Bugün farklı bir yazı yazmayı düşünmüştüm, ne yazık ki Maraş depremi dolaysıyla doğrusu ne etti isem elim başka bir yazıyı yazmaya bir türlü varamadı.
Depremle alakalı herkes ileri geri bir şeyler söylüyor, kimisi bugünkü iktidarı, kimisi geçmiş iktidarları, kimisi belediyeleri kimisi de daha çok müteahhitleri suçluyor.
Geçen yazımda bir İslam Filozofundan alıntı yaparak: Coğrafyanın kader olduğunu ifade etmeye çalışmıştım. Buradaki kastım; bu coğrafyada dünyaya gelmek, Türk, Kürt, Arap, Sünni veya Alevi bir aileden doğmak bizim kaderimiz olduğunu, aynı zaman beraber yaşamak zorunda olduğumuzu ve her şeyden önemli önlemleri ve çareleri beraber üretmemiz gerektiğini demek istedim.
İşin özüne gelecek olursak böyle bir felaketin; bu kadar can kaybına yol açmasında kimler suçlu?
Yıkılan binaların bir kısmı 2000’ den önce yapılan binalar; onlar mı sorumlu?
Yıkılan binaların birçoğu son yıllarda yapılan binalar, mevcut hükümet mi sorumlu?
Farklı siyasi partilere mensup 2 kat yerine 5 kat onayını veren Belediyeler mi sorumlu?
Bakkalını kapatıp, imamlığı bırakıp, köydeki arazileri bırakıp, boyacılığı veya sıvacılığı bırakıp müteahhitlik yapan mı sorumlu?
Bilimi, ilmi, tekniği, mühendisliği bir kenar bırakıp günlük geçinme derdine düşüp her şeye taviz veren mühendisler mi sorumlu?
Sıfır puanla Üniversiteye girip mühendislik kazanan sistem mi sorumlu?
Yeteri kadar kendini anlatamayan bilim adamları mı sorumlu? Bilim adamlarını ciddiye almayan yönetici veya iş adamları mı sorumlu?
Maliyetli, güvenli, sağlam bina yerine boyasına ve badanasına bakıp ucuz tarafına kaçan bilinçsiz alıcı mı suçlu?
Yoksa hepimiz mi suçluyuz? Hangimiz siyası, ticari, şahsi ve ailevi çıkarları bir kenarı bırakıp fedakarlık yapabiliyor? Kaç kişi bizi anlar? Değer bilir?
Velhasıl depremlerin olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Nuh Tufanı’ın olduğu bir bölgede yaşıyoruz. İbrahim Peygamberin ateşe atıldığı ve İsa Peygamberin çarmıha gerildiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Bilimsel ve toplamsal ünlemlerimizi almazsak daha çok çekeriz daha çook dizimize vururuz.
Peki bundan sonra ne yapılabilir?
Evvela 2000’den önce ve sonra yapılan binaların depreme dayanıklılığı objektif ve bilimsel metotlarla bir daha gözden geçirmek lazım.
Deprem dayanıklılığı en çok etkileyen; zemin etüdü çalışmasıdır. Zemin etüdü; ya belediyeler tarafından ya bakanlık veya TOKİ tarafından yapılması lazım. Çünkü binayı ayakta tutan statik projedir. Statik hesap da zemin etüdüne göre yapılır. Statik projeyi çizen mühendis; Jeolag’tan zemin değerlerini ister. Hiçbir jeologun elinde binanın yapılacağı yere ait geniş sondaj çalışmasına ait doneler yoktur. O kadar detaylı sondaj çalışmasını yapacak maddi ve teknik da imkanları yoktur. Dolaysıyla çoğunlukla kes, kopyala, yapıştır yöntemi ile komşu parsellerden de istifade ederek sonuca varır. Oysa zemin metre farkı ile farklılık gösterebilir.
Onun için en sağlıklı şey; Zemin etüdünün geniş imkanlara sahip resmi kurumların yapmasıdır.
İnşaat Kontrol sistemini otokontrola bağlamak lazım. Gölcük depreminden sonra YAPI DENETİM FİRMALARI kuruldu. Ancak son yıllara kadar Yapı Denetim Firmasını seçmek Müteahhit’e bağlı idi. Tabii ; Müteahhit istediği firmayı seçiyordu, parasını da belediye üstünde ödüyordu. Peki müteahhidin seçeceği firmanın müteahhidi denetleme şansı var mıydı? Allahtan ki son yıllarda seçimi müteahhitten aldılar, bakanlık seçiyor. Amma olanlar oldu. Onun için inşaatları denetlemek için Yapı Denetim Firmalarına ağır sorumluluk yüklemek gerektirdiği gibi ayrıca Bakanlık veya Belediyeler nezdinde de otokontrolunun yapılması lazım.
Yapı Denetim Firma elemanlarının ehil ve yetişmiş kişiler olmalıdır. Buna göre mevzuat yenilenmelidir.
Toplumu; depremle yaşayacağı konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve yetiştirmek gerekiyor.
Geleceğimizi, neslimizi basit gündelik şahsi ve siyasi çıkarlara feda etmememiz gerekiyor.
Yeni kuracağımız kent merkezlerini; yıllara dayanır, modern, yeni nesillere uygun şekilde inşa etmemiz gerekir.
Coğrafi alanımız bize yeter. Dağımız, taşımız boldur. Dikey yapılaşma yerine yatay yapılaşmaya yönelmem
İnşaat Demir ustalarının sorumlu, bilinçli teknik bir eğitimden geçmeleri gereklidir.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Ağrı
21.11.2024