Kısa adı Diyadin-Der olan, 11 yıla aşkındır İstanbul Avcılar’da kendi mülkiyetinde hizmet veren, Diyadin Sosyal Yardımlaşma, Dayanışma, Kültür Derneği’ni bir taziyeden dolayı geçenlerde ziyaret ettim.
Daha evvel gördüğümüz Diyadin-Der sanki ayrı bir havaya bürünmüştü. Oysa ki, Dilaver Özden ve ekibi Diyadin’Der’in kurulması için ne emekler sarfettiklerini çok iyi biliyoruz.
Dilaver Özden Diyadin-Der’in temelini İstanbul Aksaray’da bulunan bir dairede attı.Temelini atarken kültürümüzde gelen, ahlakımızı belirleyen, Ağrı’da, Doğubayazıt’ta, Patnos’ta, Diyadin’de, Taşlıçay, Hamur,Tutak’ta ne varsa getirip harca kattı.
Harç tutmadı mı ?, tuttu. Öyle bir tuttu ki, Diyadin’lisi, Doğubayazıt’lısı bir oldu, Diyadin-Der’i kira derdinden kurtarıp, İstanbul Avcılar’da geniş, güzel bir mekan aldılar, Başkan Dilaver Özden’e ve Diyadin’lilere armağan ettiler.
Hatta Diyadin-Der’in açılışına o zaman Milletvekili olan bir zatta davet edilmişti, adam mikrofonu kaptığı gibi bir gürledi, bir gürledi, ama bildiğim kadarı ile gürlemiş, bir türlü Diyadin’der’in üzerine yağmamış.
ŞİMDİ GELELİM ASIL KONUMUZA;
Diyadin’der Dilaver Özden ve onun yanında buluna kişilerce kuruldu. Bunun için işlerini bırakıp Dernek işleri ile uğraştılar. Bazıları “her zaman yanınızdayız, ne gerekiyorsa yaparım” diyenlerin çoğu ortalıkta toz-duman olup gittiler.
Dilaver Özden ve ekibi hiç kimseye güvenerek bu yola çıkmadılar, bildiklerini okuyup şecerelerini serdiler. Derneği kurdular, işlerine başladılar. Haaaa, unutmamak gerek, Diyadin-Der’in kuruluşunda BAY-DER yönetiminde büyük payı var, çünkü Başkan Dilaver Özden ile her görüşümüzde BAY-DER’lilere teşekkürlerini iletiyordu.
Dilaver Özden Diyadin-Deri bırakmış, daha doğrusu verilen sözler yerine getirilmemiş, o da yorulmuş derneği bırakmış, ama derneği yine de kendi kaderine terk etmemiş. İlgisi ve alakasını sürdürmekte.
Diyadin-Der’e taziyeye gitmemiz için sağ olsunlar M.Nuri Barış ve Tamer Teomete olduğum yerden beni aldılar gittik. Gittik gitmesine de Diyadin-Der’in o müthiş karşılamalar, güler yüzlerden hiçbir eser kalmamıştı, sanki her kes kalıbına çekilmişti.
Gözler Dilaver Özden ve Mehmet Aditatar’ı aradı, Mehmet Aditatar oradaydı. Her zaman olduğu gibi saygıdan sevgiden kusur etmiyordu, ya başkan? Dediğimizde, başka biri bize gösterildi, Yok canım şaka gibi, dedim, Dilaver Özden’e ne oldu? “ onu artık bıktırdılar, o yoruldu, bırakmak zorunda kaldı” oysa ki, Dilaver Özden bu derneği kurduğunda ne zorluklarla baş etmişti, derneğin içini gezdiğimizde ne kadar da genişletilmiş, ibadet yeri yapılmış, ve hatta gelecek olan bayanlara da yer tahsis edilmiş.
Demem odur ki, Diyadin-Der hak ettiği insanlarla kuruldu, hak ettiği insanlarla bu günlere geldi, yine hak ettiği insanlarla o güzel günlere devam etmesini isteriz.
Yoksa yanlış mıyım, bilmiyorum..? size bırakıyorum.