçük su kayıkları,deniz bisikletleri v.b aktivitelerle hizmet vereceği gibi,aynı su kanalı kış turizminde paten kayma pisti olarakta her mevsim değerlendirilebilir proje özelliği ile ön plana çıkmış olur. Benzeri eklenebilecek birçok sosyal kültürel aktivite alanları bu projede hayata geçirilebilir.
Bahsetmiş olduğumuz bu projeler, doğal çevre ve yerel mimariyle uyumlu olmalı, bölgedeki tarihsel yapıların özgün çizgilerini taşımalı, kalıcı mimari örnekler niteliğinde olmalı ve dokusal harmoni göstermelidir. Proje finansmanın elverdiği ölçüde etap etap, zamana yayılmalı ve hayata geçirilmelidir. Yerel doğal malzemenin kullanımına özen gösterilmeli, yapay malzemeden kaçınılmalı ve proje gelecek kuşakların gurur duyacağı anıt eser karakteri taşımalıdır.